"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

GMİS: Torba Yasa, ne kadar beceriksiz olduğumuzun göstergesidir

05 Kasım 2014, Çarşamba 14:35
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, “Maalesef Torba Yasa düzenlemesi, Türkiye Cumhuriyeti olarak birçok konuda beceriksiz olduğumuz gibi yasa çıkarmada da ne kadar beceriksiz olduğumuzun adeta göstergesidir.” dedi.

Kendisi de maden şehidi çocuğu olan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, 301 işçinin öldüğü Soma faciasından sonra duygusallıkla çıkarılan Torba Yasa’yı, herkesin kafasına göre uygulamaya koymasına sert tepki gösterdi. Makamında gazetecilerin sorusunu cevaplandıran Alabaş, 2 ay önce yürürlüğe giren Torba Yasa’da işçilere 2 asgari ücret zorunluluğu getiren hükümleri ilk ihlal eden kamu kurumu Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü’nden sonra Hema A.Ş İşletmesi’ne de İş Mahkemesi’nde alacak davası açacaklarını kaydetti. 

Alabaş, gazetecilerin, “Torba Yasa’da boşluk mu var da işverenler farklı uygulamaya gidiyor? sorusu üzerine, “Maalesef Torba Yasa düzenlemesi, Türkiye Cumhuriyeti olarak birçok konuda beceriksiz olduğumuz gibi yasa çıkarmada da ne kadar beceriksiz olduğumuzun adeta göstergesidir. Soma kazasından 15 gün sonra Torba Yasa, olayın duygusallığı içinde sektör temsilcilerine ve uzmanlara danışılmadan, kimin teklifi olduğu belli olmayan bir yasal düzenleme şeklinde geldi. Biz Türkiye’nin en büyük iş cinayeti olan Soma kazasının ardından -1999 depreminden sonra inşaat alanında olduğu gibi- madencilik sektöründe de iş güvenliğini düzenleyen geniş çaplı bir araştırma yapılmasını bekliyorduk. Biz bunu beklerken tepkileri azaltmak için Soma’daki bazı ailelere haklar verilmesi ve mevcut maden işçilerine 2008’deki Sosyal Güvenlik Yasası'yla elinden alınan hakların geri verilmesi gibi birkaç düzenlemeye gidildi. Ama gördüğünüz gibi iş cinayetleri yaşanmaya da devam ediyor. Demek ki ‘biz size biraz daha fazla para verelim siz ölmeye devam edin’ gibi bir yaklaşım olmuştur, maden işçilerine verilen haklar. İş güvenliği odaklı bir yasal düzenleme olmadığı için maden işçileri işsizlik korkusuyla iş güvenliği önlemlerinin alınmadığı, mühendislik faaliyetlerinin tamamen yerine getirilmediği maden ocakları öldürmeye devam ediyor.” diye konuştu. 

"İŞVERENLERİN BASKISIYLA HÜKÜMET ÇARK ETMEYE ÇALIŞIYOR"

İşverenlerin baskısıyla yasanın yürürlüğe girmesinden 2 ay sonra hükümetin çark ettiğini savunan Alabaş, “2 ay geçmeden bununla ilgili hükümet ya da ilgili bakanlıklardan buradan nasıl kıvırtabiliriz ya da buradan nasıl geri adım atabiliriz gibi konulara kafa yordukları anlaşılıyor. Biz GMİS olarak, 2 asgari ücret ödemesinden taviz vermeden bu problemlere karşı başta iş güvenliği odaklı yeni bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Bu kazanımdan geri adım atılmasını en büyük hakaret sayarız. İşçilerin için başlangıç ücreti olarak öngörülen 2 asgari ücret uygulamasının kamu kurumu olan TTK Genel Müdürlüğü bunu böyle anlamadığını belirtiyor. Düşünün ki bir yasal düzenleme yapılıyor. Herkes bu yasal düzenlemeyi kendine göre anlamaya çalışıyor. Ben yoruma açık bir yasayı ilk defa böyle bir süreçte gördüm. Bir yasa çıkıyorsa herkes aynı şeyi anlamalı. Herkes farklı anlıyorsa bu yasa olmaz.” şeklinde konuştu. 

TTK’NIN İLGA EDİLMESİ

Alabaş, Sayıştay Raporu ve tarihinde ilk kez TTK’nın ilga edilmesi konusunda başta kurumu yönetenleri atayan siyasiler ve kurum yöneticileri olmak üzere herkesin kendisini sorgulaması gerektiğini ifade etti. 

"ÇOK ÖLÜMLÜ KAZALARIN BİRİNCİ SEBEBİ MADEN SEKÖTÖRÜNDE TAŞERONLAŞMA VE ÖZELLEŞTİRME UYGULAMASIDIR"

1992’de 263 madencinin öldüğü Kolu grizu faciasının ardından yapılan düzenlemelerle sektördeki çok ölümlü iş kazalarında düşüş yaşandığını hatırlatan GMİS Genel Başkanı Alabaş, 2004 yılında maden kanunuyla her şeyin kötüye gitmeye başladığını aktardı. Alabaş, şunları söyledi: “2004 tarihli maden kanunundaki değişikliğe kadar bu tür çok ölümlü kazalar bu sektörde azaldı, bir daha olmaz diye düşünüyorduk. Son 5 yıla baktığımızda 2009’da Bursa Mustafakemalpaşa’da, 2010’da Balıkesir Dursunbey’de, aynı yıl Zonguldak Karadon maden ocağında, 2011’de Kahramanmaraş’ta, 2013’te Zonguldak Kozlu’da, 13 Mayıs 2014’te Manisa Soma’da ve bugün akıbeti belli olmayan Karaman Ermenek’te çok ölümlü kazalarla tanıştık. Bu kazaların bu noktaya gelmesi, 2004 yılındaki maden kanununda yapılan değişiklikle taşeronlaşmanın ve özelleştirmenin bu sektörde daha da yaygınlaştırılması sonucudur. Biz o yıllarda taşeronlaşmanın madene sokulmasıyla madenlerde literatürde olmayan kazalara sebebiyet verebileceğini daha o gün söyledik. Maalesef zaman, GMİS’in o gün söylediklerini haklı çıkardı. Bugün maden sektöründe taşeronlaşma ve özelleştirmeler, çok ölümlü kazaların artmasında birinci sebep. Siz hayatında kömür görmemiş ya da kömürü sobada görmüş insanlara kömür üretme ruhsatı verirseniz ya da inşaat şirketlerine ruhsat verirseniz olacağı budur. Madencilik sektörü, aşırı kar hırsızla yapılabilecek üretim sektörü değildir. Dolayısıyla öncelikle iş güvenliği odaklı düşünülmesi gerek sektördür. Bunlara riayet edebilecek ciddi firmaların yatırım yapılması gerekir. Son 10 yıla baktığınızda, çok ölümlü kazaların maden kanununda yapılan değişiklikten sonra yapıldığını göreceksiniz.” 

"İŞSİZLİK KORKUSU, ÖLÜM KORKUSUNUN ÖNÜNE GEÇTİ"

İşsizlik korkusu ölüm korkusunu geçmiştir. Torba Yasa’daki düzenlemeden sonra işçilerin işine son verildi. Orada bir arkadaş “Bizi iki ölümden birini tercih etmek zorunda bırakıyorlar. Yeraltına gidersem ölme ihtimalim var, ama yer üstünde işsiz kalırsam da açlıktan öleceğiz.” demişti. Bakın bu en çarpıcı örnektir. Bugün Türkiye’de işsizlik korkusu, ölüm korkusunun önüne geçti. Yoksa çok düşük ücretlere 1800 yıların Avrupası’ndaki şartlarda işgüvenliği tedbirleri alınmamış ocaklarda bu çağda insanları çalışmaya razı etmek, o kadar kolay olmasa gerek. İnsanları buna razı eden tek şey işsizlik korkusu."

Okunma Sayısı: 1572
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı