"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeriat-ı İlâhiye ikidir

Çetin ACAR
05 Mayıs 2019, Pazar
Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu konuyu Mesnevî-i Nuriye adlı eserinde, küçük âlem olan insanın cismine yerleştirilen şeriat nasıl çalışıyorsa, büyük âlem olan kâinattaki şeriatında aynı sistemle çalıştığını ve içinde yaşadığımız ve istifade ettiğimiz her türlü ilim ve teknolojinin her birinin bu şeriatlara uyarak meydana geldiğini mükemmel bir şekilde anlatmış.

“Nevi beşerin havas (ilim adamı) ve cevasisi (araştırmacı) hükmünde olan funun-i ekvan (kâinata ait ilimler) istikra-i tamme (derin inceleme) ile o nizamı keşfetmişlerdir. Çünkü her bir nev’e dair bir fen ye teşekkül etmiş veya etmeye kabildir. Her bir, külliyet-i kaide (kaidelerin umumî oluşu) hasebiyle kendi nevi’ndeki nazım (düzen) ve intizamı gösteriyor. Zira her bir fen kavaid-i külliye desatirinden (umumî ve değişmeyen kaidelerinden) ibarettir. Demek şahsın nazarı nizamı ihata etmezse (tam anlayamazsa), cevasis-i fünun vasıtasıyla (fenleri araştırarak) görür ki, insan-ı ekber (kâinat), insan-ı asgar (insan) gibi muntazamdır. Her bir şey, hikmet (gaye, bilgi) üzere vazedilmiştir; faydasız abes yoktur.” 1

Hayatımızı kolaylaştırarak istifade ettiğimiz aklımıza gelen ve gelmeyen, bildiğimiz ve bilmediğimiz her türlü ilim ve teknoloji Cenab-ı Allah’ın kâinata yerleştirdiği emr-i tekvini ile (şeriatla) olduğu gibi, her bir ilim de Cenab-ı Allah’ın Esma-i Hüsnasının tecellileridir. Dolayısıyla her ilim, ilmin gerçek sahibi olan Yaratıcıya (cc) götürmesi lâzım.

Bununla ilgili yaşadığımız hayattan misaller verecek olursak; Meteoroloji ilmi, havaya yerleştirilen nem oranını yüksek veya alçak basıncı veya rüzgârın bulutları getirmesi veya götürmesi ile tahminini yapar. Güneşin ne zaman doğacağı, ne zaman batacağı, Ay’ın hareketleri, mevsimlerin meydana gelmesi (v.b) dünya kurulduğundan beri yaratıcının koyduğu kanun ile saniye bile şaşmadan değişmemiştir, değişmeyecektir. İlim ve insanlık âlemi de bu durumlara göre hayatını düzenler.

Son yıllarda herkesin hayretle müşahede ettiği, elimizdeki telefonlardan, bilgisayarımızdan, görüntümüzle açılan kapılardan, havada uçan dronlardan, aracımızla geçtiğimiz gişelerden, sesimizi, görüntümüzü, ışık ve ısıyı ileten teknolojinin oluşumu Cenab-ı Allah’ın hava zerrelerine yerleştirdiği şeriatı sayesindedir. Misalleri çoğaltabiliriz.

Ahsen-i Takvim olarak ve Cenab-ı Allah’ın bütün isimlerini yansıtma kabiliyeti verilen “küçük kâinat” olarak nitelenen insan âlemine baktığımızda ise; maddî ve manevî azalarıyla adeta “büyük kâinat”ın yürüyen, düşünen ve şuur sahibi hali diyebiliriz. Her yerinden ilim fışkırdığından her azasını incelemek için üniversiteler kurulmuş, kürsüler oluşturulmuş, ciltler dolusu kitaplar yazılmıştır.

Hiçbir azanın orijinalini yapmak mümkün olmadığı gibi, bedeninde oluşan herhangi bir rahatsızlığı tesbit etmek için de, ancak Cenab-ı Allah’ın o bedene koyduğu kanunla bulabiliyoruz. Meselâ: Doktora gittiğimizde bizden kan ve idrar tahlilleri istenir daha sonra ultrason, röntgen veya MR gibi görüntülerden sonra hastalığa teşhis konabiliyor. 

Cenab-ı Allah’ın diğer şeriatı ise: 

“. . . . Sıfat-ı kelamdan gelen bir şeriattır ki, beşerin ef’al-i ihtiyariyesini tanzim eder.” 2 Sıfat-ı kelâm, Allah’ın insanların yapması ve yapmaması gereken fiillerinin bildirildiği Kur’ân-ı Kerîm’dir.

Kâinata ve bedenimize ait olan şeriata uymadığımızda başımıza nasıl dünyevî musîbetler geliyorsa, sıfat-ı kelâmdan gelen emirlere uymadığımızda da hem ahiretimiz, hem dünyamız tehlikeye giriyor demektir.

“Meselâ, ilmin itası (ihsan edilmesi) manen ameli emrediyor. Zekânın itası ilmi emrediyor, istidatın (kabiliyetlerin) bulunması zekâyı, aklın verilmesi marifetullahı (Allah’ı tanımayı) kudretin verilmesi çalışmayı, cesaretin verilmesi cihadı manen ve tekvinen emrediyor.” 3

Anlaşılıyor ki, iki cihanda mesut olmanın şartı, her iki şeriata da uymakla olacak.

Dipnotlar: 

1- Mesnevî-i Nuriye, 392. 

2- Mesnevî-i Nuriye, 391.

3- İşaratü’l-İ’caz, 371.

Okunma Sayısı: 1391
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı