İslâm âlemi ve Müslümanlar için bugünün ayrı bir anlamı var. Çünkü bugün (5 Haziran 2025) arefe ve hac ibadeti için Mekke’de olanlar için bir dönüm noktası.
Belki 2 milyona yakın Müslüman Arafat Dağı’nda ‘vakfe’ye duracak ve hacı olacak. Dolayısı ile bütün İslâm aleminin hacılarımızın bu sevincine iştirak etmesi, ortak olması icap eder.
1995 yılında hac ve 2025’in ilk aylarında umreye gitmek nasip oldu. Dolayısı ile hacıların heyecanını hissetmek mümkün. Sadece Türkiye’de değil, bütün İslâm ülkelerinde hacca gitmek isteyenlerin sayısı arttığı için ‘kur’a’ sistemi uygulanmaya başlandı ve artık her isteyen hacca gidemiyor. Türkiye için her yıl ortalama 100 bine yakın kişiye hac imkanı tanındığı hatırlanacak olursa, bugün ‘hacı adayı listesi’ne yazılanlara bazen 10, bazen 15 yıl sonra ancak sıra gelebiliyor. Bu bakımdan hacca gitme ve hacı olma imkanı bulanlar ayrıca bir sevinç duymuş oluyor.
Esasında hac, farz bir ibadet olmanın yanında Müslümanlar için bir kongre, bir buluşma, bir kaynaşma, bir meşveret ve bir tanışma vesilesidir. Tam ifadesiyle “Yetmiş iki buçuk millet” orada bir araya geliyor. Her dilden ve her milletten Müslümanların tanışabileceği, kaynaşabileceği ve birbiriyle hasbihal edebileceği başka bir ‘toplantı’ yok. Dolayısı ile haccın ‘tanışma ve kaynaşma’ yönü kesinlikle ihmal edilemez ve edilmemeli.
Ayrıca, Türkiye’den 100 bine yakın insanın aynı anda bulunduğu bir yerde yaşananların çok daha fazla gündemimizi meşgul etmesi icap etmez mi? Acaba hacılarımızın heyecanı ve orada yaşanan güzellikler, ibadetler, dualar ne ölçüde ‘ekrana’ yansıyor? Pek çok basit mesele için ‘oturum’lar düzenleyen TV’ler, on binlerce kişinin Mekke ve Medine’de yaşadığı heyecanı niçin hissetmez, ve niçin millete de hissettirmeye çalışmaz?
Kontenjan uygulamasını haricinde son yıllarda bir de ‘izinsiz hac’ meselesi gündeme geldi. Hac mevsimi öncesi Mekke’ye gidip kontenjan harici hacı olmak isteyenlere artık müsaade edilmiyor. Bu noktadaki kontroller de hacılar için bazı ek zorlukların yaşanmasına sebep oluyor. Mesela, Ciddi ile Mekke arası yolculuk 1 saat civarındayken, ‘kaçak hacı kontrolü’ sebebiyle bu yolculuk 4 saate kadar çıkabiliyormuş. Haliyle bu durum hacılar için yeni sıkıntılar demek.
Netice olarak hac meselesi mutlak surette masaya yatırılmalı, ayrıntıları ile konuşulmalı ve daha rahat hac için gerekli adımlar atılmalı. Bu toplantılarda mutlaka uzmanlar olmalı, fakat ‘sade vatandaş, sıkıntıyı bizzat yaşayan hacılar’ da olmalı. Yoksa masa başı karar ve değerlendirmelerle hacıların çektiği sıkıntılara çare bulmak mümkün olmaz.
Bu vesile ile ‘yeni hacılar’ımızı tebrik ediyor ve kabul olan dualarında bizleri de unutmamaları temenni ediyoruz.
(Bugün ayrıca “bin ihlas suresi” okuma günüdür. Unutmadan okuyalım inşallah.)