HABER: MUSTAFA GÖNÜLLÜ

Gençler hakkında çeşitli soruların cevaplandırıldığı bu röportajdan aldığımız notları paylaşmak istiyoruz: Amaç dendiği zaman çoğu kez dünyevi hedefler akla geliyor. Ancak insan etten kemikten ibaret olmadığı için tek bir amaçla değil, çok amaçlarla yaratılmıştır. Yaratılış hikmetlerimize uygun olarak hem dünyevî, hem de uhrevî amaçlarımız olmalıdır. Biri eksik olursa insan yarım kalacaktır.

Konuya gençler üzerinden yaklaşacak olursak, gençlere 'okul durumun nasıl gidiyor' diye sorduğumuz gibi, 'sabah namazları nasıl gidiyor?' şeklinde sorular da sorarak onları uhrevî amaçlara yönlendirmeliyiz. Çünkü bir Müslümanın en önemli amacı namazları ve ibadetleri en güzel şekilde yapmak olmalıdır. 

Bir gencin hayat amacı daha çocukken oluşmaya başlar. 

Anne-babanın çocuklarına sırf dünya için yatırım yapmaması, hayat amacı olarak onları sadece dünyaya teşvik etmemesi önemlidir. Bir aile, evlâdına falancanın çocuğunun dünyevî başarısını değil, okuma programlarına katılmasını, Kur'ân kursuna, camiye gitmesini örnek olarak göstermelidir. Çocuğun yaşayacağı çevreyi belirlerken ve onun arkadaş ortamını seçerken de manevî kriterleri göz önünde bulundurmalıdır. Bununla birlikte çocukta amaç gelişimi, anne ve babasının hayat tarzıyla da ilişkilidir. Bizlerin hayat amacı nasıl ise, gençlerimizin de o tarzda şekillenecektir.

Dünyayı amaç değil, araç olarak görmek

Hayat dünyadan ibaret olmadığı için amaç da dünyadan ibaret olmamalıdır. Hayat amacını dünyadan ibaret görmek kişiyi ahlâkî sıkıntılara itecektir. Himmet küçülünce bencillik ve egoistlik öne çıkar. Bir karıncayı bile incitmemek amaç olmalı iken, dünye- vî amaçlara ulaşmak için insanların hukuklarına zarar vermek bir hüner olarak algılanabilmektedir.

Dünyaya gerektiğinden fazla değer verip onu kutsallaştıran insan, amaç ile aracı birbirine karıştırmıştır. Diploma, para, meslek ve diğer dünyevî makamlar ve maksatlar araç konumunda kalmalıdır ve bizi en yüksek amaç olan ahireti kazanmaya yönlendirmelidir. Hayat amacı dünya ile sınırlandırılırsa eğer kişi daralacak ve kendini boşlukta hissedecektir. Amaçlar daralmış ve basitleşmişse ve kişi himmetini, gayretini sadece kendisine sarf ediyorsa, bu kişi nefsine hapsolmuş ve atalet zindanındadır. 

Böyle bir insanın ailesine, çevresine ve diğer canlılara hayırlı olabilmesini bırakın, kendine bile hayrı olmayacaktır.

Gözle görülmeyecek kadar küçük bir virüs bile insanın dünyasını darmadağın ediyorsa, meslek, para, makam, mal, mülk, sanayi, ekonomi ne işe yaramaktadır? Bu noktada kişi hayat amacını sorgulamalıdır. 

Dünyevî işler bir mikropla alt üst olacak kadar basit ise bunlar amaç olmaya değer midir?

Hayat yürüyüşünde rehberlerin olması icap eder

Yaşanılan süreçte gençlerin en çok ihtiyaç hissettiği şey bir rehberlik belki de. Gençlere yaşayışımızla rehber olmak ve geçmişteki büyük rehberleri onlara tanıtmak hayat amacının belirlenmesinde onlara yardımcı olacaktır. 

Hayat amacını doğru belirlemek ise rol model olarak kimlerin alındığı ile ilişkilidir. Bu yönden bakarsak Peygamberimiz (asm) gençlere örnek gösterilecek en iyi rol modeldir. 

Çünkü hem dünyaya ait işlerde hem de ahirete ait amaçlarında başarılı olmuş en güzel rehber odur.

Hayat amacının belirlenmesinde maneviyat eğitimi de oldukça önem taşımaktadır. Maneviyatı güçlü insanlar çok yönlü amaçlar edinecektirler. Maneviyatın güçlü olabilmesi Yaratıcı ile bağların güçlü olmasıyla ilişkilidir. Bu ise Cenab-ı Hakk'ın kelâmı olan Kur'ânı hayata yerleştirmekle olacaktır. 

Kur'ânın bu asra bakan en kapsamlı tefsiri olan Risale-i Nur bizlere hayat rehberi olmalıdır ki, çocuklarımız ve gençlerimiz bizi örnek alarak hayat amacını şekillendirsin. Bu noktada anne-babalara büyük iş düşmektedir.

Anne-baba üzerinden çocuğa etki etmenin güçleştiği durumlarda ise gençlerin maneviyatıyla ilgilenen eğitimcilerin devreye sokulması gerekir. 

Çocuklarımız ve gençlerimiz Risale-i Nur dairesi içerisindeki insanlarla buluşturulmalıdır. 

Bir şahs-ı manevinin içinde olmak o genci koruyacak ve kollayacaktır. 

Şahs-ı manevinin himayeti altına girmek duâsıyla...