Peygamber Efendimiz’in (asm) inek etini tavsiye etmemesindeki hikmeti yıllar sonra öğrenebildim. “Sizlere inek sütünü tavsiye ederim. Zira ineğin sütü şifa, eti ise derttir” buyurmuştur. 1 Tıbb-ı Nebevi Ansiklopedisindeki bilgilere göre ise, “Sığır etinin mizacı soğuk ve kurudur.
Hazmı zor, mideden yavaş iner, kirli kan yapar, sadece çok çalışan kimselere uygundur. Devamlı yiyen kimseler de alaca, uyuz, demreği, cüzzam, bacak şişliği, habis tümör, evham, vücut ısısının yükselmesi ve daha bazı hastalıkları meydana getirir. Sığır eti sert ve kurudur. Bazı hastalıklar meydana getirir. Çok çalışanlardan başkalarının yemesi iyi değildir. Sığır eti basur hastalığını tahrik eder, bu sebeple basur hastası olan kimselerin sakınması lâzımdır.” 2
Said Nursî Hazretlerinin de onbeş günde bir et yemiş olmasını daha iyi anlıyorum. Ve günümüz insanlarının da çeşitli hastalıklara düşmesini de.
Şimdi de ineklerin küresel ısınmaya etkilerini aktaralım: Büyük baş hayvanlar, küresel ısınmaya yol açan sera etkisi yapan metan gazı çıkarıyor. Bu sebeple büyükbaş hayvanlar sera gazlarının yüzde 18’inden sorumlu tutuluyor. Bir inek yılda 1.5 ton karbondioksite eşit, yaklaşık 75 kilo metan gazı üretmektedir. Birleşmiş Milletler raporunda çiftlik hayvanları sera gazının yüzde 18’inden sorumlu tutuluyor. 3
Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın Almanya şubesinin yaptığı araştırmaya göre, bir inek bir otomobil kadar iklime zarar veriyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) bir ineğin, yılda 18 bin kilometre yapan küçük bir otomobil kadar çevreye atık bıraktığını belitiyor. WWF’nin tarım uzmanı Tanja Draegerde’nin bu konuda tavsiyesi şöyle: Daha yerel ve organik ürün, daha az et ve pirinç. Zira özellikle ıslak tarım alanlarında yetişen pirinç, dünya genelinde en büyük çevre sorunlarından biri.
Kırmızı et kaynağı bir ineğin bir günde atmosfere saldığı metan gazı 0,23 gr civarındadır. Bunun karbondioksit karşılığı 4,83 kg olup tükettiğimiz pişmemiş 1 kg sığır eti için tabiata 34.6 kg karbondioksit salınmaktadır. 4
Bugün insanlar, aşırı yemek yemekten dolayı bir çok hastalığa yakalanmış durumdadır. İktisat ve kanaat esasını bozmasının karşılığı olarak da bir çok problemle karşılaşmıştır. Bir milyar insan aç durumda iken, bir milyar insan da aşırı yemekten dolayı hasta durumdadır. Günümüz insanı kanaatsızlığından bir çok konuda sisteme müdahale ederek dengeyi bozmuştur. İnsanların hizmetlerine sunulan bir çok nimet bu şekildedir. Günümüzde hormonuyla oynanmayan kaç tane gıda kalmıştır? İşte eti için beslenen hayvanlar da bunlardandır. Vaktinden önce gelişen ve aşırı kiloya ulaşan hayvanlar... İnsanın acelesi var, fıtrî seyri bekleyemediğinden her şeye müdahale etmektedir. Endüstriyel hayvancılıkta da daha çok kazanmak için hem insanların sağlıklarıyla oynanmakta, hem de sisteme müdahale edilmektedir. Bu da insanlara ceza olarak geri olarak dönmektedir. İnsanlık, az tüketmeyi öğrenmediği ve uygulamadığı müddetçe maşûku olduğu dünyayı kendisine dar edecektir.
Kaynaklar;
1- Hakim tıp, 4/196, Kenzul Ümmal, 10/28209.
2- L. Ukul 1/533.
3- Portakal.com.
4- Wings Dünyası.