"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bankadır, uğraştırır!

Faruk ÇAKIR
27 Mart 2013, Çarşamba
Bankalara işi düşüp de memnun olan kişi pek azdır. Reklâmlarda “Müşteri bir numaradır, müşteri gözbebeğimizdir, müşteri haklıdır” derler; ama müşteri ile muhatap olduklarında ekseriyetle işi yokuşa sürer, hep kendi menfaatlerine göre hareket ederler.

Elbette her ticarî müessese gibi bankalar da kâr etmek için kurulurlar. Ancak hedefledikleri aşırı kârlara ulaşmak için müşterilerine zulmetmeleri de mi gerekir?
Bankalardan yana şikâyetlerin biri de kredi kartları konusunda yaşanıyor. Keşke bunlara hiç muhtaç olmasak, ama sistem insanları bu kartları kullanmaya mahkûm ediyor. Bankalar da bu ‘mahkûmiyet’i tatlı kârlara dönüştürüyor.
Bir bankadan aldığım ve yıllardan beri kullandığım kredi kartım vardı. Her yıl, “üyelik aidatı” adı altında alınan ücret için itiraz etmek durumunda kalıyorduk. Her halde harcamalarımız onları memnun ediyordu ki, ekseriyetle bu itirazlar dikkate alınıyor ve ücretler iptal ediliyordu. Zaten tüketici haklarını korumak için kurulan sivil toplum kuruluşları ve iktidar mensupları, bakanlar da bu ‘yıllık aidat’tan yana şikâyetçi oluyor ve bankaları bu haksız kazanç noktasında ikaz ediyorlar. Anlayacağınız, bankaların böyle bir ücret almaya hakları yok. Neyse, bu yıl alınan üyelik ücretine itiraz edince banka ücret alma noktasında ısrar etti. Biz de madem öyle, kredi kartımızı iptal edin dedik ve iptal ettirdik. Zaten ‘kredi kartından ücret almayan’ başka bir ‘katılım bankası’nın kartını da taşıyorduk, işimizi onunla görürüz diye düşündük. (Bu arada, isteğimiz dışında kesilen yıllık üyelik ücretini geri almak için çalışmalar devam edecek...)
Sen misin “katılım bankası”ndan kredi kartı almak isteyen? Bin bir türlü zorlukla karşılaştık. [Hikmet cihetiyle ‘Kredi kartı alma’ deniyor belki, ama ah şu ‘hayat şartlar’ı ve ‘fetva’lar...] Önce, “asıl” değil de “ek kart” özelliği taşıyan kartını kullandığım Bank Asya’yı (444’lü numara) aradım. Derdimi anlatmaya çalıştım. “Şubeye müracaat et” dediler. Peki, dedik ve ilk iş günü en yakındaki Bank Asya Güneşli Şubesi’ne müracaat ettim. Orada da ilgililere derdimi anlattım, “(İhtiyaçtan dolayı) Bir ek kart daha almak istiyorum” dedim. [En başta Asya ‘asıl’ Kart’ım vardı. “DIT” özelliği sebebiyle “ek kart”ı tercih etmiş ve “asıl kart”ı bankaya iade etmiştim.] “Ek kartınız olduğu için yeni bir ‘ek kart’ veremeyiz. Yeniden ‘asıl kart’ için müracaat edin” dediler. Hemen orada “asıl kart” için müracaat ettim, evrakları imzaladım ve beklemeye başladım. “Bir iki günde tamam olur” denen işlem bir türlü olmak bilmedi. “Müşteri hizmetleri”ne e-posta gönderdim ve bilgi almak istedim. Otomatik bir mesaj geldi ve “Müracaatınız inceleniyor” denildi.
“Nesi inceleniyor, ben zaten Asya ‘ek’ Kart sahibiyim” diyerek yeniden müşteri hizmetlerine telefon ettim. Bazı “ahiret sualleri”nden sonra “Kart verilmesi uygun görülmedi” dendi. La havle... “Yahu, ben zaten bankanızın müşterisi ve sizin verdiğiniz bir kartı cebimde taşıyorum. Nasıl olur da müşterinize yeni bir kart uygun görülmez” diye itiraz ettim. Bu defa, “mutlu müşteri hattı”nın telefonu verildi ve orayı aramam istendi. Orayı aradım, derdimi bir defa daha anlattım. Neymiş, bir ek kart sahibi olduğum için yeni bir kart verilemezmiş... Ne yapalım diye sordum. “Siz bir dilekçe yazın ve ‘Elimdeki ek kartın asıl karta dönüştürülmesini istiyorum’ deyin ve şu numaraya fakslayın” dediler. Hemen faksı yazdım ve ertesi sabah verilen numaraya faksladım. “Oh, nihayet işiniz bitmiştir” diye düşünüyorsanız, yanıldınız! Durun hele, daha işin başındayız!
Ben faksı çektikten sonra Bank Asya müşteri hizmetlerinden arandım ve niçin kart veremeyeceklerini bir daha anlatmaya başladılar. Ben de “Bir dakika! Yeni gelişmeler oldu. Şurayı aradım, bana böyle dediler, kart verilecekmiş” dedim. “Ha, öyle mi” deyip “bir müddet” telefonda beklettiler. “Tamam, işlemleriniz yürüyor. Size bilgi vereceğiz” diyerek telefonu kapattılar. “Oh, bu defa oldu” dedik!
Öyle mi, daha çok beklersin! 23 Mart 2013 Cuma günü 17.30’a doğru “memnun müşteri hattı”ndan bir daha arandık ve “Dilekçenizde talep ettiğiniz ‘ek kartı asıl kart yapma’ talebinizi şu an yapamıyoruz. İleride bakarız. Dolayısıyla size yeni bir kart veremiyoruz vs...” dediler. Ya Sabır! “Ya Hu! Böyle bir dilekçe yazılmasını siz isteniz” dedim. “Beyefendi işlem böyle” dediler. “Peki ne yapayım? Bana bir çare söyleyin. Elimdeki kartı iptal edin, bana ‘ek kart ile birlikte yeni bir kart verin” dedim. “İsterseniz siz bunu yapın. Ama yeniden müracaat etmiş gibi işlem görürsünüz. Kart verilir mi bilemeyiz, garanti veremeyiz” dediler. [Bazı ayrıntıları atlamış olabilirim, ama hadisenin özü böyle. Ben kayıt altına almadım, ama Bank Asya’da her halde bu görüşmelerin kaydı vardır...]
Sizin anlayacağınız, “Bankalardan uzak dur, kart kullanma” deniliyor, ama hâlâ anlayabilmiş değiliz.
Oysa şimdiye kadar kredi kartlarımı bir gün aksatıp ‘faiz’e bulaşmamak için de her türlü gayreti göstermiştim. Bu sebeple mi bankalar nezdinde muteber müşteri değiliz? [Hususî bir mesele için sizleri de meşgul ettiğim için hepinizden özür dilerim.]

Okunma Sayısı: 901
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı