"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Binbaşı Asım Bey’in Risale-i Nurlar’a hitab şekli -1

Cevat ÇAKIR
13 Mart 2022, Pazar
Üstadın saff-ı evvel talebelerinden olan Binbaşı Asım Bey, Isparta’da tutuklanıp Eskişehir’e götürülüyor. Sorgu sırasında “Yarabbi, canımı al” diyor ve orada vefat ediyor. Üstad Hazretleri bundan dolayı Asım Bey’e istikamet şehidi oldu diyor.

Yine Tarihçe-i Hayatta Asım Bey’den şu şekilde bahsediyor: “Benim matbaam yok ve müteaddit kâtiplerim yok; birisini zor ile bulabilirim. Ve hüsn-ü hattım yok, yarım ümmîyim; bir saatte ancak bir sahifeyi çok noksan yazımla yazabilirim. Merhum Asım Bey gibi bazı zatlar, benim için bir yadigâr olarak, güzel yazılarıyla yardım ettiler. Benim, çok hazin gurbetimdeki hatıratımı yazdılar.”

Binbaşı Asım Bey’in Üstada yazdıkları mektuplar diğerlerinden bir yönüyle farklılık arz ediyor. Barla Lâhikası’nda Üstada hitaben altı adet mektub yazmıştır. Mektuplarında diğer mektupların hiçbirinde rastlanılmayan Risale-i Nur’la ilgili “Risale-i Şerif“ ifadelerini kullanmıştır.

Barla Lâhikası’ndaki Üstada yazdığı birinci mektubunda: Mektubun başında (Şu fıkra Binbaşı merhum Asım Beyindir) notu düşülmüş: “Envar-ı Kur’âniye mizan ve bürhanlarından takdir edilemeyen Sözler namındaki risale-i şerifler fakiri ihya ediyor, kalbimi nurlandırıyor.” 1 

Asım Bey Risale-i Nurlar’ı şöyle tarif ediyor: “Hikmetresan ve nurefşan ve müşkilküşa ve kâinatın muamma-yı tılsımını açan anahtarları bu fakirin eline veren yine o Risalelerdir. İşte o baha takdir edilemeyen o anahtarlar, öyle mücevherat ve pırlanta elmaslar ki, ne diyeyim iktidarsızlığımdan lisanım ve kalemim kalbimin tercümanı olamıyor, âciz kalıyor. Şeriat, hakikat ve marifet hazine ve definelerini küşad edecek ve eden, ancak ve ancak bu Nur Risale-i Şerifeleri’dir. Bu Risale-i Şerifeler de yazanı, okuyanı, dinleyeni Nur bahçesine, Nur deryasına gark edip de mütefekkir, mütehayyır edip, hepsinden bir çiçek demeti yapmaz da ne yapar! Diyebilirim ki, bu Nur Risale-i Şerifeleri bir gülistan-ı cinandır. Bu gülistandan istifade etmeyen bed-mayelere, nasibdar olamayanlara sad-hezar teessüf.” 2

Üçüncü mektup “Üstad-ı Ekremim” hitabıyla başlıyor. “Bu kerre ikmaline muvaffak olabildiğim üç Risale-i Şerife ki; Yirmi Dördüncü, Yirmi Dokuzuncu Söz, Otuz Birinci Mektubun Beşinci Lem’ası Mirkatü’s sünnet Risaleleri bera-yı tashih manzur-ı üstadanelerine buyurulmak üzere takdim edildi. Risale-i Şeriflerin cümlesi birer hakikat nuru fışkıran birer gülistan-ı cinandır.”

Hastalığından dolayı Risalelerin tashihinin gecikmesini Üsdada şöyle izah ediyor: “Üstad-ı Ekremim! Bu defa Risale-i Şerifler bir parça tehire uğradı. Bunu, fakirin atalet, betalet ve kesaletine haml buyurmayınız. Ramazan Bayramı’ndan beri iki defadır hastalığım ki, elan nekahet devrindeyim, Risele-i Nur-u Şerifelerin istinsahına oldukça bir fasıla vermiş oldu.” 3

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, 54., 2- Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, 66., 3- Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, 71.

Okunma Sayısı: 2649
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı