"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Soğanda saklanan sırlar - 1

Feyzullah ERGÜN
26 Ağustos 2019, Pazartesi
İnsanlık tarihinin en eski çağlarından beri bilinen, gıda ve şifa kaynağı soğanın, sağlıklı hayat şartları için, faydaları ve değeri, yapılan araştırmalarla her geçen gün, daha çok anlaşılmaktadır.

Yemeklerde gıda olarak kullanıldığı gibi, tıbbî amaçlarla da geniş kullanım alanı bulunmaktadır. İnsan organizmasına gerekli olan, koruyucu ve tedavi edici vitamin, mineral ve antioksidan maddeler Alîm ve Hakîm olan bir kudret tarafından, küçük bir soğana depolanmıştır. Bitkiler dünyasının, sessiz yeşilliklerindeki alanlarda “Şafi-i Hakîm-i Zülcelâl, küre-i arz olan eczahane-i kübrasında, her derde bir deva istif etmiş.” İnayet, kerem ve geniş rahmetiyle, enerji deposu, gıda ve şifa kaynağı olarak, soğanda saklanan hikmetli sırları, kabuğundan başlayarak açmaya çalışacağız.

Soğan nimetini hazırlayıp, gönderen Şafi-i Hakiki (cc), hiçbir zerresini boşuna yaratmadığından atılan dış kabuklarına dahi, sonsuz hikmetiyle, şifa kaynağı terkipler yüklemiştir. “Soğan, yapılan araştırmalarda, şeker hastalığına bağlantılı olarak gelişen, katarakt tipini önlemeye yardım ettiği, ortaya çıkarılan KUERSETİN adlı bileşik bakımından, son derece zengin bir bitkidir. Ben her ne kadar, her türlü kataraktı önlemede faydalı olduğuna inanıyorsam da, bu henüz doğrulanmış değildir. Ancak, her ne olursa olsun, daha fazla soğan tüketmek, zarar değil yarar getirir. Güveç ya da çorba yaparken, içine koyacağınız soğanın kabuğunu soymayın ki, mümkün olduğunca, çok miktarda KUERSETİN yemeğinize geçsin. Soğanın kabuğunu servis yaparken soyun. Soğan, anti viral bileşiklere sahiptir. Eskiden halk arasında, soğuk algınlığı tedavisi için, kullanılan bir ilâcın tarifinde; bala yatırılan soğan dilimlerinin, gece boyu bekletildikten sonra, elde edilen karışımın öksürük şurubu gibi, belli aralıklarla içilmesi öneriliyor.” 1

Gıda ve şifa kaynağı olarak soğan, bağışıklık sistemini güçlendirerek, hastalıklardan koruyucu bir ilâç gıda olarak, eski insan topluluklarından, günümüze kadar kullanılagelmiştir. Eski Mısırlılarda, piramitlerin inşaatında çalışan işçilerin, salgın hastalıklardan korunması ve enerji kaynağı olarak verilen bir bitkidir. Aynı zamanda, kuvvetli antiseptik maddeler ihtiva ettiğinden, fıtrî antibiyotik etkileri bulunmaktadır. “Soğan, güçlü bir flavonid antioksidan olan KUERSETİN ihtiva eder. Lif, A, B1, B2, C vitaminleri ve fotokimyasallar bilhassa alil sülfür, bazı kanser tehlikelerini azaltmaktadır. Akciğer kanserine yararlı etkileri olan, fotokimyasal kuersetin bakımından zengindir. Uluslararası Kanser Enstitüsü soğanların, orta derecede kanser önleyici faaliyeti olduğunu bulmuştur. 582 denekte yapılan durum kontrolü çalışması, soğan tüketimini arttıran kişilerin, kanser gelişimi riskini azalttığını belirlemiştir. Bir Finlandiya araştırmasında, kuersetin açısından yüksek besinler tüketen erkeklerin, akciğer kanseri tekrarının % 60 indirgendiği gözlemlenmiştir. Bir Birleşik Devletler araştırmacısı, PROSTAT KANSERİ için, en güçlü risk engelleme etkenlerinin soğanlar, tahıllar, fasulyeler ve sebzeler olduğunu bulmuştur. Soğanlarda bulunan alil sülfürler, kan pıhtılaşma eğilimini düzenlerler ve toplam LDL, KOLESTEROL seviyesini önemli ölçüde azaltırlar. Wisconsin- Madison Üniversitesi araştırmacıları, güçlü tat ve kokuya sahip soğanların, trombositi daha az yapışkanlaştırdığını, böylece damar tıkanıklığı, kalp hastalıkları, kalp krizleri ve çarpıntı risklerini önlediğini, gözlemlemiştir. KEMİK YOĞUNLUĞUNU arttırarak, muhtemel OSTEOPOROZU (kemik erimesi) riskini de azaltmıştır.” 2

Soğanda bulunan çok karışık, biyokimyasal maddeler ve KALSİYUM, DEMİR, FOSFOR minerallerinin, çok sayıda faydaları bulunmaktadır. Yakıcı lezzetiyle iştah açar, mide asiditesini arttırarak, sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak fonksiyonlarını arttırarak, kabızlığı önler. Yapılan klinik ve laboratuvar çalışmaları sonucunda “Soğan ve soğan özütünün, çok sayıda etkisi bulunmaktadır. Alerji önleyici, antibakteriyel, idrar söktürücü, kan şekerini düşürücü, düz kas gevşetici, KOLESTEROL ve LİPİD düşürücü, trombositlerin kümeleşmesini önleyici, kan damarlarında yaşlanmaya bağlı, değişiklikleri önleyerek, damarları koruyucu, kalbi kuvvetlendirici, KORONER DAMARLARI GENİŞLETİCİ etkileri, bunların başlıcalarıdır. Solunum açıcı olup, kanın akıcılığını arttırarak, pıhtılaşmasını ve damar duvarlarına yapışmasını önler. Soğandaki bazı maddelerin, güçlü alerji önleyici etkisi vardır, alerjik tepkimeleri önler. Soğan suyu, çok sayıdaki bakterilerin, gelişmesini önler. Soğandaki uçucu yağlar, çeşitli mantarlar üzerinde de etkilidir.” 3

Meşhur İslâm hekimlerinden İBN-ÜL BAYTAR “Kuru soğanın pişirilerek yenmesinin, tuz ve sirke ile zenginleştirilmesinin, faydalarını arttıracağını ve iştah açıcı etkisi olacağını anlatmaktadır. Su içme ihtiyacını arttırır. Karın organlarını yumuşatır. Göz sağlığına destek verir. Damar yollarını güçlendirerek, basur (hemoroit) sıkıntılarını rahatlatır. Soğan suyu, bal ile karıştırılarak, göze sürme gibi sürülürse, GÖZÜN GÖRME KABİLİYETİNİ arttırır ve gözdeki akıntılı, iltihaplı hastalıklara fayda sağlar. Soğan suyu, boğaz ağrılarına, ayrıca buruna birkaç damla damlatıldığında, başta biriken maddeleri arındırarak, baş ağrısını rahatlatacaktır. Soğan, ince doğranarak sirke ile karıştırılıp, merhem haline getirildikten sonra, güneş ışığında, VİTİLİGO (Alaca hastalığı) olan bölgeye sürülmeye devam edilirse, şifaya vesile olur. Soğan, tuz ile karıştırılarak, siğillere sürülmeye devam edilirse, siğilleri geçirir. Ayrıca sarılıkta önemli fayda sağlar.” 4 diyerek, soğan hakkında detaylı bilgi ve uygulamalar nakletmektedir. Bundan sonra, soğanın ihtiva ettiği sırlı kimyasallardan elde edilen, denenmiş ve faydaları görülmüş uygulamalardan, önemli olanlar takdim edilecektir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) Dr. James A. DUKE, Yeşil Eczane, s. 224, Pegasus Yayınları 2008.

2) Dr. David GROTTO, Hayat Kurtaran 101 Yiyecek, s. 317, Martı Yayınları.

3) Prof. Dr. Sezai KAYA, Tıbbî Botanik ve Tıbbî Bitkiler, s. 365, Medisan Yayınları 2013.

4) Ziyaüddin İBN-ÜL BAYTAR, El-Cami’li Müfredat il Edviyeti vel Ağdiye, c. 1 s. 132 Dar el Kütüb el ilmiyye 2001.

Okunma Sayısı: 10398
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı