Anti-kanserojen olarak, yeşil çay nimetinden organizmaya güçlü destekler sağlandığı, yapılan klinik deneylerle kesinlik kazanmıştır. “ABD Santa Clara, Dr. Rath Araştırma Enstitüsü Onkoloji Bölümü’nde yapılan bir çalışmada, ağırlıklı olarak yeşil çay ekstresi ve askorbik asit (C vitamini) içeren bitkisel karışımın, MELENOMA hücrelerinin karaciğere sıçramasını engellediği gösterildi. Aynı ekip, yaptıkları hücre deneyinde yeşil çay ekstresi ile, kemik kanseri hücrelerinin çevre dokulara yayılmasının azaldığını göstermişler. Başka bir çalışmanın bulgularında, yeşil çayın PANKREAS kanserine karşı oldukça koruyucu olduğu gösterilmiştir. Yeşil çaydaki KATEŞİN adlı aktif maddeler, yalnızca korunmada değil, oluşmuş KALINBAĞIRSAK kanser dokusunun ilerlemesinin ve yayılmasının engellenmesinde de çok önemli. Yeşil çay kateşinleri, kalınbağırsak kanseri hücrelerindeki büyüme faktörünü baskılıyorlar. ABD’de Tennessee Üniversitesi’nde yapılan ve 2008 yılında Gastroenterology adlı tıp dergisinde yayınlanan çalışmada, bunun hücresel ayrıntıları gösterildi ve şu yorum yapıldı: “Yeşil çay kateşinlerinin, kemoterapi ilaçları gibi yan etkileri yok ve kanser terapisinde, tümörün büyümesini ve metastazını engellemek için kullanılabilir!” Yeşil çayın ‘ İLAÇ’ olmasına belki daha çok var, ancak bu zararsız destekten tüm kanser hastaları emniyetle istifade edebilir, diye düşünüyorum.”(1)
Günümüzde yaşanan olumsuz beslenme ve yaşam şartları sonucu, artarak yükselen oranlarda beyin fonksiyon bozuklukları, hafıza ve algılama yetersizlikleri, ALZHEİMER ve DEMANS sağlıklı hayat standartlarını yıkıma uğratmaktadır. Bu olumsuzluklardan sakınabilmek için, kâinat eczahanesindeki mucize devalardan İlâhî bir ikram olarak faydalanmamız, karşılaşılabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracak veya asgarî seviyeye düşürecektir. Yeşil çayın beyin fonksiyonları üzerindeki etkilerinin “Deneysel olarak ortaya konulan bir özelliği ise, sinir hücrelerini hasarlara karşı koruyor. Yeşil çayın içerisinde bulunan BÜTİRİK ASİD’İN, beynin kelime hafıza kapasitesini arttırdığı ve 55 yaş üzeri bireylerde algılama yetersizliğini azalttığı, klinik olarak da gösterilmiş. Bilimsel ölçekte tasarlanan ve yürütülen klinik çalışmada, gönüllülerde zihinsel kapasitedeki değişimi değerlendirecek nöro-psikolojik testler uygulanmış. Yapılan değerlendirmelerde geliştirilen bu formülün, hafif algılama bozukluklarında yararlı olabileceği, gözler açık ve okuma durumunda beynin aktivitesini arttırdığı sonucuna varılmış.”(2)
İlâhî eczahane olarak yeryüzünü çeşitli nimetlerle donatıp, başta insan olmak üzere, bütün canlıların yardımına gönderen Cenab-ı Hakk (c.c.), sonsuz kudret ve ilmi ile gerekli olan bütün deva hazinelerini yeşil çay misali bitkiler, ecza deposu intizamıyla doldurulmuştur. Bütün bu nizam ve intizam içinde, ihtiyaç duyulacak olan bu devaların hazırlanmasını ve muhtaç canlıların yardımına gönderilmesini, kendi kendine meydana gelen faaliyet olduğunu düşünerek ve nimetleri görüp, perde arkasında nimetleri göndereni göremeyen, mana-i harfî penceresinden bakmayarak, ülfet ve gafletle bir tabiat hadisesi olarak değerlendiren insan, hak ve hakikat noktasından açıkça görülebilen ilim ve kudrete karşı kör, gönderilen sonsuz yardım ve hediyelere nankör durumuna düşmemesi, selim aklın ve insanlığın ulaşması gereken en olgun derecesidir.
SAĞLICAKLA KALIN.
Dipnotlar:
1- Dr. Elif GÜVELOĞLU, Kanser İyileşir, s.284, Hayykitap 2015
2- Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA, İyileştiren Bitkiler, s.246, Hayykitap 2015