"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yap, işlet, yanılt mı?

Faruk ÇAKIR
19 Ocak 2022, Çarşamba
Bazıları iş yaparken ortaya konulan yanlışlara itiraz edilmesini ‘iş yapmaya itiraz’ olarak anlıyor ve “İş yapana itiraz edilir mi?” diyorlar.

Her defasında tekrarlandığı üzere itirazlar ‘iş yapılması’na değil, iş yaparken yapılan yanlışlaradır. Bunu slogan haline getirirsek, “Yola değil, yolsuzluğa itiraz ediyoruz” demek derdi anlatmaya yeter her halde.

Türkiye’de iktidarın iş yaparken uyguladığı metod çok tartışmalıdır. Çünkü uzmanların ifadelerine göre ihaleler çoğunlukla açık ve şeffaf olamadığı yönünde itirazlar var. Elbette ‘canlı yayın’lanan ihaleler de var, ama bunun sayısı çok az. Bu sahada sıkıntı olduğunu gösteren en büyük değil, ihale kanununun yüzlerce defa değişmiş olmasıdır. Ekim 2021 tarihli bir haber şöyle: “2002’den bu yana 191 kez değişen Kamu İhale Kanunu bu kez sil baştan değişiyor. İhale yasasındaki özellikle istisnalar maddesine sık sık yeni fıkralar eklenmiş ve alfabedeki harfler sıralamaya yetmeyince z’den sonra aa fıkrası konulmuştu.” (https://www.indyturk.com, 5 Ekim 2021) 

Yaklaşık olarak 20 yılda 191 defa değişen bir kanun olur mu? Bu rakamın abartıldığı söylenebilir. Diyelim ki 99 defa değişmiş olsa bu bile işin içinde işler olduğunu akla getirmez mi? Yılda bir defa bile değişmesi yanlıştır, nerde kaldı 10 defa ya da 20 defa değişmesi...

En büyük itiraz noktalarından biri de yap-işlet-devret adı altında yapılan ihalelerin netice olarak millete pahalıya patlamasıdır. İdareciler özetle diyor ki, “Bu işleri yaptırırken cebimizden para çıkmıyor.” İlk bakışta böyle bir ‘iş’e kim itiraz edebilir? Devletin cebinden para çıkmadan yol, köprü, fabrika yaptırması ayakta alkışlanır. Ama işin özü ve esası öyle değil ki! İlk gün, ihale yapıldığında belki devletin cebinden para çıkmıyor, ama sonra ‘garanti’ adı altından bir bakıma düzenli olarak ‘taksitle’ milyarlarca dolar para ödeniyor. Hani devletin cebinden para çıkmıyordu? Millete bu şekilde konuşmak onları yanıltmak anlamına gelmez mi?

Geçenlerde bir yetkili, sorgusuz sualsiz kendisini destekleyen, soru sormayan bir TV’de şu mealde sözler sarf etti: “Bizim bütçemiz belli. Bu kadar kısa zamanda bu kadar işi yapmamız mümkün değil. Yani, bizim ihtiyacımız 50 lira, ama 5 lira paramız var. Bu aradaki farkı, 45 lirayı farklı finans modelleri ile bulmak ve bu işi yapmak gerekiyor. Para yok, yol yapmam diyemezsin. Ben var olan paramı sadece İstanbul’a, Marmara Bölgesine ayırırsam, Kars’a yatırım yapamam. Bütçeden ayırdığım parayla bu işleri yapmam yıllar sürer. Onun için yap-işlet-devret projeleri, fizibilitesi uygun olan projelerde finans problemi olmadığı için çok kısa sürede biten projelerdir bunlar. 8 ya da 10 milyar dolarlık projeler 3 yılda bitiyor bu şekilde. O yüzden bu gereklilikten dolayı yap-işlet-devret modeli tercih edilmiştir. Tabi bu 8 ya da 10 milyar doların bir ‘yapım maliyeti’ var. Bunlar hazırlanır, bir ihaleye çıkılır. Bu ihalenin şartları da, bu işi yapabilecek kabiliyette olan gelip buraya teklif atarlar. Bu projelerin hepsi tamamen açık projelerdir. Biz devlet olarak kamu açısından en uygun teklif hangisi ise onu seçeriz ve bir sözleşme yaparız vs.”

Acaba anlatıldığı gibi ihaleler açık ve şeffaf mıdır? Öyle ise belli başlı büyük ihalelerin sadece 5 firmaya verilmesi tesadüf müdür? 

Hem madem idareciler kendilerinden bu derece emindirler. Bu konuşmaları yaparken niçin yanlarında, aynı stüdyoda aksini iddia edenlere yer verilmez? Netice olarak bu ihalelere ‘taksit taksit’ ödenen paralar bu milletin cebinden çıkmıyor mu? Bu apaçık gerçeğe rağmen “Cebimizden para çıkmıyor” mealinde konuşmak insafla bağdaşır mı? Hem bu yolla 10 liraya yapılacak işler toplamda meselâ 20 liraya mal olmuş olmuyor mu?

Velhasıl, bu meseleler konuşulurken farklı görüşleri ileri sürenlerin de stüdyoda olması icap eder. Yoksa yanlış bilgiler verilmeye devam eder ki bu da millete bir fayda vermez...

Okunma Sayısı: 1624
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı