Ezher Üniv. eski rektörü, Mısır Yüksek Din Kurulu Genel Başkanı Ahmet Ömer Haşim: “Risâle-i Nur’un bu çağda dinî söylemi değiştirmesi ümmetin çok muhtaç olduğu bir meseledir.
“Bedîüzzaman tarihte az rastlanan ender şahıslardan birisidir. Her yüz senede gelecek müceddidlerin en güzel örneği Üstad Bedîüzzamandır.” Risâle-i Nurların dünyaya yayılmasının sırrı; dilinin müsamahalı, nazik ve ihlâslı olmasıdır. İslâm’a doğru dâvet; muhlis bir kalpten çıkmakla ancak mümkün olabilir. Bir dâvânın ebede yazılması için vazgeçilmez şart ihlâstır. Risâle-i Nurların kaynağı Kur’ân ve sünnettir. Bedîüzzaman Kur’ân âyetlerinin en ince sırlarını ele alarak neşretmiştir. Kur’ânın ebedî ve ezelî özelliği vardır. Aynı sır Risâle-i Nurlarda da vardır.
-Üstad Bedîüzzaman’ın bu ümmete yazdığı reçete selef-i salihinden farklıdır. Çok orijinalliği vardır. Ümmetin yaşadığı bütün zorlukları görüp, ona göre reçetesini yazmış. Müslümanlar bu gün dünya nüfusunun beşte birine ulaştı. Ama sıkıntıları da o ölçüde arttı. Hz. Peygamber (asm) bir hadisi şerifinde: ‘Bu ümmetin, diğer ümmetlerden farklı ve üstün olduğunu söyler.
“Hiçbir ümmete, Peygamberimize (asm) gelen vahiy gibi vahiy gelmemiştir. Tek bir yerden yükselen sesin bütün dünyaya duyurulması mümkündür. Risâle-i Nurlarda da bu hususiyet vardır. Düşman devamlı kalbe ve merkeze hücum eder. Kudüs ve Gazze bunun örneği. Risâle-i Nur bütün ümmeti uyandıracak bir vesiledir. ‘Keşke kavmim beni tanısaydı!’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Yine bir hadis-i şerifte: Müslümanların çoğalmasına rağmen beraber olamayacaklarına işaret edilir. İşte Risâle-i Nurlar bu ayrılığı giderecek bir eser külliyatıdır.
“Bedîüzzaman’ın üslûp ve lügat değişikliği en büyük bir cihaddır. Muhataba göre konuşma meselesini Risâle-i Nur halletmiştir. En uygun ‘hitap’ şekli gerekiyordu. İşte Risâle-i Nur bunu bu asırda en iyi şekilde halletmiştir. Herkes bulunduğu yerde veya ayrı ayrı mekânlarda birlik ve beraberliği temin etmemiz gerekir.
Yarın: “Bediüzzaman bize, medeniyet dili hediye etmiştir!”