"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Arapça Ezan yasağına karşı çıkanlar cezalandırıldı

Atilla YILMAZ
17 Haziran 2015, Çarşamba
Ezana hürriyet mücadelesi ve Said Nursî

“Türkçe ezan-kamet uygulaması daha ilk günlerden itibaren çeşitli direnmelerle karşılaşmıştır. Bu uygulamaya ilk kitlesel tepki 1 Şubat 1933’te Bursa’da görüldü. Bundan sonraki süreçte, ezanın Türkçe okunması için çok sıkı tedbirler alınmasına rağmen ülkenin bazı yerlerinde, ezan yine Arapça okunmaya devam etti. Bu yeni uygulamanın, bütün Türkiye’de tatbiki hayli zaman aldı. Daha doğrusu bunda tam bir başarı sağlanamadı. Bursa olayı dışında ezan uygulamasına gösterilen tepkiler incelendiğinde, Bursa olayı dışında dikkate değer bir kitle gösterisi ve toplumsal olay yaşanmadığı ve yasağı çiğneyenlerin bu tepkilerini kişisel eylemlerle gösterdikleri görülmektedir.’’4

“Bu konuda emniyet arşivlerinde yer alan olaylardan bir kaçı şöyledir: 

Isparta’da Uzun oğlu Ahmet Usta’nın evinde okutulan bir mevlid esnasında Arapça tekbir alan Hilmi Alaeddin isimli şahıs adliyeye sevk edilmiştir. Bayburt ilçesi Ulucami müezzini hasta olması dolayısıyla 15 Şubat 1938 günü sabah namazına gelen cemaatten mezkûr ilçeden Şükrü Yıldız, Arapça ve Türkçe karışık olarak kamet getirdiğinden dolayı savcılığa şikâyet edilmiştir. Konya’da Kurban Bayramı namazında iki kişi duâdan sonra Arapça tekbir aldıkları tesbit edilip adliyeye sevk edilmiş, ancak herhangi bir cezaya çarptırılmamıştır. Erzurum Vilayeti Hınıs kazasında Ramazanda imamlık yapmış olan Molla Ahmed Arapça selâ verdikten sonra kaçmış ve aranmasına başlanmıştır. Arapça tekbir almaktan suçlu Şarkikaraağaç ilçesi inhisarlar takip memuru Hilmi Aydın 3 lira hafif para cezasına çarptırılmıştır.’’5

“Millî Şef döneminde de yasağa rağmen ezanı Arapça okumakta ısrar edenler olduğu görülmektedir. Ancak bu konuda tavizsiz bir politika güdülmüş ve yasak katı bir şekilde uygulanmıştır. Bu çerçevede Arapça ezan yasağına karşı gelen birçok insan tutuklanarak muhtelif cezalara çarptırılmıştır.”6

“Ancak bütün yaptırımlara karşın, yasağın çiğnenmesi devam etmiş, özellikle güvenlik güçlerinin ulaşmakta zorluk çektiği yerlerde Arapça ezan okunmaya devam etmiştir. Meselâ 1945 yılında doğu illerinde teftiş yapan bir polis müfettişi, Bingöl’de köylerde hâlâ Arapça ezan okunmaya devam edildiğini söylemektedir. Benzer bir durum, dönemin bir şahidi tarafından ‘Köyde eski Türkçe (Arapça) ezan okurlardı. Böyle Allahuekber, Allahuekber… Eski Türkçe ezan okumak yasaktı o zamanlar. Ezan zamanı, candarmalar gelirdi ki, bakalım bunlar nasıl okuyorlar ezanı diye. Candarmaları gördükleri zaman bizimkiler yeni ezanları okurlardı. Tanrı uludur, Tanrı uludur” diye şeklinde dile getirmektedir.

Cemaat ve cami görevlilerinin Türkçe ezan okuma hususunda, ilginç yollara başvurdukları görülmektedir. Ezanın çocuklara ve akıl hastalarına okutturulması, ezanın Türkçe olarak yüksek sesle okutulmasından sonra Arapça’sının okutulması başvurulan bu yollar arasındaydı. Polis kayıtlarında Arapça ezan yasağını çiğnemekten dolayı yakalananlar arasında çok sayıda aklî dengesi bozuk vatandaşın bulunması bu kaçamak yolların sıklıkla uygulandığını göstermektedir.’’7

“Tek Parti yönetimini en çok uğraştıran bu hareketlerden en önemlisi Nurculuk akımı idi. Bu akımın kurucusu ve ‘Üstadı’ Said-i Nursî ya da Bediüzzaman diye anılan kişi, bu dönemde devletin yakın takibi sonucu çok fazla faaliyet alanı bulamadı. Ancak, sürgün olarak gönderildiği yerlerde ve hapishanelerde kaleme aldığı Risalelerle bağlılarına ulaşmayı başardı ve geniş halk kitlesini etkisi altına aldı. Kendilerine Nur Talebeleri, Nur şakirtleri adını veren bağlıları bu dönemde çok hummalı bir çabaya girişerek Risaleleri geniş bir halk tabanına ulaştırmayı başardılar. Said-i Nursî’nin kendi ifadelerinde hedeflediği kitleler hakkında bilgi edinmek mümkündür: ‘Türkiye’de yarım milyon şakirdim var. Bilhassa üniversiteli gençlerde şakirt kazanmak istiyorum.’ Bu haliyle Nurculuk Millî Şef yönetiminin en çok takip altına aldığı ve hareketlerine fazla müsaade etmediği bir akım olmuştur.’’8

1946 yılından itibaren Türkiye’de çok partili hayata geçilmiştir. 25 sene boyunca,  memleketi tek başına yöneten CHP’nin karşısında, sağ yelpazede üç dört parti yer almıştır. Bunlar içerisinde liberal düşünceye sahip, hak ve hürriyetlerden yana tavır koyan DP, halkın teveccühüne mazhar olmuştur. Said Nursî’nin ifadesiyle ‘’Ahrarlar istibdat-ı mutlakı kaldırıp tam bir hürriyet-i şer’iyeye vesile olacaktır.’’9

‘’Ahrar fırkası yine otuz beş sene sonra dirildi.’’10

1932 yılında başlayan ezan okuma yasağı tam 18 sene sürmüştür.  Ezan okuma yasağının üzerinden geçen 18 sene sonra DP iktidar olmuştur. DP’nin halka verdiği din ve vicdan hürriyeti sözü, Merhum Başbakan Adnan Menderes tarafından yerine getirilmiştir.

‘’1950 yılının 16 Haziran’ı, yakın tarihimizin kırılma anlarından biridir. Türkiye, 1932 yılı ortalarından itibaren “Tanrı uludur, Tanrı uludur” şeklinde okunan Türkçe ezanı o gün resmen terk edip Arapça ezana, daha doğrusu ezanın aslî diline geri döndürecektir.’’11

“DP grubundaki ilk güven oylamasına Demokrat Parti’den 163 milletvekili, Meclisteki oylamaya ise 126 milletvekili katılmamıştır.’’12

“9 Haziran 1950 günü genel başkanlığa getirilen Adnan Menderes, bir hafta sonra ezan yasağını kaldırdığı zaman, grubuna dahi hâkim bulunmuyordu. Dolayısıyla belki iktidarda idi, ama henüz muktedir değildi.’’13

Meclisten geçen bu kanun CHP’nin de oylarıyla kabul edilmiştir. İnönü grubuna hâkim olamamıştır. CHP Grubu ikiye ayrılmış, İnönü ve ekibine rağmen ezan serbestisine CHP‘li vekiller de evet oyu kullanmışlardır.

DİPNOTLAR:

4) Dr. Ali Dikici. Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk yolu dergisi. s. 42. Kasım 2008. s. 161-192. s. 169, 170.
5) Age. s. 170, 171.
6) Age. s. 171.
7) Age. s. 172, 173.
8) Age. s. 176.
9) Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası. s. 276.
10) Bediüzzaman Said Nursî. Beyanat ve tenvirler. s. 202.
11) Türkçe Ezan ve Menderes. Mustafa Armağan. Timaş. Yay. İst. 2010. s. 10.
12) Age. s. 31.
13) Age. s. 31.

Ezan-ı Muhammedi Aslına Dönerken

Okunma Sayısı: 2428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı