Okuyucularımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1969 yılında Tokat’ın Turhal ilçesinde doğdum. İlk ve ortaöğrenimimden sonra biçki-dikiş-nakış kursu aldım. Altında babamın sohbet yaptığı birçok meyve ağaçlarının olduğu güzel bir bahçesi, tavukları, güvercinleri ve güzel komşularıyla dolu eski evimizde çok güzel bir çocukluk dönemim oldu. 1988 yılı sonunda görücü usulü ile tanıştığım eşimle 6-7 ay sonra evlendik. Eşimin görevi sebebiyle Tokat’ta oturmaya başladık. Evlendikten bir kaç sene sonra çocuğumuz olmadığı için tedavi yolları aradık. Rabbime sonsuz şükürler olsun ki, evliliğimizin 10. yılında ‘Yaren’imiz dünyaya geldi.

Tokat’tan Ankara’ya gelmeniz nasıl oldu?
2001 yılında eşimle Ankara’ya taşınmaya karar verdik. Fakat işin en önemli kısmı her iki tarafın aile büyüklerinin rızasının alınmasının gerekliliğiydi. Nihayet onların kalplerini kırmadan rızalarını aldık. 2001 sonunda da Ankara’ya taşındık. Anlatmadan geçemeyeceğim, 3 yaşındaki çocuğumuz Yaren’in şu konuşmaları yüreğimi yaralamıştı: “Anne siz ne kabahat işlediniz de dedemler bizi buraya gönderdiler. Özür dileseniz de tekrar memleketimize dönsek!” Çok ağlamıştım. Artık anne-babalardan uzakta yeni bir hayata başlamıştık. Fakat Cenâb-ı Allah’a ne kadar şükretsek azdır ki, bizi şimdiki oturduğumuz sitedeki komşularla tanıştırdı.

Yemekle ilgili çalışmalarınız nasıl başladı?
Dışarıdan kalan derslerimi vererek lise mezunu olmuştum. Şimdi de açıköğretim okuyorum. Bu arada, çocukluğumdan beri hamur işlerine olan ilgim daha da arttı. Kurslara giderek 3 bin saatlik eğitim aldım. Hamur işleri ile uğraşırken, hamur yoğururken stres attığımı anladım. Değişik renkler, değişik lezzetler ortaya koymak, bir şeyler üretmek bana ayrı bir haz veriyor. Çok sıkıntılı geçen hayatıma anlam katıyor.

Biraz da tv ve radyo programlarınızdan bahsetseniz… Sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Hamur işleriyle uğraşırken, Dost TV’den Esma hanımla tanıştım. Kendisinin sunduğu genelde bayanlara yönelik “İnsanlık Hali“ adlı bir programın içinde “Acıdan Tatlıya” adında bir mutfak bölümü oluşturduk. Böylece öğrendiklerimi, bildiklerimi başkaları ile paylaşmak istedim. Daha sonra, hazırlayıp sunduğum “Acıdan Tatlıya” adlı müstakil bir mutfak programı yapmaya başladım. Yaklaşık 2,5 yıldır kendi programıma devam ediyorum. Ayrıca Dost FM’den radyo dinleyicilerine de sesleniyorum. Programımda hemen her evde bulunabilen, ekonomik olup, ev hanımlarına zorluk çıkarmayacak tarzdan tarifler ve bazen de istek tarifler yer alıyor. Ayrıca Ramazan ayı boyunca her gün yayınlanan “Sabır Sofrası” adlı bir programı da hazırlayıp sunuyorum. İzleyici ve dinleyicilerimden aldığım e-mailler beni çok mutlu ediyor. Bana yeni çalışmalarımda şevk veriyor. Böylece onlara faydalı olduğumu hissediyorum.  

Yakın zamanda bir kitabınız da çıkacak. Neden bir yemek kitabı desek?
Çalışmalarımı, aslında çok farklı formatta bir yemek kitabı çıkararak değerlendirmek istedim. Kitabı hazırladım. Fakat kendisine danıştığımız bir hocamız sadece tariflerin olmasının daha uygun olacağını tavsiye etti. Biz de diğer bölümleri içinden çıkardık. Sadece tariflerin ve resimlerinin yer aldığı bir çalışma oldu. Benim programlarımı diğer tv kuruluşlarına pazarlayan Renk Yapım’ın ve internet üzerinden satış sitesi www.tiviny.com’un sahibi Hasan Metin bey ile kitabımın çıkması konusunda anlaştık. Programımla aynı adı taşıyan, yakında seçkin kitapçılarda yerini alacak olan “Acıdan Tatlıya” kitabım umarım faydalı olur.