TÜRK-İŞ, 4 KİŞİLİK AİLENİN AÇLIK SINIRINI 2 BİN 767, YOKSULLUK SINIRINI 9 BİN 13 LİRA OLARAK HESAPLADI. MUTFAK ENFLASYONU YÜZDE 18 OLURKEN, YAŞ SEBZE-MEYVE ORTALAMA KİLOGRAM FİYATI 7,74 LİRAYA ÇIKTI.
Türk-İş’in, çalışanların geçim şartlarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla her ay yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’nın Nisan ayı sonuçları açıklandı. Çalışanların geçim şartlarının artan fiyat artışları sebebiyle daha da bozulduğu ve sosyal destek ödemelerinin yetersiz kaldığı belirtilen araştırmaya göre; Ramazan ayında da gıda fiyat artışı devam etti. Mutfak enflasyonu aylık yüzde 1,14, yıllık yüzde 17,99 oranında arttı. -4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden ‘açlık sınırı’ bu ay için 2 bin 767 lira olarak belirlendi. Bu rakam bir önceki ay 2 bin 736 olarak hesaplanmıştı. -Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’ 9 bin 13 lira (Mart ayında 8 bin 912 liraydı) oldu. -Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3 bin 336 lira olarak hesaplandı.
AİLE BÜTÇESİ HARCAMASI AYLIK 1281 ARTTI
Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (mutfak masrafı) bir yıl öncesine göre 393 TL ve yapılması gereken toplam harcama tutarı (aile bütçesi) 1.281 TL artış gösterdi. Yılın sadece ilk dört ayı sonunda, aile bütçesine gelen ek yük 577,26 TL oldu.
GELİR DAĞILIMINDA EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ
Korona salgını ve yasakları döneminde başta ücretli çalışanlar olmak üzere, iktisaden dar ve sabit gelirli milyonlarca kişinin gelir ve iş güvencesinin gerilediği vurgulanan raporda şu değerlendirme yapıldı: “Bir yanda olumsuz çalışma şartları diğer yandan devam eden fiyat artışları sonucu geçim sıkıntısı giderek ağırlaştı. Salgın döneminde ücret gelirlerinin korunması ve ihtiyacı olanlara gelir destekleri önemli bir sosyal devlet uygulamasıdır. Bir yılı aşkın salgın döneminde, uygulanan bazı ekonomik tedbirler çerçevesinde ödenen işsizlik, kısa çalışma, nakdi ücret desteği gibi koruyucu nitelikteki ödemeler -maalesef- yetersiz kaldı. Çalışanların ailesiyle birlikte ‘insan onuruna yakışır bir hayat sürdürmeleri’ mümkün olmadı. Gelir dağılımındaki eşitsizlik bir yandan yoksulluğu öte yandan zenginliği artırdı, aradaki fark giderek açıldı.”