Sağlıklı ve helâl beslenme arayışında aşılması zor engellerden birisi de, kuvve-i zaikanın lezzet ve haz odaklı fonksiyonlarıdır.
Tadı sevilen ve mutluluk veren bir lokma, beynin ortasında bir bezelye büyüklüğündeki ödül merkezinde zevk alma ve mutluluk fonksiyonunu harekete geçiren bir düğme rolü oynar. Bu merkezi hareketlendiren DOPAMİN adlı hormondur. Zamanımız insanlarının en büyük arzu ve motivasyonu, lezzetten duyulan mutluluk temeline bina edilmesidir. Bu yanlış beslenme alışkanlığı gerek kişisel ve gerek toplumsal olarak tehlike alarmı verdiğinden, aynı zamanda bağımlılık yapan bu kimyasalların, çok kısa da olsa gözden geçirilmesi hayatî önem taşımaktadır. Beslenmenin temelinde lezzet ve haz duyguları hedef olarak seçildiğinden maddî manevî zararlar görülmektedir. Çünkü, İNSAN NE YERSE ODUR.
Beyindeki lezzet merkezinin DOPAMİN ile sun’î uyarılması sonucunda, sistemi hareketlendiren kimyasal katkı maddelerini ve vücuda verdikleri zararları anlatmaya çalışacağız. Bu lezzet arttıran aldatıcı maddelerden, BULYON ve MSG (monosodyum glutamat) gıdalara ilâve edilerek SEROTONİN (mutluluk hormonu) yüksek seviyelere pompalanır. Böylece “Beyin kimyasını harekete geçiren ve bağımlılık biyolojisinin ürünü olan bulyon sayesinde, çiğköftenin sadece doyurucu, açlık giderici bir yiyecek olmadığını gösteriyor. Aynı zamanda rahatlatıcı, duygulara hitap eden tuzak bir yiyecek olduğunu gösteriyor. Dışarıdan çiğköfte, çorba ve pilav yemeye ya da yememeye karar vermek tamamen kişinin elinde. Ancak et suyu bulyon ile lezzet arttırıcı MSG bir araya geldiğinde çiğköfte, pilav ve çorbalarda inanılmaz tat oluşturabiliyor. Bulyonda MSG olduğu için, helâl sertifikası verilemiyor. Türkiye’de 300’den fazla katkı maddesi kullanılıyor. Bunlardan bazıları çok ciddî hastalıklara sebep olabilmektedir. İngiltere’de Sauthhampton Üniversitesi’nde 2007 yılında yapılan bir çalışmada, gıda katkı maddelerinin hiperaktivite ile bağlantılı olduğu açıklandı. Gıda Standartları Ajansı bilim kurulu başkanı Dr. Andrew WADGE; dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu görülen çocukların, boyasız gıdalar yemesini tavsiye ediyordu.“ 1
Gıda endüstrisinde kullanılan BULYON, hayvanların et, kemik ve farklı maddelerin kaynatılıp yoğunlaştırılmasıyla elde edilmektedir. Bulyonla birlikte kullanılan MSG (monosodyum glutamat) gıda üretiminde bilinen adıyla ÇİN TUZU, bağımlılık yapma özelliği olan kimyevî bir maddedir. “Bu madde, tat alma duyusunu körelten, dört değişik (tatlı, ekşi, acı ve buruk tadın bir araya gelmesiyle ÜMAME adı verilen yeni bir tat) etkiyi aynı anda verebilen bir maddedir. MSG insan için ‘ALDATICI‘ ; fakat gıda endüstrisi tarafından ‘KURTARICI‘ olarak değerlendirilmektedir. Bulyon, MSG, çorba, çiğköfte ve pilav yapılan her yerde kullanılıyor diyebiliriz. Bulyon, MSG, çikolata, cips, aşırı yağlı, aşırı şekerli tuzak gıdalar bağımlılığı tetikler. Sebebi, beyne aşırı derecede kimyevî yükleyip, reseptörlerini (hücre dışından, hücre içine sinyal taşıyıcılar) bozmasıdır. Ancak, bir yiyecek beynin ihtiyaç duyduğu kimyevîleri ne kadar dengeli verirse, o kadar doyurucu etkiye sahiptir. Bu maddelere bağımlılık, düşük tokluk hissetmeye (tokluk hissi oluşmaz ve yeme davranışının kontrol edilememesine) sebep olmaktadır.“ 2
Bir lezzet aldatması olan bulyon ve MSG karışımının, beyindeki lezzet ve doyma merkezini tahrip ettiklerinden, aşırı yeme sonucu bilinen ve bilinmeyen birçok hastalığa sebep olarak, vücudun genel sağlık durumunda onarılamayan sıkıntılara yol açacağı da hiçbir zaman unutulmamalıdır.
SAĞLICAKLA KALIN.
Dipnotlar:
1) Melek AKTÜRK, Age. s. 226.
2) Age. s. 229.