Siyaset sıcak seçim atmosferine girdi.
Parlamenter sistem işbirliğindeki demokratik muhalefetin ismi geçen - geçmeyen bütün adaylarının Cumhurbaşkanlığını en yüzde 10-15 farkla alacağına, Meclis’te açık ara ile çoğunluğu sağlayacağına artık kesin gözüyle bakılıyor. Hedef, “ucûbe sistemi” referanduma götürebilecek en az 360 milletvekilini kazanmak, 400’ü bulmak.
Baştan beri “iktidar cephesi”nden muhalefete “seçimler yapılmayacak”, “kazansalar da iktidar devredilmeyecek”, “iktidardakiler gitmeyecek“, “iktidara gelseler de yönetmeyecekler!” şâyialarıyla pompalanan “korku iklimi” propagandası bir sonuç vermedi.
YENİ KOMPLOLAR KURULUYOR
İktidar mahfillerinin, “iktidara iliştirilmiş medya”nın canhıraş her fırsatta ortaya attığı bütün manipülasyonlara, apar topar dayatılan yasalarla “seçim ittifakları”nın işlevsiz bırakılmasına, her türlü fitne ve fesatla saboteye mukabil, “millet ittifakı”nın, altı partinin eksenini oluşturduğu “demokratik parlamenter sistem işbirliği”nin dağıtılamaması, aksine daha da güçlenip tahkim edilmesine karşı belli ki “iktidar cephesi” tam bir çâresizliğe düşmüş.
Bu yüzden her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da iktidar partisinde iç hesaplaşmalar, suçlamalar, çatışmalar, içten içe kaynamalar ifşa oluyor.
İktidardakilerin bile en üst düzeyde “enflasyonun ancak Şubat’ta, Mart’ta düşme eğilimi göstereceği” ifadeleriyle “tek kişilik hükûmet”te çözümün imkânsızlığının itiraf edildiği, yüzde 400’lere varan fahiş zamlarla vahim pahalılığın pik yaptığı, bütün iddiaların aksine faiz ve dövizin tırmandığı, TÜİK’in bile gıda fiyatlarının artacağını peşinen bildirdiği vetirede, başta ekonominin çöküşü olmak üzere hemen hemen her alandaki yıkımın durdurulacağına dair iktidar cânibinde de bir beklenti kalmamış.
Zira büyüme hedefinde, enflasyon ve döviz tahminlerinde yüzde 100’lere varan sapmalar devam ediyor.
İKTİDAR MUHALEFETİN PEŞİNE TAKILMIŞ
Ve, siyasi iktidar artık oyun kuramıyor. Emekli ikramiyelerinde, taşeron işçilerin kadroya alınmasında, elektrikte TRT payının kaldırılmasında, en son öğrenci kredi borçları faizlerinin silinmesinde, emeklilikte yaşa takılanlar hususunda olduğu gibi iktidar muhalefetin peşine takılmış.
Daha önce muhalefetin her önerisini alaya alan iktidar, Cumhurbaşkanı’nın ikrarıyla muhalefetin her söylediğini yarım yamalak da olsa çâr-nâçâr yapmak durumunda kalıyor. Ve bütün saptırmaların ve şaşırtmaların aksine, demokratik muhalefetin, “altılı masa”nın ülkenin meselelerine hâkim olduğu, problemleri çözeceği kanaati pekişiyor.
Bundandır ki bizzat Cumhurbaşkanı partililerine “vatandaşlarla polemiğe girmeyin!” tembihleri veriyor. Muhalefet liderlerinin esnaf ziyaretlerinin bile mitinge dönüşmesine karşı, iktidar partisince fabrika işçileri tâlimatlarla iktidar partisi mitinglerine götürülerek bindirilmiş kıtalarla kalabalıklar oluşturulmaya uğraşılıyor.
Ne var ki netice ortada; çırpındıkça batıyor…