Üstad Bediüzzaman’ın ihtiyat tavsiyesi pek çok yerde hatırlatılmıştır.
Bazı misaller vermeye devam edelim: “O kardeşimiz, hakikaten halis ve tam sadık; kalemi gibi kalbi, ruhu da güzel; fakat birden herşeyi mükemmel ister, onun için bıraz sıkıntı çeker. Mümkün olduğu kadar hem ihtiyat etsin, hem mübtedi’ hocalara mübareze kapısını açmasın. İnşaallah Cenab-ı Hak onu muvaffak eder. O mıntıkada kendi gibi halis rükünleri bulur; belki de bulmuş. 1
İhtiyat edilmesi gereken bazı konular: Hem hocaları, hem ehl-i siyaseti Risale-i Nur’a karşı cephe almaya ve tecavüz etmeye sebebiyet veren şapka ve ezan meseleleri ve Deccal ve Süfyan ünvanları, Risale-i Nur şakirtleri yabanîlere karşı lüzumsuz medâr-ı bahis ve münazaa edilmemek lâzımdır ve ihtiyat etmek elzemdir ve itidal-i demmi muhafaza etmek vaciptir. Hatta, sizde cüz’î bir ihtiyatsızlık, buraya kadar bize tesir ediyor. 2
İhtiyat her vakit lâzım. O halis kardeşimiz, inşaallah oralarda kendi gibi çok halis şakirtleri yetiştirecek. Biz buradaki duâmızda, Âtıf’la beraber oradaki bütün rüfekalarını teşrik ediyoruz. 3
Ben, bu sabah tesbihatta Hafız Tevfik’e acıdım. Bu iki defadır zahmet çekiyor tahattur ettim. Birden hatıra geldi: Onu tebrik et. O, kendini faydasız bir ihtiyatla Risale-i Nur’daki çok ehemmiyetli makamından ve büyük hissesinden bir derece çekmek isterdi. Fakat hizmetinin kudsiyeti ve azameti, onu yine o büyük hisseye ve pek büyük sevaba muvaffak eyledi. Az bir sıkıntı ve geçici bir küçük zahmetle böyle bir şeref-i mânevîden geri kalmamak gerektir. 4
Sizi müteessir etmek veya maddî bir tedbir yapmak için değil, belki şirket-i mâneviye-i duâiyenizden daha ziyade istifadem için ve sizin de daha ziyade itidal-i dem ve ihtiyat ve sabır ve tahammül ve şiddetle tesanüdünüzü muhafaza için bir halimi beyan ediyorum. 5
Evvel âhir tavsiyemiz, tesanüdünüzü muhafaza; enâniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve ihtiyattır. 6
İhtiyatsızlık yüzünden gelen musîbetten dolayı Üstadın davranışı ve tavsiyesi: Ben kasemle temin ederim ki, sizin herbirinizden yirmi otuz derece ziyade bu musîbette hissedar olduğum halde, niyet-i hâlise ile faaliyet göstermelerinden, ihtiyatsızlığı yüzünden gelen bu musîbet on defa daha fazla olsa da yine onlardan gücenmem. Hem geçmiş şeylere itiraz etmek mânâsızdır. Çünkü tamiri kabil değil. 7
Cezaevi sıkıntısından sonra Üstadın bir tehlikeye işareti ve tavsiyesi: Kardeşlerim, her halde bu kadar sıkıntı ve zararı çeken zayıf bir kısım aile sahipleri, bir derece Risale-i Nur’dan ve bizden çekinmek, belki vazgeçmek için bir mazeret olabilir zannıyla, tahliyeden sonra değişmek ihtimaline binaen derim: Bu derece kıymettar bir mala bu maddî ve mânevî fiyat veren ve bu azabı çeken, o maldan vazgeçmek büyük bir hasârettir. Hem herbirisi, Risale-i Nur’un eczalarını ve alâkadarlarını ve bizi muhafaza ve yardım ve hizmeti birden bıraksa, hem ona, hem bizlere lüzumsuz bir zarardır. Onun için, ihtiyatla beraber, sadâkatı ve irtibatı ve hizmeti değiştirmemek lâzımdır. 8
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye, 186.
2- A.g.e. s. 188.
3- A.g.e. s. 192.
4- A.g.e. s. 195.
5- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, 276.
6- A.g.e. s. 277.
7- A.g.e. s. 279.
8- A.g.e. s. 301.