“Hocam size bir sorum var, yardımcı olursanız memnun olurum: Ben maddî imkânsızlıklardan dolayı evlenemiyorum. Bekâr olarak ölürsem bana ceza var mı ahirette?”
Size yok, ama -maddî imkânsızlıklar yüzünden evlenemiyorsanız- çevrenize, içinde yaşadığınız topluma ve bilhassa varlıklı akrabalarınıza ceza var!
Zira, İslâmiyet onlara; evliliği maddî sebeplerden dolayı geciktirenlere yardımcı olmak zorunluluğu getiren âyetin meali şöyle:
“Aranızdaki bekârlardan elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir.” 1
Yani bu vazife toplumun! Bir sefer, anne-babalar yardımcı olmak; gençlerin bu endişelerini gidermek zorunda. Hayat şartlarını ve evliliği ağırlaştırmamalı. Bilhassa kız tarafı çok şey isteyip, gençleri ağır borçları onlara yüklememeli.
İslâmda evliliğin çok kolay tutulmasının altında derin mânâlar, hikmetler yatmakta olduğunu yaşayarak öğreniyoruz. Peygamberimiz (asm) bir hadis-i şerifinde mealen, “En hayırlı evlilik, en kolay olanıdır.” 2 buyurmuyor mu?
Meseleye bu açıdan bakıldığında, insanların iffetlerini, nâmuslarını, vakar ve ciddiyetlerini, nizam ve intizamı, belli prensipler dahilinde hareket etmeyi sağladığı görülür. Yâni, böylece insanlık, başıboşluktan, serserilikten, fuhuştan ve zinadan korunmuş olur. Çünkü sosyal hayatta, tarihten bu yana, aslolan iffettir, nâmustur. Fuhuş ve zina gibi gayr-i meşrû hayat, her toplumda bir sapma olarak kabul edilmiştir.
Ve bu zamanda mimsiz medeniyetin icabatından olarak hâcât-ı zaruriye (zarurî ihtiyaçlar) dörtten yirmiye çıkmış. Tiryakilikle, görenekle ve itiyadla, hâcat-ı gayr-ı zaruriye (gerçekten zarurî ihtiyaç olmayanlar), hâcât-ı zaruriye hükmüne geçmiş. Âhirete iman ettiği halde, “Zaruret var” diye ve zaruret zannıyla dünya menfaati ve maişet derdi için dünyayı âhirete tercih ediyor. 3
Ve en önemli unsurlardan birisi de, “güven” meselesidir. Gayr-i meşrû bir gençlik, flört hayatı, evlilikleri geciktiriyor. Gezdiği, arkadaşlık ettiği insanların düşük ahlâkına bizzat şahit olanla-kendileri öyle de olsa-evlenmek istemiyor. Bu şekilde evlilikleri geciktiriyor. Bunlar da bireysel hayata yönlendiriyor. Bu, israfı ve gayr-i meşrû hayatı pompalıyor. Bu da, üretimi ve gelişmeyi durduruyor. Toplum hayatını tar- ü mar ediyor.
Tabiî ki, “maddî imkânsızlık” lüks hayatı, lüks yaşamayı kast etmemelidir.
Ve “Aranızdaki bekârlardan elverişli olanlardan” kasıt, ailesini maddî-manevî tehlikelerden koruyacak, ortalama geçimini sağlayacak durumda ise, demektir.
Dipnotlar:
1- Nûr Sûresi, 32.
2- Ebû Dâvud, Nikâh: 31.
3- Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası, s. 456.