Kuruluşundan günümüze kadar en çok konuşulan, eleştirilen, takdir edilen ve polemik aracı olan kurumların başında İmam Hatip Okulları gelir. Bu okulları okuyanların bir birlerine sadâkati, bağlılığı ve kardeşliği ise hep üst seviyededir.
İHL’lerin kurdukları değnekler ile siyasî alanda etkili olmuşlardır. Çabaları sonucu uğradıkları mağduriyetlerin bir kısmını gidermeyi de başarmışlardır. 1951 yılı baz alınarak her sene kuruluş yıl dönümlerini çeşitli faaliyetlerle kutalmaktadırlar.
Geleneksel hale getirilen kutlamalardan bir tanesi de Diyarbakır’da idi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’ndeki bir salonda yapılan kutlamaya, öğrenci ve öğretmenler dışında az sayıda katılımın olması beni hayal kırıklığına uğrattı.
Siyasî partilerden beklenen sayıda katılımın olmaması üzücüydü. İktidar partisi ve ortaklarının İ.H.L kuruluşunun 71’inci yıl kutlamalarına katılmaması ise düşündürücüydü.
İ.H.L yöneticileri mi onları dâvet etmemişti, iktidar ve ortakları mı katılma gereği duymamıştı bilmiyorum. Sebebi ve mazeretleri ne olursa olsun iktidar partisinin bu faaliyete en düşük seviyede olsa dahi yine de katılmaları gerekirdi.
Ben İ.H.L mezunuyum. Bizim dönemdeki İmam Hatip Okullarına karşı halkın coşkusu ile günümüzdeki halkın ilgisizliği arasındaki farkın dağlar kadar olduğunu gözlemledim.
Bütün İHL’leri tenzih ederek şunu söyleyebilirim ki; içlerindeki bazı kimselerin siyasî bir partinin arka bahçesi gibi davranma çabaları, fanatik taraftarı olmalar İ.H.L’ye fazladan bir değer katmadığıdır.
Hatta bu kişilerin diğer siyasî partilere karşı tavırları İ.H.L’leri yalnızlığa itmiş, halkın teveccühünü kaydetmesine sebep olmuştur. İ.H.L’nin kimsenin arka bahçesi değildir.
Birilerini iktidara getirme veya iktidarda kalması için çaba gösteren bir kuruluş hiç değildir. Adalet şiarları, rıza-i İlâhî düsturları ve insan haklarına saygı hedefleridir.