Halık-ı Kainât (c.c.), ancak mikroskopla görülebilen 100 milyon civarındaki spermlerden birini, uygun gördüğü ovum (yumurta) ile birleştirerek, hayata ve muazzam faaliyetlere vazifeli olarak göndereceği insanı, ana rahminde (intra-uterin hayat) tekamül ettirerek dünya meydan-ı imtihanına, geçici bir süre için seyahat ettirmektedir.
Dünyaya geldikten sonra, beden ve ruh gelişimini tamamlayan insan, birbirinin aynısı ama her biri farklı yapıda ve vazifede görevli 50 trilyon hücreler topluluğuyla sırr-ı ehadiyete ayna olacak kabiliyete ulaşmış olarak, sırat-ı müstakiminde harekete geçirilir. Hayatının gelişme devrelerinde faaliyetlerini sürdüren insan organizması, bir takım olumsuzluklar yaşayarak, hastalık denilen engellerle karşılaşmaktadır. Çoğunlukla kendi ihmali ve yanlış yaşam tarzından kaynaklanan, dünya hayatındaki imtihanı sırrıyla yaşayacağı hastalık halinin sıkıntılarından, tıbbî tedavinin yanında, psikolojik dengesini güçlendirecek manevî reçetelere ihtiyacı olacağı gibi, bunların karşılanması kendisine teselli ve huzur verecek bir deva demeti ve ab-ı hayat olacaktır.
Hastalık hali, organizmayı dengeli ve huzurlu durumundan uzaklaştırarak, fizyolojik fonksiyonlarındaki düzeni bozar. Ağrı merkezlerini uyararak, elem ve sıkıntıları arttırdığından, sağlık nimetine gölge düşürür. Denge ve ölçü üzerine yaratılan insan organizması, hastalıklara götüren hataların araştırılmadan sürdürülmesiyle, sağlığını kaybederek hastalıklara mekân olur. İnsan sağlığı, günümüzün kimyasal katkı maddeleri ve GDO ürünleriyle depolanan gıdaların tahribatıyla artan hastalık çeşitleri, insanın bulaşık eliyle patlama noktasına getirilmiştir. Bunun yanında organizmaya yüklenen olumsuz hayat şartları karşısında, Cenab-ı Hak (c.c.) hastalıklarla mühlet ve ikaz sinyalleri vermektedir.
Sağlıklı hayat şartlarının insan eliyle değiştirilmeye çalışılması sonucunda, yıkımlar yaşayan insan organizmasının, yaradılış şifrelerini tanımadığı endüstri ürünü kimyasal katkı maddeleriyle işlem görmüş maddelerin, besin olarak tüketilmesiyle hastalıklara çağrı çıkarmaktadır. Vücuda giriş yapan toksinlerin neden olduğu hastalıklar, aslında organizmanın verdiği bir alarm durumudur. İlâhî şifrelerle kodlanan bedenimizin, tehlike anlarında harekete geçirilen savunma sistemleri devreye girmektedir. Zira, insan organizmasında düşünüp, ibret alanlar için; doğumdan ölüm anına kadar aralıksız ve düzenli işleyen Allah’ın (c.c.) izniyle mikro alemler içinde mucize uygulama alanları inşa edilmiştir.
Hastalıkların pozitif yaklaşımlarla değerlendirildiği ‘Hastalar Risalesi’nde, Bediüzzaman Hazretleri 25 deva-i manevî reçetesini, asrın sağlıklı ve hasta insanlarına ÇOK ACİL olarak tanzim etmişlerdir. Hastalıkların teşhis ve tedavi imkânlarının çok sınırlı olduğu yıllarda, telif edilen HASTALAR RİSALESİ değişik hastalıklara maruz kalan hastalar için, gerçek bir rahatlama ve teselli kaynağı ve faydalı bir ilaç olabileceğinden, hastaların sağlıklı bir nefes almalarına vesile olarak, çok insanların başucu kitabı olmuştur.
Günümüzde katlanarak artan hastalıkların, korunma ve tedavisine manevî hekîm olarak, manevî reçeteler yazan Bediüzzaman Said Nursî (r.a.) Hazretleri’nin Hastalar Risalesi penceresinden bakıp, hikmetli devaların esintilerinden derin nefesler alarak BÎ-İZNİLLAH teselli bulmanın mutluluğunu yaşamaya gayret edeceğiz. Üstâd Hazretlerinin yardımlarıyla faydalı olmaya çalışarak, gayret bizden, muvaffakiyeti ise Şafî-i Hakikî’den (c.c.) ümitle bekliyoruz.
SAĞLICAKLA KALIN.