Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Filistin Devleti’nin tanınmasına karar verdiklerini ve Eylül ayında resmî bir açıklama yapacağını duyurdu. Bu haber Filistin’i sevindirirken İsrail’i de bir bakıma sarstı.
Macron açıklamasında “Fransa’nın Filistin devletini tanımasına karar verdim. Eylül’de BM Genel Kurulu’nda ilân edeceğim” ifadelerini kullanmış ve kararını Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas’a bir mektupla bildirdiğini de açıklamış.
Macron, bölgede şu an için aciliyet arz eden şeyin “Gazze’deki savaşın sona ermesi ve sivil halkın kurtarılması” olduğunu da belirtmiş. Habere göre, derhal ateşkes sağlanması, Hamas’ın elindeki esirlerin serbest bırakılması ve Gazze’ye geniş çaplı insanî yardımların ulaştırılması çağrısını tekrarlayan Macron, Hamas’ın silâhsızlandırılması gerektiğini de söylemiş.
Bölgedeki sıkıntının çözümü konusunda “başka bir alternatifin olmadığını” kaydeden Macron, “Bölgede barışın mümkün olduğunu gösterme sorumlulukları” bulunduğunu hatırlatmış.
Tabiî ki Fransa’nın bu açıklaması en başta İsrail’i bir bakıma çileden çıkarmış. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Macron’un Filistin’i tanıyacakları açıklamasına tepki göstermiş ve “Filistin devletini tanımak terörü ödüllendirir” ifadelerini kullanmış. (NTV.com.tr, 25 Temmuz 2025)
İngiltere’den de bu anlamda müsbet bir açıklama gelmiş durumda. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Gazze’de insani felâket yaşandığını belirterek, bir ateşkesin Filistin devletinin tanındığı iki devletli çözüm yoluna girmeyi sağlayacağını söylemiş. Starmer, yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşanan acı ve açlığın, tarif edilemez ve savunulamaz bir durumda olduğuna dikkat çekmiş. Starmer ayrıca, “İsrail’in bu gidişatı hemen değiştirmesi ve ihtiyaç duyulan yardımın Gazze’ye girmesini gecikmeden sağlaması gerektiği konusunda hemfikiriz. (...) Bir ateşkes bizi, Filistin devletinin tanındığı, İsrailli ve Filistinliler için barış ve güvenliği garanti edecek iki devletli çözüm yoluna sokacaktır” demiş.
Gazze’yi yaşamaz hale getiren İsrail’in bu açıklama ve gelişmelerden memnun olması elbette mümkün değil. Eğer bu tanınma gerçekleşir ve Filistin’e destek artarsa, İsrail maksadının aksiyle tokat yemiş olacak. İsrail bu işe girişirken, neticede Fransa’nın Filistin’i tanıyacağını her halde tahmin etmemişti.
İsrail’in bu gelişmelerden memnun olmayıp bunu da ‘tehdit dili’ ile ifade etmesi de ayrıca dikkat çekici. İsrail idarecilerinin, “Filistin devletini tanımak terörü ödüllendirir” demesi başka nasıl yorumlanabilir mi? Nasıl oluyor da Filistin’deki zulmü ve haksızlığı sona erdirecek bir adım ‘terörü desteklemek’ olarak yorumlanıyor?
İsrail, şimdiye kadar aldığı ‘haksız desteği’ kaybetmek üzere. İnşallah tamamen kaybeder ve Filistin’deki zulüm de bir daha başlamamak üzere sona erer...