24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala gençler de kararlarını vermeye çalışıyor. Gençlerin siyasîlerden öncelikli beklentileri ise; özgürlük, demokrasi, hukuk.
Ege Üniversitesi’nin farklı dallarında öğretim gören öğrencilerle seçim sürecine yönelik değerlendirmelerini, hangi sorunlarına ne tür çözümler istediklerini, nasıl bir siyasî iktidar ve nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini Gazete Duvar’a anlatı. Öğrencilerin gündeminde öncelikli olarak YÖK, OHAL, akademinin maruz kaldığı baskılar, ihraçlar, yoksulluk, işsizlik ve savaş vardı. “Seçimlerden bir öğrenci olarak asgari beklentim, herkes için eşit, güvenilir, baskıdan uzak bir koşulda gerçekleşmesi; temel kriteri ya da temenniyi buraya kadar düşürdük” diyen Ege Üniversitesi Gazetecilik öğrencisi Sultan Eylem Keleş, şöyle devam ediyor: “Seçim sonuçları olarak ise elbette özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve güçler ayrılığı ilkesini programında ve söyleminde samimiyetle ele alan bir parti ve adayının kazanmasını dilerim. Seçim güvenliği bu seçimde önemli bir mihenk taşı, bu anlamda öğrenciler ve gençlere büyük rol düşüyor. Şu koşulda sandıkları korumak, geleceğimizi korumakla eş değer.”
Gelecek kişi, kimseyi ötekileştirmemeli
Gündelik hayata sirayet eden sorunların insanların birbirine karşı tahammülsüz davranmalarından kaynaklandığını düşünen Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencisi Enes Günay toplumdaki kutuplaşmanın doğru reçetelerle çözüleceğine inanıyor: “Yıllar boyu ekranlardan, gazetelerden, miting meydanlarından sürekli olarak telkin edilen şeyler birbirimizi biraz daha ötelemeye matuf olunca ister istemez toplum bundan etkilendi. Balık baştan kokar misali artık halk da siyasi kutuplaşmaların esiri oldu. Bu toplumu oluşturan bütün kurumlara zarar vermeye başlayacak seviyeye kadar geldi. Bu problemin düzeltilmesinin, ortaya çıkması kadar uzun bir süre almayacağı kanaatindeyim ancak doğru reçetelerle. Seçimin sonucunda artık ülkeyi idare etmeye başlayan kişi toplumun yaralı bir halde olduğunu görerek işe başlamalı. Hiçbir kesimi ötekileştirmeden herkesi dinlemeli ve yumuşak bir üsluba sahip olmalı.”
‘AKP’nin bize bir gelecek borcu var’
Keleş, kampüste ve akademide yaşanan sorunları ise şu şekilde özetliyor: “AKP döneminde gençler nüfus artığı olarak görüldü. Niteliksiz eğitime, işsizliğe, geleceksizliğe mahkum edildi. Üniversiteler adeta bir yandan baskıyla hapishane haline getirilirken bir yandan da piyasaya peşkeş çekildi. Verdikleri kredi ve burslar yaşamımızı idame ettirmemize yetmezken iş olanağı oluşturulmadan faizle geri ödemelerle borçlandırıldık. Özellikle ihraçlarla üniversitelerde akademik personellerin niteliği, akademinin geleceği, özerkliği yerle bir edildi. Bu anlamda, açıkça söyleyelim bizim için çözümün başlangıcı AKP’nin gitmesiyle olacak. Bugünün üniversite öğrencisi neredeyse gözünü açtığından beri AKP iktidarda ve AKP’nin bize bir gelecek borcu var.”
Genç işsizlik git gide artıyor
Öğrenci Mahsun Helvacı gençlerin sorunlarına ilişkin şunları söylüyor: “En büyük sorun olarak gördüğüm şey ise genç işsizlerin durumu. Genç işsizlik git gide artıyor ve insanlar artık mavi yakalı olarak değil beyaz yakalı olarak çalışmak istiyor. Bu da her geçen gün işsizlik sayısında artışa neden oluyor. Ülkemiz teknoloji ağırlıklı büyümediği için beyaz yaka sayısını bir anda arttırmak mümkün olmuyor. Gençlerin iş hayatı için istedikleri şey beyin yorarak masa başında iş yapmak. Bunun için gerekli şartların oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Seçim sonuçlarının kısa sürede buna etkisi olacağını düşünmüyorum. Yapılan yerli araba, yerli helikopter vs. gibi çalışmaların yerli bilgisayar, yerli teknolojiler ile devam etmesi gençlere ilham kaynağı olacaktır.’’