Yine konuşulmadan, kamuoyu ya da ehil olanlar arasında yeterince ve belki de hiç tartışılmadan bir yönetmelik değişikliği yapılmış ve buna göre zeytin ağaçlarının madenciliğe feda edileceği iddia ediliyor.
“İddia ediliyor” dememizin sebebi, iktidar cenahının “Hayır ağaçlar kesilmeyecek, ihtiyaca göre taşınacak” mealine gelecek şekilde beyanlarda bulunması. Netice olarak 1 Mart’ta Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir yönetmelikle zeytinliklerin maden projelerine açılması mümkün hale gelmiş. İlgili yönetmelik’te, “elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin” zeytinlik alanlarına denk gelmesi durumunda “zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına” Bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtiliyormuş.
Tabiî ki ülkemizde işlerin ‘verilen sözler’e göre değil de daha çok ‘duruma’ göre yürütüldüğü herkesçe bilinir. “Ağaçları kesmeyeceğiz, taşıyacağız” diye yönetmelik yazılır ama ekseriyetle fiilî durum farklı olur. Meselâ, Karadeniz Bölgesi’nde yapılan “değirmen tipi küçük HES” inşaatları yapılırken derelere toprak dökülmeyeceği ve yine derelerde yeteri kadar ‘can suyu’ bırakılacağı ilân edilmişti. Sonra bu sözlerin unutulduğu, derelerin topraklarla doldurulduğu ve ‘can suyu’nun da çoğu yerde ihtiyaç nispetinde bırakılmadığı anlaşıldı. Benzer durumun zeytin ağaçlarında yaşanmayacağını kim garanti edebilir?
Türkiye Ormancılar Derneği, yaptığı açıklamada şöyle demiş: “Zeytinlik, olduğu ortamda zeytinliktir. O zeytinliği taşıyacağınız yer yoktur. Varsa zaten orası da zeytinlik yapılmıştır.
Yönetmelik değişikliğinin bir de şartı var! Madencilik faaliyeti yürütecek kişiye, faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirmeyi taahhüt etmesini şart koşuyor. Madencilik faaliyetinin bitiminde, o alanın tekrar zeytinciliğe uygun hale gelemeyeceği çok açıktır. Bu şart, kamuoyunu kandırmak dışında hiçbir işe yaramayacak ve yaptırımı bulunmayan bir şarttır.”
Madencilik faaliyetinin bitiminde sahaların rehabilite edilerek yeniden zeytinlik olması çok zor. Taş ocakları için de rehabilite sözü verilir. Acaba kaç tane taş ocağı rehabilite edildi?
Zeytin ağaçlarının sökülme ihtimaline itiraz edenler arasında yer alan Prof. Dr. İlber Ortaylı da (1 Mart 2022, @ILBERORTAYLIGSU) şu mesajı paylaşmış: “Türkiye zeytinlikleri hiç de küçümsenecek miktarda değil, daha doğrusu değildi. Çok ciddî tedbirler almazsak bırakın etrafa zeytin satmayı, kendi ihtiyacımızı bile karşılayamayacak duruma düşeceğiz. Bugün yayınlanan yönetmelik mutlaka gözden geçirilmeli, yoksa çok geç olacak.”
Prof Dr Güner Sönmez de (2 Mart 2022, @DrGunerSonmez) itiraz edenler arasında. Şöyle demiş: “Zeytin ağacı öyle mu’cizevî ki; 1500 yıllık olan bile meyve veriyor. Meyvesi, yağı, hatta yaprağı bile paha biçilmez. 2 bin yıllık gemi batıklarında zeytinyağı küpleri bulunuyor. Anadolu’da ağaç gibi değil, aileden biri gibi sayılıyor. Şu ağaç kesilir mi?”
Türkiye’yi idare edenler bu adımı atarken bin defa daha düşünsün...