Ekonomik krizler dünyadaki bütün ülkeleri etkilediği halde, bazı ülkelerin krizden çıkıp bazılarının krizlerden krizlere yuvarlanması acaba kimin kabahati olabilir?
Ekonominin temel kural ve kaideleri her yerde geçerli olduğu halde bazı ülkelerin ‘orta gelir tuzağı’nı aşamaması idarecilerin sorumlu olduğu bir konu değil mi?
Türkiye’nin her konudaki sıkıntılarını aşmak mümkündür, ama Türkiye’yi idare edenler başka işlerle meşgul. Yerli ve yabancı yüzlerce uzman, sıkıntıları aşmanın yolunun ‘köklü reformlar yapmak’tan geçtiğini ifade ediyor, ama Türkiye’yi idare edenler bu çağrıları duymuyor. Mutlaka “Duyuyor ve yapıyor” diyenler de olacak; ama “Halep oradaysa, arşın burada!” Neyi yapıyorlar meselâ? Türkiye’nin menfaati “hak, hukuk ve adalet yolunda” olduğu halde idareciler bu yolu tercih ediyor mu? Getirdikleri ‘yargı paketleri’ bile bu yolu açmaya yetmediğine göre niyetlerinin başka olduğu akla gelmez mi?
Meselâ, eski Hazine Kamu Finansmanı Genel Müdürü Coşkun Cangöz, “Türkiye’nin yeniden yatırım yapılabilir bir ülke haline gelmesi sadece ekonomik değil, kurumsal bir dönüşümü de gerektiriyor. Filipinler örneği ise bunun mümkün olduğunu gösteriyor” değerlendirmesini yapmış.
Bunun böyle olduğunu en üstten en alt kademeye kadar Türkiye’yi idare edenler de bilmiyor mu? Peki, bildikleri halde niçin ‘doğru’yu yapmazlar?
Eski Hazine Kamu Finansmanı Genel Müdürü Cangöz şu tespitleri de yapmış: “Filipinler, demokratikleşme ve gelir dağılımını iyileştirme yönünde kapsayıcı reformlar yapılması ve şeffaflığın arttırılması yönünde eleştirilse de makroekonomik istikrar, malî disiplin, merkez bankası bağımsızlığı, politika devamlılığı ve kurumsal sağlamlığa verdiği önemin meyvelerini ‘yatırım yapılabilir’ statüsünün korunması ve A kategorisine ulaşma hedefine yakınsama olarak alıyor. Türkiye’nin yeniden yatırım yapılabilir bir ülke haline gelmesi sadece ekonomik değil, kurumsal bir dönüşümü de gerektiriyor. Filipinler örneği ise bunun mümkün olduğunu gösteriyor” (ankahaber.net, 29 Mayıs 2025)
Çare belli olduğuna göre bu yolu tercih etmek aklın gereği. “Amerika’yı yeniden keşif” ya da “Yanlış olduğu ispatlanmış yolları tercih etmek” Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Ekonomik, siyasî, sosyal ya da eğitim gibi konularda “orta gelir tuzağı” gibi tuzakları aşmak için “hak, hukuk ve adalet” yolu tercih edilmeli ve bunun için de samimi olarak köklü reformlar yapılmalı vesselâm.