"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Geç değil

Ali Rıza AYDIN
14 Ağustos 2025, Perşembe
Müslüman, keyfemayeşa yani canı nasıl isterse öyle yaşayan bir insan değildir. Hem kendisi hem de kendinden başkaları için uyulması icap eden kurallar olduğunu bilir.

En basitinden bir lavabo adabına uyulması gerektiği gibi; hayatın içinde de hayata dair uyulması gereken adap, erkan, kurallar vardır ve olmalıdır.

Fakat, kuralları bilmek tek başına yetmiyor.

Bilmenin yanında, insanın edindiği bilgileri zihninde duru olarak izleme şuurunda olması; farkındalık için, bilginin bilince dönüşmesi gerekiyor.

Esasen birçok şeyi bildiğimizi zannetmek yerine (konusunda mütehassıs olanlar müstesna), bilmediğimizi fark etmek daha kazançlı, daha isabetli bir anlayış tarzı değil mi?

İnsan, beşikten mezara kadar bilgiye muhtaç.

Bilmek için ise, öğrenmek gerekir.

Sosyal, kültürel; dinî, dünyevî bilgi açığımızı kapatmak, bu ihtiyacımızı gidermek için zaman ve zemin mefhumu söz konusu olmayabiliyor.

Nice ihtiyar denecek kadar ileri yaşta kimselerden Kur’ân-ı Kerîm’i hıfz edip, hafız olan; mahkûm olarak girdikleri mahpushanede tahsil yapan, hatta üniversite bitiren insanlara dair haberleri zaman zaman medyada görüyor, okuyor ve memnun oluyoruz.

Peygamber Efendimiz (asm), hadis-i şeriflerinde; “İki şey vardır, insanların çoğu onun değerini bilmezler: Sıhhat ve boş vakit” diyor.1  

Demek ki bir Müslüman, “ne istersem öyle yaparım” yaklaşımı yerine, zamanını, dolayısıyla ömrünü dünya ve ahiret saadeti bakımından en faydalı bir şekilde değerlendirmenin gayretinde olmalı; hayatın ham maddesi olan ömrünü iyi işlerde değerlendirmeli.

Okumak yazmak, öğrenmek ve emsali güzel çalışmalar için hiçbir zaman, “geç kalınmış zaman” değildir.

Yeter ki sen bunu iste.

Günü gün etmenin, nefsin peşinden gitmenin ne sınırı, ne de faydası var. Ama ömür sınırlı! Şu an mevsim, yaz. Sebzevatın matbaha-i kudrette piştiği, insanın da bundan nasipdar olduğu günler…

Termometrelerde sıcaklık derecesi oldukça yüksek.

Eh, insan bu!

Gönlü, Erciyes Dağından kar ister. Haddi aşar; servi boylu yâr ister.

İster, ister…

Gönlümüzün ne istediğine değil, gönlümüzü de, ömrümüzü de bize ihsan eden Rabbimizin bizden ne istediğine bakmalıyız.

 1541 Şereflikoçhisar doğumlu mutasavvıf Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri gibi, gönle;

“Bülbül güle karşı zâr,

 Pervaneyi yakmış nâr,

 Her kulun bir derdi var,

 Bana Allah’ım gerek” dedirtmenin derdine düşmeli.

İşi, “Keşke”lere bırakmadan…

Dipnot:

1-Buharî, Rikak, 1.

Okunma Sayısı: 495
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı