"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Binbaşı Asım Bey’in Risale-i Nurlara hitab şekli -2

Cevat ÇAKIR
20 Mart 2022, Pazar
Dördüncü mektubunda Üstadın kendisi için kullandığı ifadelere karşı “Muhterem Üstadım Efendim” diye başlayarak uzunca bir mektub yazmış:

“Her defa olduğu gibi bu kerre de namüstehak olduğum halde hakk-ı fakiranemde lütuf ve ibzal buyurulan iltifatat-ı binihaye bu fakiri mestediyor. Ne yapacağımı şaşırıyorum. Ancak Cenab-ı Lemyezel Hazretlerinin lütf-u kerem ü ihsanına hamd ü şükr ü sena ederek risale-i şerifelere sarılıyorum. Bunlar ve diğer sisale-i şirifeler hakikat fışkıran, nurlar saçan bir feyizdir.“ 1

Üsdada yazdığı beşinci mektubunda, Üstaddan önce ölmesini arzu ettiğini şu şekilde belirtiyor: “Gönül şöyle istiyor ve arzu ediyor: Bu fakir, Üstadımdan evvel kabre girsin ve siz, dar-ı bekanın ilk kapısına gelinceye kadar dar-ı dünyada bulununuz ki, bu fakir ve muhtaç olan talebenize arkasından göndereceğiniz dua ve hediyenizle mutena’im, şad ve mesrur olsun.“ 2

Son mktubunda Fihriste Risalesinin ehemmiyetinden şöyle bahsediyor: “Bu Risale Fihristesi, hakikaten menba-ı Nur ve mecma-i hakiattır. Elhak Nur fihristeleridir. Şöyle söyleyebilirim ki: Otuz Üç Söz, Otuz Üç Mektubun her biri, füyuzatta bir menba-i Nur-u hakikat ve gülistan-ı bağ-ı cinandır. Bu fihristeleri okumak; herhalde ve behemehal Söz ve Mektuplar risale-i şeriflerinizi görmek, okumak, yazmak için insanı iştiyak ve gayrete sevk ediyor ve şiddetle kamçılıyor.” 3

Kastamonu Lahikasındaki bir mektubda Üstad, Asım’la ilgili şunları söylüyor: ”Aydınlı Hasan Ulvi’nin kuvvetli kalemi, inşallah, merhum Asım’ın noksan bıraktığı vazife-i Nuriyeyi tekmil edecek ve o güzel kalemle Asım’ın ve Lütfü’nün ruhlarını şad edecek.”

Diğer bir mektubda da onun ruhuna şöyle rahmet gönderiyor: “Asım’ın ruhuna bin rahmet versin, amin.” 4

Üsdat Hazretleri vefat eden Asım gibi talebelirinin vazifelerinin devam ettiğinden şöyle bahsediyor: Eski talebeliğim zamanında mevsuk zatlardan, onlar da mühim imamlardan naklederek işittim ki: “Ciddî, müştak, halis talebe-i ulûm, tahsilde iken vefat ettikleri zaman, berzahta aynı tahsil misâli ve bir medrese-i maneviyede bulunuyor gibi, o âleme muvafık bir vaziyet ihsan ediliyor” diye, o zaman talebe-i ulûm içinde çok defa medâr-ı bahis oluyordu. Şimdi bu vakitte, talebe-i ulûmun en halisleri Risale-i Nur talebeleri olduğundan, elbette merhum Mehmed Zühtü, Âsım ve Lütfü gibi zatların vazifeleri devam ediyor. Defter-i a’mallerine hasenat yazmak için, manevi kalemleri inşaallah işliyorlar. 5 

Asım Bey, Barla Lahikasında Üstada yazdığı bir mektubunda; “Sevgili Üstadım, Ne diyeyim, müştakı olduğum bu risale-i şerife, bu sözler, bu hakikat, bu nur, bu fakire lütuf ve kerem-i ilahi olarak ihsan buyuruldu” der.

Mektubun sonunda şöyle dua ediyor: “Ve siz Üstadımı, sizi sevenlerin ve dellâllığında bulunduğunuz nidalarınızı işitmek ve dinlemek, okuyup yazmak, mucibince hareket ve amel etmek heves ve iştiyakında bulunan kardeşlerimin başından eksik buyurmasın. Âmin, bihürmeti seyyidi’l-Murselîn. 6

Dipnot:

1- Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası, 75,76, 77.,

2- Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası, 80.,

3- Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası, 112.,

4- Bediüzzaman Said Nursi,Kastamonu Lahikası, 57.,

5- Bediüzzaman Said Nursi,Kastamonu Lahikası, 198.,

6- Bedizzaman Said Nursi,Barla Lahikası, 91

Okunma Sayısı: 1718
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı