Bu yıl da bir alış veriş çılgınlığını geride bıraktık elhamdülillah. Bazıları “Black Friday” yani Kara Cuma dediler bu çılgınlığın adına, bazıları “Mübarek Cuma” dediler. Neticede indirimlisinin bile çok pahallı olduğunu yüzbinlerce ürün satıldı. Benim bu indirimden aldığım tek şey test kitabı oldu. Temel giyim ihtiyaçlarımı hiçbir oyuna gelmeyerek, kapitalizme boyun eğmeyerek, standart beden ölçülerine uymaya çalışmayarak kendim dikişle karşılıyorum. O yüzden bu black friday de beni teğet geçti. Müslümanların mübarek Cuma gününe neden kara dedikleri ve üzerimizde nasıl bir oyun oynadıkları konusunda pek bir fikrim yok. Binlerce yıllık mübarek Cuma birilerinin kara demesiyle kararmaz. Benim için mütemadiyen karşıma çıkan indirim reklâmları dışında her zamankinden farksız mübarek bir Cumaydı. Evet, bu vesileyle geçmiş Cumanızı mübarekliyorum.
UZAYA ÇÖP ATMAK
Şimdi sizi alıp çok uzaklara götürecek bir habere geçiyorum. NASA tarafından yayınlanan görüntülerde, astronotların kozmik ışınları ölçen ‘AMS’ adlı bir cihazın sistem ve parçalarını değiştirdikleri uzay görevinde, bir astronotun ortaya çıkan atık çöpü uzaya bıraktığı görülmüş. İşte ne de olsa uzaydayım, amaaan burada kim görecek, şuracığa atsam kimsenin ruhu duymaz diyorsun, ama NASA görmese bile Allah görüyor astronot kardeşim. Dünyaya indiğinde şahane bir ekip karşılayacak seni. Greta Thunberg ve evsiz kutup ayıları. Hemen arkasında da CNN Türk haber ekibi olacak. Uzaya çöp atan astronotla röportaj yapıp doğrusunun bu olduğunu savunacaklar. Uzaya atılan çöpün uzay aracına alınması halinde ortaya çıkan maliyeti ve Marslı arkadaşlarımızın evlerine ekmek parası götüremediğini anlatacaklar. Astronotlar uzaydan, bizim termik santraller dünyadan el birliğiyle insanlığın sonunu getireceğiz evelallah.
PORTATİF EKONOMİ
Yayınımıza kısa bir eğlence arası veriyoruz. Bir tekerleme vardır. Komşu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İncik boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? Hazine aramak için kuruttuk. Hazine nerede? Hangi hazine? Hazine işte. Yooo. Yav hazine nerede? Ekonomimiz süper kardeşim. Evet, haber merkezimize son alınan bilgilere göre bugün ekonomisini toparlamış bir ülke olarak yolumuza devam ediyormuşuz. Evet, ekonomimizi toparladık, valizimize koyduk abbas yolcuyuz. Artık o kadar küçüldü ki portatif bir şekilde katlanıp toparlanabiliyor. Hatta kabin bagajı bile olur yani hiç sıkıntı değil. Neyse yine ekstra bagaj ücreti ödemek derdinden kurtulmuş olduk. Gördünüz mü her işte vardır bir hayır. Hem seyahat eden sıhhat bulur. Olaya ekonomik ve sosyolojik bazı açıklamalar getireceğinize bir de bu yönlerden bakın. Bakış açınızı değiştirin.
BU KADAR
Evet, magazin haberlerimizi verdik, dinî mesajımızı verdik, çevresel bazı faktörlere değindik, ekonomimizden dem vurduk. Sırada ne var sizce? TABİ Kİ TEKNOLOJİ!! Ajanstan bize ulaşan bir haberimizi buraya yapıştırıyorum. “Bahçeli: Siber fiziksel sistemler yapılırken vicdan köprüleri yapılamıyor. Öğrenen robotlar, yapay zekâlar üretiliyor, hoşgörü ve hürmet üretilemiyor” Bizim arkadaşlar bu haberi teknolojiye almışlar, ama ben şimdi onu değiştiricem. Siber miber robot momot geçiyoruz bunları. Bize vicdan köprüleri, hoşgörü ve hürmet otoyolları lâzım. Bunlar için gerekli sponsorluğu Avrupa’da olduğum sırada kurduğum bazı ilişkilerden sağlayacağım. Şimdilik bu ilişkiler bana kalsın. İlerleyen zamanlarda ihtiyaç olursa (yani her fırsatta) Avrupa’da geçirdiğim efsane günleri ve yayalara nasıl yol verildiğini anlatırım. Şimdilik haber merkezimizden bu kadar. Sizin de aklınıza gelen başka haberler olursa sayfanın sonuna yazabilirsiniz, ev halkı okur. Haftaya görüşmek üzere, esen kalın!