Suriye hükümeti, Büyük İslam Alimi ve Mütefekkiri Bediüzzaman Said Nursî’nin Çağımızın Kur'an tefsiri Risale-i Nur eserlerinin camilerde okunup istifade edilmesine resmî onay verdi. Şam’da başlayacak okuma halkaları için gerekli idarî düzenlemeler yapılıyor.
Risale-i Nur Suriye’de…
Suriyeli tanınmış âlim, şehit Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî: İslâm dünyası Bediüzzaman’ın metoduna muhtaç
İslam Aleminin Reçetesi: Hutbe-i Şamiye -1
Hutbe-i Şamiye ve İttihad-ı İslâm
İslâm âlemi Bediüzzaman’a kulak vermeli... Çözüm Hutbe-i Şamiye'de
Suriye hükümeti, Bediüzzaman Said Nursî’nin “Risale-i Nur” külliyatının camilerde okunmasına dair tarihî bir karar aldı.

Şam’da Hasan Aksut tarafından yapılan başvuru üzerine, Risale-i Nur eserleri incelendi ve Suriye Arap Cumhuriyet Vakıflar Müdürlüğünün benimsediği metoda uyumlu olduğu tespit edildi. Bu incelemenin ardından Suriye makamları, Risale-Nurları okumak için camilerde ders halkalarının düzenlenmesine resmî izin verdi.

Karar doğrultusunda, Risale-i Nur derslerinin ve hizmetlerinin camilerde rahatça yapılabilmesi için gereken idarî ve organizasyonel tedbirlerin alınacağı belirtildi. Böylece Risale-i Nur’un ilim, iman ve ahlâk temelli derslerinin camilerde halka ulaştırılmasının önü açılmış oldu.

Alınan karar, İslâm dünyasında önemli bir gelişme olarak değerlendirilirken, “Bu adım Suriye’nin hem manevî, hem de toplumsal direncine katkı sağlayacaktır” yorumları yapılıyor.

Suriyeli tanınmış âlim, şehit Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî: İslâm dünyası Bediüzzaman’ın metoduna muhtaç -Suriye Diyanet İşleri eski Başkan Vekili İbrahim Nakşibendî: Risale-i Nur, İslâm dünyası için kurtuluş reçetesidir
Said Nursî Şam’dan İslâm âlemine seslenmişti
Bediüzzaman Hazretleri asrın başlarında Şam Emevî Camii’nde verdiği hutbede İslâm dünyasını geride bırakan hastalıkları ve tedavi yollarını anlatmıştı.
Hutbe-i Şamiye, Bediüzzaman Said Nursî’nin 1911 yılında Şam Emevî Camii’nde bir hutbe olarak irad ettiği ve sonradan kitaplaşan eseridir. Bu hutbede Bediüzzaman, İslâm dünyasını geri bırakan altı hastalığı teşhis etmiş ve Kur’ân eczanesinden aldığı derslerle bu hastalıkların tedavi yollarını açıklamıştır.

Bu hastalıklar: (1) Ümitsizliğin yayılması. (2) İçtimaî ve siyasî hayatta doğruluğun ölmesi. (3) Düşmanlığa karşı sevgi beslenmesi. (4) Mü’minleri birbirine bağlayan manevî bağların bilinmemesi. (5) Baskı ve istibdadın yayılması. (6) Şahsî menfaatlerin ön planda tutulması.
Arapça irad edilen hutbe, büyük bir ilgiyle karşılanmış, Şam’da bir hafta içerisinde iki defa basılmıştır. Hutbenin bu ilk baskıları Arapça olarak yapılmıştır. Daha sonra İstanbul’da da yine Arapça olarak 1911, 1912 ve 1922 yıllarında basılmıştır.

Hutbenin irad edilmesinden yaklaşık kırk yıl sonra 1951’de ise, Üstad Bediüzzaman Said Nursî eseri bizzat kendisi Türkçeye tercüme ederek yeniden neşretmiştir. Bu sadece bir çeviri değil, aynı zamanda yeniden bir değerlendirme ve telif niteliği taşır. Bediüzzaman, bu yeni baskı için yazdığı mukaddimede, hutbede anlatılan hakikatlerin zamanla eskimeyip, aksine daha da önem kazandığını; artık sadece 1911’de Emevî Camii’ndeki cemaate değil, bütün İslâm âlemine hitap eden “taze ve hakikatli bir içtimaî ders” olduğunu belirtmiştir.

Merhum Mehmet Kutlular 2011 yılında Şam Emevî Camiinde Hutbe-i Şamiye’yi sembolik olarak okumuştu.
***
Ramazan El-Buti: İslâm âlemi Bediüzzaman’ın metoduna muhtaç
2013’de bir suikast sonucu şehit edilen Suriyeli tanınmış âlim Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî, 2011’de Yeni Asya’nın sorularını cevaplarken, Bediüzzaman Said Nursî’nin ilmî yönünün yanı sıra, davetteki metodunun ve devlet karşısındaki duruşunun da çok önemli olduğunu söylemişti.
Suriyeli tanınmış âlim Prof. Dr. Said Ramazan el-Butî Yeni Asya’nın sorularını cevaplarken, Bediüzzaman Said Nursî’nin ilmî yönünün yanı sıra, davetteki metodunun ve devlet karşısındaki duruşunun da çok önemli olduğunu belirtmişti. Butî, “Üstad hiçbir şekilde silâhla mücadele etmiyor, asayişi ihlâl etmiyor, siyasete girmiyor ve kendi davasını kendi üslûbuyla anlatmakla beraber, düşüncelerinde son derece kararlı, hiçbir şekilde onlardan taviz vermiyor” şeklinde konuşmuştu.
İstanbul - Yeni Asya