"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Felsefî ahlâk teorilerinin ve kodlarının çağımıza yansıması

19 Nisan 2019, Cuma
Evrensel Ahlâk İlkelerinin Kur’ânî Temelleri - 2

Eğer herkes için geçerli ahlak kodları benimsenmezse, şu anda dünyanın içinde bulunduğu durum daha da vahimleşir ve dünya, toplumlar için yaşanmaz hale gelir.

Geride bıraktığımız 20. asırda ve şu anda içinde bulunduğumuz 21. asırda, antikçağdan itibaren ortaya çıkan ahlâk telâkkilerinin etkisi görülmektedir. Özellikle de insanı dinin değerlerinden, inançtan uzaklaştıran ahlâk teorileri Batı ülkeleri ve onların mukallitleri üzerindeki etkisini hâlâ sürdürmektedir. Çağımızda baktığımızda medeniyetin maddî yönü, teknolojik boyutu baş döndürücü bir şekilde ilerliyor. Ahlâkta ise, ilerleme değil, gerileme var. Erich Fromm yaptığı uygarlık eleştirisinde, insanoğlunun tekniği ve maddî tüketime tek taraflı ağırlık vermekle, kendisiyle ve hayatla olan bağını yitirdiğine dikkat çekerek, “dinsel inancını ve ona bağlı insanca değerleri yitirince, teknik ve maddî değerler üzerine yoğunlaştı; derin coşkular duyma kabiliyetini, bu duyguların getirdiği sevinç ve üzüntüyü duyma kabiliyetini yitirdi.” (Fromm, Erich, Umut Devrimi, s. 16-84.) demektedir.

Dinden uzak felsefenin insana hediyesi, ferdiyetçilik, insanın kendi kendine yeterli olduğu düşüncesidir. (Graudy, Roger, İslâm ve İnsanlığın Geleceği, çev. Cemal Aydın, Pınar Yayınları, İst. 1996, s. 37) Batının ferdîcilik ve madde üzerine kurulan bir uygarlık olduğunu dile getiren Rene Guenon, bu uygarlığının ilkesizliğinden dolayı insanlığa zararlarının daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. (Guenon, Rene, Modern Dünyanın Bunalımı, çev: Mahmut Kanık, Verka Yayınları, 1999, s. 91-143.) Allah’a iman olmadığında bütün ahlâkî değerler bozulur. (Fromm, Erich, Umut Devrimi, s. 145-146) Çünkü Cahiliye döneminde de görüldüğü gibi bir olan Allah inancından, ona bağlı Allah sevgisinden ve ahiret inancından mahrum toplumlarda ahlâkî ilkelerin adı olsa bile içleri boş olmakta, bazen de insanlara zarar veren şeyler “ahlâk” olarak telâkki edilebilmektedir. Ahlâkı İlâhî bir otorite belirlemeyince onu insanın aklı, nefsanî arzuları, menfaati, hazzı, lezzeti belirlemektedir.

Bu gayr-i İlâhî ahlâk telâkkilerinin etkisinde kalan, hiçbir sınır tanımadan herkesin her istediğini yapabilmesini sağlayan faydacı ve zevk ahlâkına uyan kimseler, başkalarına da kendilerine de zarar verir duruma gelmişlerdir. Bu zararlar içinde soygunlar, cinayetler, tecavüzler, zulümler, uyuşturucu kullanımı ve ticareti sayılabilir. Bunun olumsuz etkileri, fert, aile, toplum ve genel olarak dünyada açık bir şekilde görülmektedir. Evrensel olarak ahlâkın temeli kabul edilen, “kendine yapılmasını istemediğin bir davranışı, sen de başkalarına yapma” prensibini (Karl, Hans Küng, Kuschel, Josef, Evrensel Bir Ahlaka Doğru, çev. Nezvak Y. Aşıkoğlu. Cemal Tosun, vd, Gün Yayıncılık, Ankara, 1993, s. 10) Peygamberimiz de (asm) asırlar öncesinde kendisi için sevip istediğini, başkası için de sevmeyen, istemeyen bir kimsenin iman etmiş olamayacağını dile getirmiştir. (Müslim, Sahih, İman, 71-72)

Bediüzzaman Said Nursî, bütün bu felsefi akımların ahlâk teorilerinin Batıda nasıl bir insan ve toplum modelini ortaya çıkardığını tahlil ediyor. Onun dinsiz felsefenin yetiştirdiği bir kişinin Firavun tabiatında bir kişi olduğu, menfaati için her şeye tapacak kadar alçalabildiği, sadece lezzeti için çalıştığı, tek amacının hayvanî hazlarının doyurmak olduğu şeklindeki yorumları, felsefe tarihindeki “hazcı, egoist, bencil” teorilerin çağımızda ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Zaten insanlığın bir kaos içinde olması, zulümlerin, haksızlıkların, tecavüzlerin artması da hep bu kodların hayata hâkim olmasından kaynaklanıyor.

C. Ahlâk doktrinleri içinde evrensel ahlâk

Günümüzde üç önemli ahlâk doktrini ön plana çıkmaktadır. Bunlardan birincisi amoralizm denilen, ahlâk kurallarına karşı çıkan doktrindir. Alman düşünürü, Friedrich Nietzsche’nin başını çektiği bu doktrine göre ahlâkî gerçekler diye bir şey yoktur.

Ahlâkî rölativizm ise, ahlâk kurallarının toplumdan topluma, bölgeden bölgeye değişeceğini savunmaktadır. Buna göre herkes için geçerli olan ahlâk kuralları yoktur. Modernitenin dayattığı ahlâk ilkeleri dünyayı kaosa sürüklediği gibi, postmodernizmin insanları sevk ettiği rölatif ahlâk da bir kaosa sürüklemektedir.

Halbuki insanlar, fıtraten benzer özellikler sergilemektedir. Allah’ın kâinatta koyduğu nizam, intizam kanunu insanlar için de geçerlidir. İnsan bedenindeki uzuvlar aynıdır, iç organlar aynıdır. Bunların hastalıkları da bellidir. Eğer insanlar arasındaki bir benzerlik olmasaydı tıp ilminin ortaya çıkması mümkün olmayacaktı. Aynı şekilde insan mana âlemi de aynı ortak özellikler taşıyor. Bu yüzden insanların ortak özelliklerine uygun, birlikte barış ve huzur içinde yaşayacakları herkes için geçerli ahlâk kodları gerekmektedir. İşte bu ahlâk ilkeleri evrensel ahlâk ilkeleridir.

Ruh, kalb, ana duygular ve kuvvetler herkeste var. Bu yüzden herkesi mutlu edecek, kötü ahlâk ilkelerinden uzaklaştırıp iyi ahlâk ilkelerini yerleştirecek olan da tarih boyunca İlâhî dinler olmuştur. Bin dört yüz senedir ise bu İlâhî dinlerin ortak yönlerini içinde barındıran, yanlışlarını tashih eden İslâm dini bu görevi yapıyor. Eğer herkes için geçerli ahlâk kodları benimsenmezse, şu anda dünyanın içinde bulunduğu durum daha da vahimleşir ve dünya, toplumlar için yaşanmaz hale gelir.

Konfiçyüs’ün evrensel ahlâk kuralı: “Sana yapılmasını istemediğini, sen de başkasına yapma.”

Ernest Hawingway: “Ahlâk konusunda inandığım ilke şudur: Bir şeyi yaptıktan sonra kendini iyi hissediyorsan o davranışın ahlâkidir. Eğer kendini iyi hissetmiyorsan gayr-i ahlâkidir.” (http://www.canaktan.org.)

Evrensel ahlâk Kant’ın ahlâk felsefesiyle irtibatlandırılmaktadır. Ona göre ahlâkın temelini herkes için aynı olan ve bütün insanlar için değişmeyen bir şey oluşturmalıdır. Herkes için aynı kalan değişmez temel, “iyiyi isteme, iyi niyet ve ahlâk kavramı”dır. İnsanda temel olan iyiyi istemedir. Ona göre iyiyi istemenin kaynağı da saf isteme olan pratik akıldır, yani vicdandır. (http://www.aksiyon.com.tr)

Hadislerde kendisi için istediğini başkası için de istemedikçe bir kimsenin gerçek iman sahibi olamayacağı bildirilir. Aynı zamanda “mü’minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlâkça en iyi olanıdır” buyrulmaktadır. Diğer taraftan “Müslüman diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir” ifadesi zikredilmektedir. Filozofların tesbit ettiği evrensel ahlâk kuralları Hadisler ve Kur’ân âyetlerini teyit etmektedir.

Nitekim, şu esaslar evrensel ahlâk kuralları olarak kabul edilmektedir:

Saygı: İnsanların kendisine ve diğerlerine saygı göstermesini, yani başkalarının fizikî ve ruhî sağlığını bozacak davranışlardan kaçınılmasını ifade etmektedir.

Güvenilirlik: Her bakımdan güvenilecek bir insan olmayı ve başkalarına da güvenmeyi anlatmaktadır.

Sorumluluk: İnsanın ailesine, çevresine, arkadaşlarına, işyerine, dinine karşı sorumluluklarını yerine getirmesini, topluma karşı genel olarak iyi olanı yapmasını dile getirmektedir.

Adil olmak: Başkalarına karşı adil olmayı ve herkese eşit şartlarda eşit muamele etmeyi ifade etmektedir.

Şefkatli olmak: Duyarlılığı ve nezaketi anlatır.

Bu beş esasta toplanan evrensel ahlâk kodlarının açılımlarının, nasıl yaşayacağımız ve birbirlerimize karşı nasıl davranacağımızın da bilinmesi gerekmektedir. Yalan söylememek, kendine nasıl davranılmasını istiyorsan başkalarına da öyle davranmak, hırsızlık yapmamak, aldatmamak, başkalarını haksız yere itham etmemek, zina yapmamak, tecavüz etmemek, adam öldürmemek, çevreyi tahrip etmemek bunlar arasındadır. Diğer taraftan, adaletli olmak, dürüst olmak, iyiliksever olmak, aile ve arkadaşlara sadâkatli olmak, küçüklere şefkatli, büyüklere merhametli olmak, güçsüz ve zayıflara yardım etmek, bütün hayata saygılı olmak, çevreyi korumak da yapılması gereken evrensel ahlâk kuralları olarak değerlendirilebilir. (http://www.universalmoralcode.com)

Okunma Sayısı: 5512
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı