"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir nesli nasıl mahvettiler?

10 Nisan 2014, Perşembe
Bizler mahvedilen bir neslin çocukları veya torunlarıyız. Bir neslin nasıl mahvedildiğini okuyor, duyuyoruz. Bu mahvedilen bir neslin torunlarının nasıl mahvedildiğini bir düşünelim. Mahvedildiğini ve mahvedilmeye devam edildiğini… Ancak unutmamamız gereken şu: Tahrip varsa tamir de vardır. Önemli olan bunu bilip ümitvar olmaktır.
Bu yazımızda tahripten bahsedeceğiz. “Ne Batıyı tanıyoruz, ne Doğuyu... En az tanıdığımızsa kendimiziz. Biz Müslümanlığından, doğululuğundan, Türklüğünden utanan, tarihinden utanan, dilinden şuursuz bir yığın haline geldik” diyor Cemil Meriç. “Bir nesli nasıl mahvettiler?” diye cesurane soruyor ve bu tahribin nasıl yapıldığını bol örnekle açıklıyor Osman Yüksel Serdengeçti.
Evet, Serdengeçti’den bahsedeceğiz. “Bir kahraman bekliyoruz” diye Üstad’a şiir yazan İslâm dâvâsının Serdengeçti’sinden, Üstad’dan  “Bir oğlum olsaydı adını Serdengeçti kordum’ iltifatına mazhar olan Osman Yüksel’den bahsedeceğiz.
“Bir Nesli Nasıl Mahvettiler?” Bir neslin nasıl mahvedildiğini anlatan bu eser, Osman Yüksel’in en çok ilgi toplayan eseridir. Kitapta, Hilal Hasreti, Radyo Konuşmaları, Ayasofya, Mevlânâ ve Mehmed Âkif başlığı altında çok sayıda yazı vardır. 173 sayfadan oluşan eserde, Osman Yüksel’in yazdığı bir de önsöz yer almaktadır. Bir Nesli Nasıl Mahvettiler? Osman Yüksel’in bütün eserlerinin 3. kitabıdır. Türk Edebiyatı Vakfı tarafından yayınlanmıştır.
Bu kitapta geçen bazı can alıcı bölümler de şöyledir: “Bir vatandaş bir adam yaralar. Cezası: Yıllarca hapis yatmaktır. Bir insan, bir zümre bir nesli mahveder, bir milleti öldürür. Cezası: Yıllarca saltanat sürmektir.”
“Ana bizim mektebe gâvurlar geldi. Şapkalı şapkalı adamlar: Babamı öldüren herifler. Anan, ‘Onlar senin muallimlerin oğlum’ dediyse de bir türlü inanamıyordun. ‘Şapkaları var anacağım, şapkaları var’ diyordun”
“Sen istemeye istemeye, çekine çekine mektebe devam ediyordun. Bir gün muallim bey, size dönerek ‘Çocuklar Allah var mı söyleyin bakayım?’ dedi. Çocuklar şimdiye kadar duymadıkları düşünmedikleri bu sual karşısında şaşkına döndüler. Belki de korkularından ses çıkaramadılar. Fakat sen duramadın! ‘Var’ diye bağırıvermiştin… Muallim bey güldü. ‘Böyle bir şey yok çocuklar. Bunlar kocakarı masalı, yalan…’ dedi”
“Eski mektep-Yeni mektep müsameresi. Sen ömründe böyle pis pis geğiren, adeta geviş getiren hoca görmemiştin. Bunu nereden bulmuşlardı. Ne iğrenç adamdı bu. O günlerde kasabada Kur’ân-ı Kerîm’i yere atmışlar, yırtmışlar gibi dedikodular alıp yürüyordu. İhtiyarlar, ‘Allahım ne günlere kaldık’ diye hararetli konuşuyorlardı”
Evet, bir neslin nasıl mahvedildiğinin örnekleriyle doludur bu kitap. Müsbet ilim, müsbet ilim diye tutturulan maneviyatı unutturulan çocukların halini görüyoruz. Hepimizin efsane sandığı öğretmenin, “çocuklar Allah’tan şeker isteyin bakalım, bir de benden isteyin” örneğinin nasıl Allah’ı inkâr etmeye kadar vardığının göstergesini görüyoruz. Derslere giren bütün muallimlerin hep bir ağızdan Allah’ı inkâr ve ehadiyeti çürütme çalışmaları…
Serdengeçti’nin Üstad’a yazdığı mektubu okuyunca ve “Said Nursî yirminci asır karanlığını delerken!.
“Çık nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz...
Yıllardır yollarında yorgun emekliyoruz!
Musa ol! Hakk’a yüksel, tecelli et Tûr’a..
Zulmet yıkılsın gitsin, cihan gark olsun Nura!..”
şiirini görünce tahrip ve tamiri daha iyi bir şekilde anlıyor insan. Unutulmamalıdır ki: “Biz, bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaklardır.”
Hayırlı okumalar…
 
 
MEHMET TOSUN
Okunma Sayısı: 8590
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Sait Karaoğlu

    10.4.2014 23:07:00

    O yılları yaşamış gibi oldum.

  • Mikail Adıgüzel

    10.4.2014 09:23:00

    üstadımızın dediği gibi ümitvarız. ölsün yeis. zındıka komitelerinin ve münafık dostların hainane planlarına karşı Allah bizi daima yolunda gayret gösteren kullarından eylesin. üstadın dediği gibi ve sizinde yazılarınızda sıkça kullandığınız ’ Zalimler için yaşasın cehennem’ ’Zalimler için yaşasın cehennem’ nidasıyla bende diyorum ki ’ ehl-i himmet için yaşasın cennet’ ’

  • Mustafa Usta

    10.4.2014 01:08:00

    Gönülden gelen sözler bir başka güzel gelirmiş gönle. Allah senden razı olsun Mehmet kardeşim. Ne güzel de özetlemişsin o günleri. Rabbim bu vatanda Serden geçen Saidleri Eksik Etmesin. İlalebed Kur’an’ın sancağı altında yaşamayı Rabbim bizlere nasip eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı