"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine siyasî komplolarla muallel!

Cevher İLHAN
22 Mayıs 2025, Perşembe
Terör örgütünün “fesih ve silâh bırakma bildirisi”nin gereğinin yurtdışındaki unsurları kapsamadığı ifşa olurken, iktidardakilerin “Kürtlerin lideri ve temsilcisi” diye lanse ettikleri terörist başının “yeni sözleşme” ifadelerinin perde arkası tartışılıyor.

Kandil, Kuzey Irak ve Avrupa’daki elebaşlarıyla MİT’in güdümünde yaptığı görüşmelerde Öcalan’ın “büyük paradigma değişikliği”yle “süreç”e “devlet projesi” süsü verilirken, açıkça DEM’in “cumhur ittifakı” arkasında hizalanıp “otoriter rejim”in tahkimini ve Saraydakilerin ömür boyu iktidarının önünün açılmasını salık verdiği her haliyle sırıtıyor.

Ne var ki küresel emperyal ecnebilerin kırk yıldır PKK’ya gönderdikleri silahların sayısı, nereye, kime, nasıl bırakılacağı bilinmiyor. Öncelikle Meclis’teki on altı siyasî parti temsilcilerinin yer alacağı 100 kişilik komisyon”un “Saray iktidarının güdümünde olması” toplumun geniş kesimlerinde güvensizliğe sebebiyet veriyor.

MUHALEFETİ TUZAĞA DÜŞÜRME KOMPLOLU…

Özellikle Bahçeli’nin “parlamento komisyonu” önerisinin “şükranlarını sunduğu” Öcalan tarafından onaylanmasına karşı AKP’li Meclis Başkanı’nın “konunun siyasî ve yasal olarak ele alınması için önce silahların bırakılması gerektiği”ni söyleyip “yaz sonu”nu tarih vermesi “süreç”in hâlâ muallakta bırakıldığını gösteriyor. 

Bundandır ki muhalefetten “hiç kimse ‘komisyon şu kadar kişiden oluşsun, şöyle kurulsun’ emrivakisini Meclis’e dayatmamalı; komisyonun oluşması, çalışma usul ve esasları bütün partilerin ortak iradesiyle oluşturulmalı” tepkisi veriliyor. Bu yüzden DEM eşbaşkanlarının “Sıra yasama ve yargı erkinin sözünün eyleme dönüştürmesinde; barış akademisyenleri işine iade edilebilir, kayyımlar geri çekilebilir, tutuklu siyasetçiler, gazeteciler, özgürlüklerine kavuşabilir, AİHM kararları uygulanabilir” önerisi havada kalıyor.  

Kısacası olup bitenler, iktidar mahfillerince baştan beri “PKK’nın silâh bırakmasından başka ortada pazarlık yok” söylemlerini bir defa daha boşa çıkarırken, “komisyon teklifi”nin tamamen muhalefeti sıkıştırma ve tuzağa düşürme komplosu olduğu ortaya çıkıyor.

Belli ki her ne kadar peşinen “zafer” olarak propaganda edilen “süreç” yine yaman çelişkilerle, çifte standartlı belirsizliklerle muallel. İktidardakilerle terör örgütü arasında kapalı kapılar arkasında kotarılan “derin siyasî pazarlıklar”a muhalefeti ortak etme oyunu oynanıyor. İktidar aparatları, tepeden tâlimatla görevlendirilen yandaş medya tetikçileri, maaşlı troller bu komplo için didiniyor.

“PKK ORTADAN KALKMIYOR, DÖNÜŞÜYOR” İKRARI

Kaldı ki terör örgütü elebaşlarının, “Silâh bırakmanın ayları alabileceği, Ankaradakilerin hangi düzenlemeleri yapacaklarını görüp ona göre durumu değerlendirecekleri”ni bildirmeleri, silah bırakmayan unsurların isim değişikliğiyle birer “yavru PKK” olarak örgüt yapısını ve terörü sürdürecekleri sinyalleri çakılıyor.

Nitekim PKK’nın daha önce defalarca “silâh bıraktığı”nı hatırlatıp “fesih ve silâh bırakma duyurusu”nun “bir başlangıç olduğu”na dikkat çeken Kandildekilerin “PKK ortadan kalkmıyor, dönüşüyor, kimlik değiştiriyor” ikrarları vaziyeti ele veriyor.

Bir yandan kırk bin insanın katlinden sorumlu müebbet hapse mahkûm terörist başı ve terör örgütüyle doğrudan “işbirliği” yapılırken, diğer yandan “kent uzlaşısı”yla HDP/DEM’le işbirliği suçlamasıyla “terör örgütüne destek” suçlaması çarpıklığı vaziyeti ele veriyor.

Sonuçta sırf HDP destek verdiği için belediye başkanlarının “terörist” ilân edilmesi, iddianamelerde “Türklerin kazanamadığı bazı yerlerle Kürtler aday yapılmış” denilmesi; başta terörist başıyla binlerce teröristin serbest bırakılması konuşulurken, muhalefet belediyelerine yeni operasyon dalgalarının sürmesi “süreç”teki samimiyetsizliği açığa çıkarıyor.  

Ve ekonominin battığı, sistemin çöktüğü, kurumların çürüdüğü, yolsuzluğun, hırsızlığın, ihaleye fesad karıştırmanın, kamu malını partizanca peşkeşin ayyuka çıktığı “rey-i vahidi istibdat” denilen “otoriter rejim”de demokrasi ve hukukun olmayacağı; hiçbir “süreç”in başarılamayacağı, “barış ve kardeşlik hukuku”nun tesis edilemeyeceği bir defa daha teyid ediliyor.

Okunma Sayısı: 1279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    23.5.2025 11:27:12

    Allah razı olsun.Bir fikri değiştirmek için meşru dairede ilzam etmek,ikna etmek lazımdır.Aziz üstadımız 'Medenilere galebe çalmak ikna ildir,icbar ile değildir,diyor.Hele hele masumları katledenlerin,insanlık dışı vahşetlerle masumları kalleşçe katledenlerin kuru kuru laflar ve de birden barış havarisi kesilmek ile silahlarını teslim,davalarından vazgeçeceğini sanmak mümkün mü. Hem 100'ün altında sayılarının ve dahi tüm istihbaratı bileceksiniz bu minvalde siyasi hasımlarınıza entrika,iftira kasedi hazırlayanların kasedi üzerinden bühtanda bulunacak,işin hakikati ortaya konunca da'Gençlerimizin kıvrak zekasının ürünü,diyerek yapılan tetikçiliği ,iftiraları yapanlarada meal iftihar duyacaksınız. Sahi bu tarz davranan ve ticaret yapan birinden siz mal alırmısınız.

  • S.topuz

    22.5.2025 12:22:19

    ..."Çünki maksadda ittifak lâzım gelirken, öylelerin efkârının Küre-i Arz'da dahi nokta-i telakisi bulunmaz. Hak namına olmadığı için, nihayetsiz müfritane gider. Kabil-i iltiyam olmayan inşikaklara sebebiyet verir. Hal-i âlem buna şahiddir. Elhasıl: اَلْحُبُّ لِلّٰهِ ٭ وَالْبُغْضُ فِى اللّٰهِ ٭ وَالْحُكْمُ لِلّٰهِ (Allah için SEVMEK, buğzetmek ve hüküm vermek) olan desatir-i âliye düstur-u harekât olmazsa nifak ve şikak(Ayrılık) meydan alır. Evet اَلْبُغْضُ فِى اللّٰهِ ٭ وَالْحُكْمُ لِلّٰهِ (Allah için BUĞZ edip, Allah için hüküm vermek) demezse, o düsturları nazara almazsa, adalet etmek isterken zulmeder." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 268 - 😢🇹🇷😪🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕋😭😭😭🕊🕊🕊🌍🇪🇺🕋🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    22.5.2025 12:14:45

    "Tarafgirlik eğer hak namına olsa, haklılara melce' olabilir. Fakat şimdiki gibi garazkâ-rane, nefis hesabına olan tarafgirlik, haksızlara melce'-dir ki; onlara nokta-i istinad teşkil eder. Çünki garazkârane tarafgirlik eden bir adama şeytan gelse, onun fikrine yardım edip taraftarlık göster-se, o adam o şeytana rahmet okuyacak. Eğer mukabil tara-fa melek gibi bir adam gelse, ona hâşâ lanet okuyacak de-recede bir haksızlık göstere-cek. Üçüncü suale deriz ki: Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr ise; maksadda ve esasta ittifak ile beraber, vesailde ihtilaf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve hakikata hiz-met eder. Fakat tarafgirane ve garazkârane, firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hod-füruşluk, şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan bârika-i hakikat değil, belki fitne ateşleri çıkıyor." ... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Mektubat - 268 -

  • Rafet

    22.5.2025 10:03:31

    Bu yazı yazarın saha analizlerini değerlendirmekte tarafgirliğe düştüğü sinyalini çakıyor, vaziyetini ele veriyor. Gazetede çıkan Vahap Coşkun röportajı bu konuda daha isabetli bir analiz.

  • Orhan Ali YILMAZ

    22.5.2025 02:39:10

    Kazın ayağı başka..Hem de bambaşka... Bilvâsıta müteharrik...

  • Hasan

    22.5.2025 01:23:02

    Konu silah bırakmak değil, silah teslim etmek. Devlet PKK silahlarını teslim etmeden ben bir şey yapmam, diyor. Olması gereken de bu değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı