BU MODEL REFAH GETİRMEZ

Prof. Dr. Murat Birdal: “Nüfusun yüzde 90'ını yoksullaştıracak bir modeli demokratik bir yönetimle zaten uygulayamazsınız. Bu model halka refah sunmuyor. Tersine ülke nüfusunun yoksulluğu üzerinden besleniyor.”

ÇİN BİLE TERKE HAZIRLANIYOR

Ekonomist Arda Tunca: “Türkiye'nin, Çin'in bile geride bırakmaya hazırlandığı bu model yerine mevcut politikalarda iyileştirme yapması, kur ve faizle oynamak yerine sanayide verim arttırıcı politikalar izlemesi gerekiyor.”

***

Çin modeli bize uymaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomide Çin modelini gündeme getirmesini değerlendiren ekonomistler, ucuz işgücüne dayanan bu modelin Türkiye’ye uymayacağını ve Türkiye için olumsuz sonuçlar doğuracağını söylediler.

Türkiye son dönemde faizlerin hızla düşürüldüğü bir para politikası sürdürüyor. Bu politika sonucu Türk Lirası’nın değeri dolar ve euro karşısında hızla erise de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamalarda düşük faiz politikasının olumlu sonuçlarının önümüzdeki süreçte alınacağının altını çiziyor. DW Türkçe’nin haberine göre, ayrıca bu politikayı anlatırken daha fazla yatırım, üretim ve ihracat vurgusu yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında parti kurmaylarına ekonomideki yeni yol haritasını anlattığı, bu konudaki örneğin Çin modeli olduğunu söylediği aktarılıyor. 

Ekonomistlere göre nüfus yapısı, yönetim şekli, ekonomik dinamikler ve eğitim kültürü tamamen farklı olan Çin’in örnek alınması Türkiye için büyük riskler barındırıyor.

Çin modeli otoriterlik getirir

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden Prof. Dr. Murat Birdal: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki vurgulamaları geçmişe dayanıyor. Önümüzde düşük ücret, yüksek nüfus ve yüksek ihracata dayalı bir model. Erdoğan daha önce Hindistan örneği ile bu isteğini belirtmişti. Buradaki ortak özellik yoksul işgücü üzerinden rekabet gücünü arttırarak büyümeyi sağlamak. Çin modeli aynı zamanda Türkiye için otoriter bir ekonomi ve siyasî ortamı da beraberinde getirir. Bu modeller sadece otoriter rejimler altında uygulanabilir. Demokrasiden uzak, emeğin örgütlenmediği ve kimsenin hakkını alamadığı bir ortam oluşturur. Nüfus hızla yoksullaşır. Emek kesimi düşük ücretlere karşı direnemez. Şimdi konuşulan Çin modeli de Türkiye için siyasî bir değişimi öngörüyor. Siz nüfusun yüzde 90’ını yoksullaştıracak bir modeli demokratik bir yönetimle zaten uygulayamazsınız.”

Çin, eğitimi asla bir kenara bırakmamış

Ekonomist Arda Tunca: “Türkiye’nin Çin modelini uygulayacak bir ekonomik ölçeğe ve nüfusa sahip değil. Çin çok farklı bir ekonomi dinamiği ile süreci yönetti. Çin kendine özgü yöntemlerle kendini kapitalist dünyaya adapte etmiş bir ülke. 1978 yılında yapılan reform hareketleri ile kendini başka bir konuma getirdi. Dünyanın en büyük nüfusuna sahip ve yaptığı devasa üretimle dünyaya hitap ediyor. Ancak bunu yaparken eğitimi asla bir kenara bırakmamış. Nüfusun bütün dinamiklerini bu üretim süreci içerisinde planlamış. Eğer biz bugün uluslar arası düzeyde rekabet edeceksek, Türkiye, katma değer üretecek, inovasyona hâkim üretim yapabilecek bir eğitim sunuyor mu? diye sormamaız gerekli. Türkiye’nin sanayileşmesi için kur ve faizle oynamak yerine sanayide verim arttırıcı politikalar izlemesi gerekiyor. Türkiye bu şekilde davranarak bu sanayileşme hamlesini gerçekleştiremez.” 

Haber Merkezi