Meclis’te “Terörsüz Türkiye” çalışmaları kapsamında Ağustos ayında kurulan “Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” 15. Toplantısında gençleri ve kadınları dinledi.
Bundan önce bakanlardan eski Meclis başkanlarına, baro başkanlarından sivil toplum kuruluşlarına, terörle mücadelede bedel ödemiş askerlerin oluşturduğu derneklerden insan hakları derneklerine kadar birçok kişiyi dinledi. Şimdiye kadar 120’a yakın sivil toplum kuruluşu temsilcisinin ve kanaat önderinin dinlendiğini açıkladı.
Dinleme faslının sonunda raporları hazırlamak için partilerin ve milletvekillerinin çalışmaları beklenecek. Arkasından bir çerçeve rapor hazırlanarak hangi konularda neler yapılması gerektiği konuşulacak. Yapılabilecek teklifler, komisyonun TBMM Genel Kurulu’na hangi tekliflerde bulunacak, bunlar ortaya çıkarılacak.
Komisyon çalışmalarına devam ederken, siyasetçilerin İmralı ziyareti gibi konuları gündeme getirmesi tartışmalara sebep oluyor. Bu zaman zaman komisyon toplantılarına yansıyor.
***
“HALKIN LİDERİNE ALÇAK DİYEMEZSİN!”
Bu tartışmalardan birisi de Meclis genel kurul oturumu yöneten DEM Partili Meclis Başkanvekili Pervin Buldan ile İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez arasında yaşandı.
Çömez’in “50 bin kişinin katili, polisimizi, askerimizi, öğretmenimizi, korucumuzu şehit etmiş, insanlarımızı katletmiş bir alçak teröristin mesajlarını Türkiye’ye taşımak gibi bir sorumluluğunuz yok; yapamazsınız bunu, bu son derece yanlış” demesine ilk önce DEM Parti Van Milletvekili Mahmut Dindar, “Ağzından çıkanı kulağın duysun ya! Bir halkın liderine ‘alçak’ diyemezsin, saygısızlık yapma! Düzgün konuş, saygısızlık yapma, adam gibi konuş!” diyerek sert tepki gösterdi. Ardından Buldan’ın, “Bu sözlerinizi reddediyorum, hiç kimse size böyle bir hak veremez. Ben bu kürsüye saygısızlığı, bir insana saygısızlığı asla kabul etmem, ettirmem” demesi üzerine yüksek ses tonuyla yapılan tartışma uzun süre devam etti.
DEM’li milletvekillerinin “otur yerine” sesleri arasında Çömez, düşüncelerine açıklamayı sürdürünce Pervin Buldan, oturuma ara verdi. Aranın ardından da bu tartışma kaldığı yerden devam edip gitti.
DEM Partili vekillerin Meclis oturumlarında “alçak” ifadesine tepkileri sürürken, Müsavat Dervişoğlu’nun sert sözleri de tansiyonu iyice yükseltti. Karşılıklı tartışmalar günlerdir devam ediyor.
***
NEREDEN NEREYE…
Bütün bunları görünce, aklımıza terörist başı Öcalan’a “sayın” denildiğinde Meclis’in ne kadar karıştığını, yumruklu kavgaların olduğunu, hatta Kürtçe kelime kullanıldığında tutanaklara, “Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi” ifadesinin yazıldığını hatırlıyoruz.
Geldiğimiz noktada Öcalan’a “saygısızlık” yapılmasına iktidar kanadından tepki verilmeyen noktaya gelindi. Hatta MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın Buldan’a destek vererek, kendisine yönelik ifadeleri doğru bulmadığını söylemesi de kayıtlara geçti.
***
KULLANILAN DİLE DİKKAT
Bu tartışmaları görünce, ikinci hatırladığımız da Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Demokrat Parti Sözcüsü Haydar Altıntaş’ın komisyonun ilk toplantısındaki “Milleti kutuplaştıran değil, birleştiren bir dil kullanılmalı” ifadeleri oldu.
Yaklaşık 2.5 aydır çalışmalarını yürüten komisyonun çalışmalarına hız vermesi, raporların kısa zamanda çıkartılması gerekiyor. Yoksa bu türden tartışmalar komisyonun çalışmalarına yansıyacak ve mesele bilinmez bir noktaya gidecek.
DP’li Altıntaş’ın da ilk toplantıda söylediği gibi, “Bu çalışmalar milletin huzuru içindir; siyasî pazarlık masası değildir…”
Bir de, yürütülen çalışmalar Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilişkilendirilip, anayasa çalışmalarına çevrilmemeli. En önemlisi siyasî pazarlık malzemesi haline getirilmemeli.