Bir süre sonra güneş kendini gösterir.

Bu iki arkadaştan, “ya yolda üşürsem” düşüncesiyle üstüne kalın bir kürklü palto giyeni için, “kürkü giymek ayrı” “taşımak ayrı” bir dert olur. 

Kürkten kurtulmak isteyen adam, huyunu bildiği arkadaşından hemen borç para ister. Arkadaşı, “Sana borç veririm ancak teminat olarak ne göstereceksin” diye sorar. Kürk sahibi, “Elimdeki kürk ne güne duruyor” der ve kürkü verip parayı alır. 

Az giderler, uz giderler, şehre varırlar. Şehre varınca uyanık borçlu anlaşmayı bozar ve şöyle der: “Artık senin parana ihtiyacım kalmadı, al paranı ver kürkümü…”

Bugünkü köşe yazımızda sorular bizden, cevapları sayın okurlarımızdan…

Beklenen oldu. Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024’te dillendirdiği yeni çözüm süreci, PKK’nın kendisini feshetmesiyle neticelendi. Yapılan açıklamada, “PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silâhlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı” denildi.

Dileriz ülkemiz için hayırlara vesile olur. Hesapsız kitapsız ve ihlaslı bir barışa itiraz etmek akıl işi değil.

Lâkin kırk yıllık terör örgütünün kırk günde dağılması, akl-ı selime, “Bu nasıl anlaşma?” sorusunu sorduruyor. Çünkü ortada cevabını sadece güvenlik bürokrasisinin bildiği belirsizlikler var. 

Onlardan bazıları şunlar:

* PKK kendisini, yalnızca romantik barış şarkıları karşılığında mı feshetti? Karşılığında ne aldılar? Kürtler artık anadilde eğitim, Anayasadaki vatandaşlık tanımı gibi meselelerle ilgilenmiyor mu?

* Öcalan, umut hakkı ya da başka bir formülle serbest bırakılacak mı?

* PKK terör örgütü üyeliğinden yargılananlar ya da ceza alanların durumu ne olacak?

* Türkiye’nin silâh bırakmayan YPG ve diğer örgütlerle ilişkisi nasıl olacak? 

* Suriye’nin kuzeyinde kurulabilecek Kürt Devletine Türkiye devleti ve derin devleti inşaat ve benzeri konularda destek verecek mi? Ne alıp, ne verecek?

* Türkiye, bir Anayasa değişikliği ile üniter devletten federal devlete mi evrilecek? Güneydoğu bir eyalet olacak mı? Şayet güneydoğu bir eyalet olursa, gün gelip de Türkiye’den ayrılıp, Suriye Kürt Devletine katılmanın oylanacağı bir referandum yapılabilecek mi?

* Öcalan’ın da Kürt Hareketinin başında olduğunu düşünürsek, bugün AKP, MHP ve bir kısım Kürtlerin başında rejimin ve güvenlik bürokrasisinin istediği liderler var. Gün gelip bu liderler değiştiğinde bu anlaşma hayatta kalır mı?

Bu soruların cevabını zaman gösterecek. Bu belirsizliklere bakınca görünen sadece şu: Tek adam rejimi, Kürtlere, kürklü paltosunu taşıtıp, onların oylarını ödünç isteyecek. 

Kürtler gün gelir de borcun faizini ve nakliye parasını isterlerse, -Allah muhafaza- Türkiye daha büyük bedeller ödeyecek gibi duruyor. 

Böyle bir ihtimali tek adam rejimi hesap etmiş midir? 

Pek sanmıyoruz. Çünkü onlar böyle meselelerde “Banane, ben kürkün emanetçisiyim, asıl sahipleri düşünsün” demeyi tercih ediyorlar. (Kürkün asıl iki sahibini siz zaten biliyorsunuz). 

Yine yazık mı olacak Havranlı Raif Efendiye…