"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demirel'e bu yüzden düşmanlık edemeyiz

19 Haziran 2015, Cuma 10:21
Yeni Asya yazarı M. Latif Salihoğlu, 1-2 Ağustos 2005 tarihleri arasında yazdığı "Süleyman Demirel ile Dostluğun Hatırına" başlıklı yazılarda Süleyman Demirel ile aramızda hiç kırılmaması gereken pek çok hatıraların olduğundan bahsetmişti.

Vefatının ardından Demirel'le ilgili yapılan çirkin yorumlara bir cevap olması hasebiylye Salihoğlu'nun yazısını tekrar istifadelerinize sunuyoruz.

İşte Salihoğlu'nun o yazısı:

Bir kısım eski dostlarının bile ona düşman kesildiği bir zamanda bizim kalkıp Süleyman Demirel'in "samimî dostluğu"ndan söz etmemiz, ilk bakışta hiç de akıllı işi görünmüyor.

Ne var ki, samimî dostluk zor günlerde belli olur ve işte biz de şu zor zamanda o kadim dostluğun hakkını vermek durumunda hissediyoruz kendimizi.

Evet, Süleyman Demirel ile aramızda hiç kırılmaması ve çiğnenmesi gereken pekçok hatırlar ve hatıralar var. Bunların bir kısmını şu şekilde hülâsa edebiliriz.

1) Hafız Ali'nin (rh) hatırı: İslâmköylü Hafız Ali, Risâle-i Nur'da bahsi geçen "Isparta kahramanları"ndan biri ve bir cihetle birincisidir. 1930'lu–40'lı yıllarda Risâle-i Nur'un neşri için yaptığı hizmet, her türlü takdirin fevkindedir. Tevazuda, ferâgatta, fedakârlıkta zirveleşen bir şahsiyettir. 1944'te Denizli Hapishanesinde öldürücü zehir şırınga edilen aziz üstadı Hz. Bediüzzaman'ın kurtulması için, tereddüt dahi geçirmeden kendini fedâ ile onun yerine vefât etmiş erişilmez bir "ilim şehidi"dir.

İşte, böyle bir Hafız Ali, anne tarafından Süleyman Demirel'in akrabası olup, ona Kur'ân dersi vermiş ilk hocasıdır. Hocasının vefâtına son derece üzülen Demirel, onu daima hayırla anmış ve Nur hizmetini de hep takdirle yâd etmiştir.

Demirel'e ilk Kur'ân dersi ile birlikte iman dersini de veren Hafız Ali'nin hatırı, bizim için pek kıymetli, pek azizdir.

2) İslâmköy'ün hatırı: Risâle-i Nur'un neşir ve intişarında, Barla, Bedre ve Sav köyü gibi, İslâmköy'ün de çok mühim bir yeri var. Türkiye'de Allah demenin yasak olduğu, Müslümanım demenin cesaret istediği bir zamanda, hayatını ve her şeyini tehlikeye atarak Nur'a koşan ve Nur hizmetinde fütur göstermeyen bu köy halkının hatırını elbette ki kıyâmete kadar mühimsemek durumundayız.

3) Isparta'nın hatırı: Üstad Bediüzzaman'ın tâbiriyle "Isparta taşıyla, toprağıyla mübarek bir beldedir." Bir cihetiyle Ispartalı olduğunu da ifade eden Bediüzzaman, Türkiye'ye ve bütün beşeriyet âlemine yayılan Risâle-i Nur'un evvelâ Isparta'da temerküz ettiğini ve buranın bir mânâda Medresettüzzehrâ'nın merkezi durumuna geldiğini beyan eder. Nur mekteb-i irfanının en fedakâr, en kahraman talebeleri bu diyârdan çıkmış. Bunların hatırı da bizim indimizde pek azizdir ki, Demirel de, onlardan hiçbirinin aleyhinde ne bulunmuş, ne de konuşmuş. Konuştuğu zaman da hep hayırla yâd etmiş.

4) Bayram Yüksel'in hatırı: Üstad Bediüzzaman'ın sâdık talebelerinden olan Bayram Yüksel ve iki de dâvâ arkadaşı, 1997 Kasım'ında Sofya yakınlarında geçirdiği bir trafik kazasında vefât etti. Bürokratik engeller sebebiyle, cenazeleri Bulgaristan'dan alınıp Türkiye'ye getirilemiyordu. Mehmet Kutlular'ın bilgilendirmesiyle, o tarihte cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel bizzat devreye girdi ve bir gün içinde meseleyi halletti. Cenazeler, hemen ertesi gün yurda getirildi ve Barla Kabristanına götürülüp defnedildi.

5) İmam hatiplerin hatırı: Süleyman Demirel, Türkiye'de yüzlerce imam hatip okulunun açılmasına bizzat ve bilfiil önderlik etti. Hem de çok zor şartlar ve ağır baskılar altında. Bu okullardan bir tekini dahi açmayan Erbakan'ın müstakilen siyaset sahnesine çıktıktan sonra, her ne kadar bu okullarda Demirel'e silme muhalif yetiştirilmeye çalışıldı ise de, bu eğitim kurumlarının yaptığı dinî hizmeti küçümsemek elbette ki doğru olmaz. (imam hatip okullarını şimdiki hale düşüren sebeplerin başında, bu okulların siyasete bulaştırılması ve özellikle bir partinin "arka bahçesi" haline getirilmeye çalışılması gelir.)

6) Ülkeye hizmetin hatırı: Özellikle başbakan olarak vazife başında bulunduğu zamanlarda millete hizmet yolunda yaptığı icraatlar saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Bunları tek tek sıralamak, bu köşenin hacmini aşacağı için, bu hususu sadece hatırlatarak geçiyoruz.

7) Bediüzzaman'a dostluğun hatırı: İslâmköy'lu Süleyman Demirel, Bediüzzaman Said Nursî'nin hayatını, dâvâsını, eserlerini biliyor, tanıyor ve okuyor. Ayrıca, okuması için başkasına da tavsiyede bulunuyor. Acizâne, defaatle bu gerçeğin şahidi olmuşumdur. Onun tavsiyesi üzerine bizi arayan birçok kimseye Nur Risâleleri götürülmüştür. Bediüzzaman ve eserlerinin daima lehinde konuşup şehadet etmiştir. 1991'deki genel seçimler öncesinde entelektüel çevrelerin teşkil ettiği Marmara Grubunda konuşma yapmak için dâvet edilen Demirel'e, Said Nursî ve eserleri hakkında—tamamı aleyhte olmak üzere—tam yedi tane soru sorulur. Soru soranlardan biri Hürriyet'in başyazarı Oktay Ekşi'dir. Demirel'e "Sen nasıl olur da 'Said Nursî büyük İslâm âlimidir' dersin? Hatta, daha da ileri gidip 'Ona büyük İslâm âlimi değildir diyenin alnını karışlarım' diyorsun. Bu yaptığınız doğru mu?" diye, adeta hesaba çekerler.

Salonun genel havası bu konuda Demirel'in aleyhinde olmasına rağmen, kendisine sorulan yedi soruyu da göğüsleyerek cevap verir. Bediüzzaman'ı ve Risâle-i Nur'u avukat gibi pervâsızca savunur. Sonra, Kur'ân'ın tefsiri olan bu eserleri kendisinin okuduğunu, çok istifade ettiğini ve salondakilerin de alıp bunları okumasını tavsiye eder.

İşte, bu tavsiye üzerine kendisine tam takım Risâle-i Nur Külliyatını götürdüğümüz İTO üyesi M. Yüksel Şenol ile yine bu vesileyle takım külliyat siparişi veren meslek odası üyesi arkadaşı, burada bahsettiğimiz hadisenin canlı şahitleridir.

O güne kadar Demirel'in Nurcuları kullandığını tahmin eden bu zatlar, o günden itibaren ise onun Nurlar'a samimî bir dost olduğuna tam kanaat getirdiklerini bizlere itiraf ettiler. (Buna benzer daha başka hatıralar da var. Bir misâlle iktifa ediyoruz.)

Diğer bazı hatırlar: Süleyman Demirel'in geçmişte Köprü dergisi, Yeni Nesil ve Yeni Asya'da pek çok röportajı, özel beyanatı yayınlandı. Bunların önemli bir kısmı kitaplaştı. Mevkutelerimizde çıkan sözleri, zaman zaman hatırlatılıyor, hatta yüzüne de vuruluyor. Ama o, bütün o söylediklerinin arkasında olduğunu söylemekten şimdi bile çekinmiyor.

İşte, bunlar gibi daha başka hususların da hatırı için, bizler bazı hatalarından dolayı Demirel'e düşmanlık edemeyiz, başkaları gibi ona yıkıcı saldırılarda bulunamayız. Kendisini ancak dostça tenkit ederiz.

Ve fakat, kendisi Râsale-i Nur'a dost kaldığı müddetçe, aramızdaki dostluğun da hiç bozulmadan ilelebed devam edip gideceğine olan kanaatimizi burada bir kez daha vurgulamak isteriz.

……………………………………….

NOT: Demirel, bu yazı üzerine bizi telefonla aradı, tebrik ve takdirlerini bildirdi. “Senin işin zor” diyerek şunları ilâve etti: “Başkası ne derse desin, mühim olan senin neye inandığındır. Sen, Hakk’ın hatırını esas alarak yazmışsın.

Benimle ilgili yazdığın dostane tenkitleri saygı ile karşılarken, ayrıca ‘Dostluğun hatırı’na dair maddelerin tamamının doğru olduğunu ifade etmiş olayım. Pek kimseye anlatmadığım halde, senin bunları tesbit edebilmiş olmanı tebrik ve takdirle karşılıyorum.”

Okunma Sayısı: 13417
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • hasan kurter

    17.6.2017 11:02:21

    demirele bediüzzamana iadei itibar hakkında ne düsünüyorsunuz diye sorulmuştu cevaben dediki hoca efendi zaten itibarlı biriydi buna gerek yok

  • mehmet

    21.6.2015 14:29:37

    allah rahmet eylesin . nur ve nurculara sahip çıkan gerektiğinde siper olan bu yaptıklarından da hiç bir zaman medet ummayan bir şahsiyetti.

  • mehmet

    21.6.2015 14:25:37

    karaavcı demirel ebediyete gitti su saatten sonra sen hakkını helal edebnilirsin ama, demirel tarafına bir hakkın geçti ise o sana helal edemez. o, allahın huzurunda hakkını alır da, sen neyi alırsın... oruçlusundur inşaallah düşün...

  • Abdurrahman KOÇAK

    19.6.2015 16:45:25

    Teşekkürler Latif Salihoğlu...Bizim doğruları bilmemiz ve inanmamız önemli....

  • HÜSEYİN İLHAN

    19.6.2015 12:45:03

    cuma hürmetine sen merhametini,mağfiretini esirgeme allahım.oKUDUĞUM OKULLARDA,YÜRÜDÜĞÜM YOLLARDA,İÇTİĞİM SULARDA,HASTAHANELERDE,FABRİKALARDA CUMAMIZI VE BİRÇOK NAMAZIMIZI EDA ETTİĞİM ULUCAMİ NİN HALISINDA İMZAN VAR.ELEKTRİK,BARAJ DEYİNCE AKLA GELİR DEMİREL.

  • AHMET AYDIN

    19.6.2015 12:32:29

    ölmüş bir insana hakaret edenlere bir çift sözüm daha var; siz hakaret ettiniz ne kazandınız? ben Fatihalar, Yasinler okuyorum ne kaybettim?

  • AHMET AYDIN

    19.6.2015 12:30:20

    Şeytanın bile elini eteğini çektiği ölmüş bir insanın ardından bu kadar hakaretlerle konuşmayı anlayamıyorum. evet, ''baba'' nurlara dost bir insandı. dilerim Rabbimden şimdi de nurlar ona dost olsun. amiiin. Rabbim kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe eylesin.amin. amiin.

  • cemal özkaya

    19.6.2015 12:25:10

    bu saydıklarınızı birilriyle paylaştığımda siz hala böylemi düşünüyorsunuz diyorlar. evet. ben ve biz hala böyle düşünüyoruz. varsa bir günahı hesabını vermeye gitti. sizi kandırdı dedi birileri. bende bizi iyiki kandırmış. kandırmışda şu saydığınız hizmetleri yapmış. ya kandırmasaydı bu işleri kim yapacaktı. biz kandırılmış olmaktan dolayı gurur duyuyoruz dedim. iyi demişmiyim?

  • Latif Salihoğlu

    19.6.2015 11:17:10

    Demirel'in cenaze merasiminde konuşan CB Erdoğan, hayatta iken hiç telâffuz etmediği şu takdirkâr sözleri kullandı: * Rahmetli Demirel, yarım asır boyunca siyasetin ve devlet yönetiminin her kademesinde ülkesine değerli hizmetler verdi. * Demirel, her bakımdan kendine has tarzı olan siyaset ve devlet adamıydı. Isparta'nın İslamköy'ünden çıktığını hiçbir zaman unutmadı, tam tersine bu özelliğini her fırsatta gururla ifade etti. * Siyasetle uzun yıllar boyunca ayakta kalmak, kalıcı olmak, milletin dilini yakalamak kolay değildir. Milletin gönlünde yer etmeden, böyle bir başarı elde edilemezdi. * Demirel işte tüm bu vasıfları üzerinde toplayan, bu tarz siyasetin sembolü haline gelmiş bir isimdi. Böyle bir siyasetçinin hatırasına saygı göstermek, onun gibi düşünmeyenlerin de yerine getirmesi gereken bir vecibedir. * Ülke içinde gittiğim pek çok yerde kendisinin ve hizmetlerinin izine rastladım. * Allah gani gani rahmet eylesin.

  • Atilla

    19.6.2015 11:10:02

    Nura ve nurculara enzor günlerde sahip çıkan Demirele Allah Rahmet eylesin.

  • Turgay Namdar

    19.6.2015 10:44:54

    Aldatarak iş gören ahirzaman'ın dehşetli süfyanı malesef Demirel konusunda da milleti aldatmıştır. Tek görevi Demirel'i tekfir etmek olan dindar maskeli bir damarı çokça işletmiştir. Ama yalancının mumu sönmeye yüz tutmuştur. Demirel'e Allah rahmet eylesin.

  • halil

    19.6.2015 10:24:48

    O dünyada Nur'un dostuydu, Ahirette de Nur onun dostu olsun. Amin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı