Hak ve Adalet Platformu OHAL şartlarına ilişkin bir rapor açıkladı. Raporda, ekonomik sıkıntılar ve intihar girişimleri başta olmak üzere darbe girişimi sonrası yaşanan mağduriyetlere dikkat çekildi.
Hak ve Adalet Platformu Olağanüstü Hal (OHAL) Araştırma ve Raporlama Komisyonu, bugün İstanbul’da düzenlediği bir basın toplantısıyla “15 Temmuz 2016 Sonrası OHAL’de Yaşanan Hak İhlalleri ve Sosyal Boyutları” başlıklı raporunu kamuoyuyla paylaştı. Rapor, cezaevleri bir süre tutuklu bulunan kişilerin yüzde 16,7’sinin intihar etmeyi düşündüğünü, intihar planı yaptığını ya da intihar girişiminde bulunduğunu gösteriyor. Haklarında soruşturma yürütülen katılımcıların yüzde 46,2’sinin henüz bir iddianame hazırlanmadığını ya da duruşmalarının yapılmadığını ifade ediyor. OHAL sürecinde işlerinden atılan kişiler arasında, rapora göre, işsizlik oranı yüzde 48,7. Bu kişilerin yüzde 35,7’si birikimlerini harcayarak geçinmeye çalışırken, yüzde 25,6’sı ailesinin yanında kaldığını söylüyor. Gündelik işlerde çalışanların oranı yüzde 18,9 iken sigortalı bir işte çalışanların oranı ise sadece yüzde 8,7.
Yüzde 29,2’si ise ne ile suçlandığını bilmiyor
Rapora göre, darbe sonrası OHAL döneminde gözaltına alınan kişilerin yüzde 23,5’i ise kötü muamele ve işkence gördüğünü ifade ediyor. En sık yaşanan kötü muamele ve işkence iddiaları, psikolojik baskı, yakınlarla görüştürülmeme, sözlü şiddet ve tuvalet-banyo kısıtlamaları olarak sıralanıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 27,3’ü bir süre tutukluluk yaşadığını, tutuklama gerekçeleri arasında Bank Asya’ya para yatırmak ve Bylock tesbiti olduğunu, yüzde 29,2’si ise ne ile suçlandığını bilmediğini dile getirdi. Katılımcıların yüzde 26,4’ü ise sendika üyeliği nedeniyle tutuklu kaldığını söylüyor.
Çevremdekiler arayıp sormamaya gayret gösteriyor
Katılımcıların yüzde 91,3’ünün darbe girişimi öncesi kamu sektöründe çalışanı olduğu belirtilen raporda, özel sektörde çalışan katılımcıların ise yüzde 75’i çalıştıkları kurumların KHK ile kapatılması, yüzde 15’i işten atılmaları, yüzde 6,9’u ise istifaya zorlanmaları sonucunda işsiz kaldığına dikkat çekiliyor. Rapora göre, mağdur yakınlarının çektikleri en önemli sıkıntı yüzde 92,1 ile ekonomik sorunlar. Geçim sıkıntısını ise yüzde 86,5 ile psikolojik, yüzde 86,6 ileyse sosyal dışlanma takip etti. Raporda yer verilen anlatımlardan birinde, “Artık ben bir ‘sosyal vebalıyım’. Çevremdekiler, beni tanıdıkları halde, iktidardan kendilerine bir zarar geleceği endişesi ile benden uzak gitmeye, arayıp sormamaya gayret gösteriyorlar” sözleri ile sosyal dışlanmaya örnek veriliyor. Rapora göre, OHAL döneminde adlî süreçten geçen kişilerin yüzde 81,3’ü soruşturmaların adil olmadığını düşünüyor. Bu kişilerin yüzde 55,6’sı savunma ve delil hakkı kullanamadığını söylüyor.
Camiden bile kovulmak kötü bir duygu
Raporun geniş bir kısmı, katılımcıların anlatımlarından oluşuyor. Araştırmada yer alan ifadelerden bazıları şöyle: “Ülkemde adalet, hak hukuk olaylarına inancım kalmadı. Düzeleceğine de inancım kalmadı. Herkesin beni suçlu görmesi, “Atıldıysan vardır bir şey” davranışları ve sözleri beni hayattan soğuttu. Devlete ve insanlara güvenimi yitirdim. İnancımda adeta köklü değişimler oldu. Devlet, millet kavramı ve dindarlığa karşı düşüncelerim radikal şekilde değişti. Dindarlara güvenim kayboldu. Müslümanım diyenlere inanmıyorum. Akrabalarım “Suçun olmasa niye atsınlar” dedi. Camiden bile kovulmak kötü bir duygu.”
FOTOĞRAF: MURAT SAYAN - YENİ ASYA