Uzun zamandır, daha doğrusu mükellefiyet çağından beridir korku damarı peşimi bırakmıyor!
Aman Allah’ım nelerden korkuyor muşum, nelerden ve kimlerden boşu boşuna havfetmişim! Şu listeye bakar mısınız; korkmadığım şey kalmamış gibiydi:
- Yüksekten korkuyordum, alçaktan da korkuyordum!
- Karanlıktan korkuyordum!
- Lise imtihanlarından, okulu bitirememekten, üniversiteye girememekten korkuyordum!
- İş bulamayacağım, aş bulamayacağım diye korkuyordum. (İşimi kaybedeceğim diye korkuyordum!)
- Evlenemeyeceğim, diye korkuyordum, bir taraftan evlenirsem ailemi geçindiremeyeceğim diye korkuyordum!
- Ekonomik istikrarsızlıktan korkuyordum! Mikroplardan, virüsten, hastalıklardan korkuyordum! Akrep, yılandan çok korkuyordum! (Halen de korkuyorum, ama, azaldı…)
- Yangınlardan korkuyordum! (Çocukluğumda ahşap olan -hepimizin öyle idi- komşumuzun evi yanarken söndürmeye değil, korkumdan kaçtım!) Sel, deprem ve bütün afatlardan korkuyordum!
- Köpeklerden korkuyordum.
- Devletten, rejiminden korkuyordum, istediği gibi uysal bir vatandaş olabilecek miyim, diye korkuyordum! Mahkemelerden korkuyordum!
- Yöneticilerden, başkanlardan, müdürlerden, amirlerden, memurlardan siyasetçilerden korkuyordum! (Halen siyasetçilerin patavatsızlıklarından korkuyorum ya! Memurların yönetmelik, tüzük, kanun gibi kelimeleri ağzından düşürmemesi; bir imza için Birleşmiş Milletler’e kadar göndermesinden korkuyordum!) Askerlerden (jandarmadan) darbecilerden korkuyordum!
- Ehl-i dünyanın hafiye ve propagandacılarından korkuyordum!
- İç düşmandan korkuyordum, dış düşmandan korkuyordum!
- Hergün “acaba bugünkü yazımı doğru yazdım mı, hakperest ve âdil yazdım mı?” diye pek korkmuyorum da, “nasıl bir tepki verilecek” diye korkuyorum!
- Tekzip almaktan korkuyordum! İmam-hatipliğine, çoluk-çocuğuna zarar gelir korkusuyla, amirinden zılgıt yer korkusuyla o tekzibi yemek zorunda kaldım!.
- İhtiyarlıktan korkuyordum!
- Tuhaf gelecek size, ama, diriden korktuğum gibi ölüden de korkuyordum! (Çocukken ölen bir akrabamızın cesedine bastım, öyle bir kaçtım ki, o gün bugün çok az cenazelere katıldım!..) Mezardan (yılan, çıyan, börtü böcüklerinden korkuyordum!
- Ölümden korkuyordum! (Halen, yatakta ölüm aklıma gelince sol tarafıma dönüp kaçıyorum!.. Eynel mefer!)
Bu korkular bana neye mal oldu? Bu korkular beni nelerden mahrum etti; bunların hesabını nasıl vereceğim diye korkuyorum!
- “Sonra bu korkuları nasıl yeneceğim?” diye korkuyordum! En enteresanı, korkunun kendisinden korkuyordum! Artık korkular bende bağımlılık haline geldi, yenemeyeceğim, diye korkuyordum!
- Öyle bir duruma gelmiştim ki, korkulmayacak şeylerden bile korkmuşum...biriymişim be!
Evet, her şeyden korkuyordum, ama, asıl korkulması gereken, Allah olduğunu düşününce, bütün diğer korkularım izale oluyordu...