"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müjde!

Aydın Pınar
21 Eylül 2025, Pazar
Peygamberimiz (asm) müjdeci olarak gelmiştir. On Dokuzuncu Mektup’ta Hz. İsa’nın “Ben gidiyorum tâ müjdeci gelsin” diyerek Peygamber Efendimizin geleceğini müjdelemesi nazara verilmiştir.

“Müjde; lügatte sevindirici haber, sevinmeye yol açan haber olarak manalandırılmış. Yani ihtimal içermeyen, kesinleşmiş durumlar, gelişmeler için kullanılır.

Hz. Enes (ra) anlatıyor: “Resûlullah (asm) ölmek üzere olan bir gencin yanına girmişti. Hemen sordu: “Kendini nasıl buluyorsun?”

“Ey Allah’ın Resûlü, Allah’tan ümidim var, ancak günahlarımdan korkuyorum” diye cevap verdi. Resûlullah (asm) da şu açıklamayı yaptı: “Bu durumda olan bir kulun kalbinde (ümit ve korku) birleşti mi Allah o kulun ümid ettiği şeyi mutlak verir ve korktuğu şeyden de onu emin kılar.” (Tirmizî, Cenâiz, 11)

Mü’min böyle havf ve recâ içerisinde olmalıdır.

Risale-i Nur’da Nur Talebelerinin iman ile kabre gireceğine dair müjdeler var: 

"Kuvvetli hüccetlerle, hattâ ehl-i vukufu da teslime mecbur eden işarat-ı Kur’âniye ile, 'Nur’un sadık şakirdleri iman ile kabre girecekler. Hem şirket-i maneviye-i Nuriye’nin feyziyle her bir şakird derecesine göre umum kardeşlerinin manevî kazançlarına ve dualarına hissedar olur. Güya, adeta binler dil ile istiğfar eder, ibadet eder.' Bu iki faide ve netice, bu acib zamanda bütün zahmetleri ve sıkıntıları hiçe indirir; pek çok ucuz olarak o iki kıymetdar kârları sadık müşterilerine verir." (14. Şua )

"İkinci emare: Risale-i Nur’un sadık şakirtlerinin, hüsn-ü âkıbetlerine ve iman-ı kâmil kazanmalarına o derece kesretli ve makbul ve samimî dualar oluyor ki, o duaların içinde hiçbiri kabul olmamasına akıl imkân veremiyor.

Ezcümle: Risale-i Nur’un bir hâdimi ve birtek şakirdi, yirmi dört saatte, lâakal Risale-i Nur talebelerinin hüsn-ü âkıbetlerine ve saadet-i ebediyeye mazhar olmalarına yüz defa Risale-i Nur talebelerine ettiği duaları içinde hiç olmazsa yirmi otuz defa selâmet-i imanlarına ve hususî hüsn-ü âkıbetlerine ve imanla kabre girmelerine, aynı duayı, en ziyade kabule medar olan şerait içinde ediyor.

Hem Risale-i Nur talebeleri bu zamanda her cihetten ziyade hücuma maruz olan iman hususunda, birbirine selâmet-i iman hakkındaki samimî, masum lisanlarıyla dualarının yekûnu öyle bir kuvvettedir ki, rahmet ve hikmet onun reddine müsaade etmez. Faraza, mecmuu itibarıyla reddedilse de, tek bir tane onların içinde kabul olunsa, yine her biri selâmet-i imanla kabre gireceğine kâfi geliyor. Çünkü her bir dua umuma bakar." (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 40-41)

Nur talebelerinin, şirket-i maneviye sırrıyla sevapta ortaklıkları inşaallah kardeşlerimizi bu müjdeye dahil ediyor. Fakat bizim kendimizi sürekli kontrol etmemiz gerekiyor: Dairede miyiz, değil miyiz? İşte gerçek müjde bu cevapta gizli.

İşimiz hem çok kolay, hem çok zor, ancak imkânsız değil!

Feraizi ifa, kebairi terk ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, peşindeki tesbihatı yapmak. Ve şûrâya inkıyâd.

Okunma Sayısı: 205
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı