Filistinlilere her türlü zulmü ve haksızlığı yapan İsrail, dünyayı yanıltmayı ve aldatmayı sürdürüyor. Daha doğrusu zulmetmeyi kendisine hak olarak görüyor.
Filistin’den yine dünyayı ayağa kaldırması icap eden haberler geliyor; ama dünya bu zulümler karşısında maalesef sadece ‘kınama’kla ve ‘itidal çağarısı’ yapmakla iktifa ediyor.
Filistin’den gelen ve her an daha fecilerinin gelme ihtimali olan haberde şu bilgiler var: “İsrail’in 5 Ağustos’tan bu yana saldırı düzenlediği abluka altındaki Gazze Şeridi’nde hayatını kaybedenlerin sayısının 32’ye yükseldi. Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 5 Ağustos’tan bu yana düzenlenen saldırılarda 6’sı çocuk, 4’ü kadın olmak üzere 32 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Yaralı sayısının 253’e yükseldiği belirtilen açıklamada, yaralıların sağlık durumuna ilişkin detaylı bilgi verilmedi. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra basına yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerinin tehdit altında olduğuna, ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı çekildiğine dikkati çekerek, İsrail’in kasıtlı bir şekilde sivilleri hedef aldığını vurguladı.” (7 Ağustos 2022)
İki gün içinde 32 kişinin ölmesi ve 253 kişinin yaralanması sıradan bir hadise olarak değerlendirilebilir mi? Savaşın devam ettiği Ukrayna’da belki de bu kadar ölümler olmuyor. Peki o halde bu zulüm, saldırı ve haksızlık karşısında dünya ne yapıyor?
Gelen haberlere bakılırsa Avrupa Birliği (AB), İsrail’in abluka altında tuttuğu Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından “tüm taraflara” azami itidal çağrısında bulunmuş. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ofisinden yapılan açıklamada, AB’nin Gazze’deki gelişmeleri “büyük endişeyle izlediği” belirtilmiş.
AB’nin açıklamasında, son olayların siyasi bir ufkun yeniden tesis edilmesi ve Gazze’de sürdürülebilir bir durumun sağlanmasına duyulan ihtiyacı bir kez daha gösterdiği kaydedilmiş. (AA, 6 Ağustos 2022)
Birleşmiş Milletler (BM) Filistin İnsani İşler Koordinatörü Lynn Hastings, ise yaptığı açıklamada Gazze’de yükselen tansiyonun düşmesi için çağrıda bulunmuş. Hastings yaptığı yazılı açıklamada, Gazze ve çevresinde yaşanan şiddet olaylarının devam etmesinden derin endişe duyduğunu aktarmış. “Gazze’deki insani durum zaten kötü. Yükselen tansiyon bu durumu daha da kötüleştirecek” ifadesini kullanan Hastings, daha fazla can kaybı yaşanmaması için saldırıların durması gerektiğini belirtmiş.
Suudi Arabistan ve Arap Birliği de, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıları kınamış.
Filistin’de kalıcı çözümün, İsrail saldırıları sonrası ‘saldırıyı durdurma çağrısı’ ile mümkün olamayacağını en başta ‘İslam dünyası’ bilmeli ve görmeli. Bu noktada gerekli tepkiyi ortaya koymadıkları için en önce AB, ABD ya da BM’ye kızıyoruz; fakat esas kızılması gereken ‘İslam dünyası’nı mensup ülke ve idareciler olması gerekmez mi?
Son zamanlarda Türkiye kamuoyunun da bu noktada ‘görmez, duymaz ve işitmez’ bir hal aldığı da maalesef dikkat çekiyor.
Kalıcı çözüm, İsrail’i kınamak değil; kesin olarak ‘durdurmak’tır. İnsanlık bunu yapabilir!