"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âhirzamandaki mü’min kişi

Halil AKGÜNLER
19 Ocak 2013, Cumartesi
Sahih hadis kaynaklarından Müslim’de geçen bir hadiste âhirzamandaki deccalın küfrüne karşı mücadele edecek olan ve o deccalın mahiyetini teşhis ve tesbit ederek mü’minleri irşat eden mühim bir zattan haber verilir.
Hadis konusunda âlim sahabelerden olan Ebu Said (ra) Hazretlerinden rivayetle şöyle denilmektedir:
“Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Deccâl ortaya çıkınca, mü’minlerden biri onun bulunduğu tarafa doğru gider. Deccâlın silâhlı adamları onun önüne çıkarak:
‘Nereye gitmek istiyorsun?’ diye sorarlar.
‘Şu ortaya çıkan adamın yanına’ der. Deccâlin adamları:
‘Sen bizim Rabbimize inanmıyor musun?’ diye sorarlar. O da:
‘Bizim Rabbimizin gizli bir yanı yok ki onu bırakıp başkasına inanalım’ der. Deccâlin bazı adamları:
‘Öldürün şunu’ derler. Bir kısmı ise:
‘İlâhınız deccal, haberi olmadan bir kimseyi öldürmeyi yasaklamadı mı?’ derler ve o mü’mini deccâlın yanına götürürler. O mü’min, deccâlı görünce diğer mü’minlere:
‘Ey mü’minler! Bu adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kendisinden bahsettiği deccâldır’ diye seslenir. O zaman deccâl adamlarına:
‘Bunu iyice bir dövün’ der. Onu dövmek üzere tutarlar. Deccâl tekrar, ‘Yakalayın şunu, yarın kafasını’ der. Onun sırtını, karnını dayaktan geçirirler. Bu defa deccâl, ‘Bana iman etmiyor musun?’ diye sorar. O mü’min:
‘Sen yalancı Mesîh’sin’ der.
Deccâlın emri üzerine onu testereyle baştan aşağı ikiye biçerler. Deccâl o zâtın ikiye bölünen cesedinin arasından yürüyüp geçtikten sonra ona:
‘Ayağa kalk!’ der. O da doğrulup kalkar. Deccâl tekrar: ‘Bana iman ediyor musun?’ diye sorar. O da:
‘Senin hakkındaki kanaatim iyice pekişti’ dedikten sonra halka dönerek, ‘Ey insanlar! O benden sonra artık kimseyi öldürüp diriltemez’ der. Deccâl onu kesmek için yakalar. Fakat Allah Teâlâ o mü’minin boynundan köprücük kemiğine kadar olan kısmı bakır haline dönüştürür; bu sebeple deccâl ona bir şey yapamaz. Bunun üzerine deccâl onun ellerinden ve ayaklarından tutup fırlatır. Halk onu cehenneme attığını zanneder. Halbuki o cennete atılmıştır.”
Resûlullah sözünü şöyle tamamladı:
“İşte bu mü’min, âlemlerin Rabbine göre insanların en büyük şehididir.” (Müslim, Fiten 113)
«««
Bu hadis-i şerif çok az bir mana farkı ile Sahih-i Buhari’de de yer almaktadır. Hadis, iman ve küfür mücadelesi açısından ve bu mücadelenin temsilcileri konusunda çok mühim hakikatleri ifade etmektedir.
Bu hususları, hadislerin zahirî manasından anlayabildiğimiz kadarıyla, kısaca izah etmeye çalışalım:
Birincisi: Deccalın zuhuru zamanında imanlı zat ile deccal farklı bölge veya mıntıkalarda bulunmaktadırlar. Yani deccal farklı bir mekânda zuhur eder.
İkincisi: Deccal inkâr-ı uluhiyet dâvâsına saparak bir ölçüde ilâhlığını ilân etmiş, bu konuda kendisine mühim bir taraftar kitlesi de bulmuştur. Bunu hadiste geçen “silâhlı adamları” tabirinden anlıyoruz.
Üçüncüsü: O imanlı zat her türlü engele rağmen deccal ile karşılaşır ve onun amaç ve niyetini teşhis ve tesbit eder. Bunu da içinde bulunduğu cemiyete ilân eder. Demek ki, deccalın teşhisi iman dolu zatın ilânı ile olacaktır.
Dördüncüsü: İman dolu mü’min, deccalı reddeder. Ona itaat etmez. Hatta ona iman adına karşı çıkar. Bunun neticesinde çok sıkıntı çeker. Deccal ve adamları her türlü zulüm ile mukabele ederler. Hadiste geçen, “dövmek ve kafasını yarmak“ tabirleri zulüm ile birlikte çeşitli işkencelere de dikkat çeker.
Beşincisi: Bütün bu sıkıntılara rağmen mü’min zat, deccal ile mücadelesinde geri çekilmez. Deccalın inkâr-ı uluhiyet fikrine karşı iman ve Kur’ân hakikatlerini tesis eder. Bu durumda deccal bu zatı testere ile ikiye ayırarak öldürür. Bu zat tekrar dirilir ve yine aynı şekilde deccale karşı çıkmaya devam eder. Bu öldürme ve diriltme hadisesi elbette ki sembolik ve temsilî bir ifadededir. Bu sebeple bu tür teşbihli ifadelerin bir çok mânâsı olabilir. Bu noktada deccalın sihirbazlık ve manyetizma güçlerine sahip olduğu, ölüm derecesinde işkence ve zulüm yaptığı, kendisine tabi olanları cennet gibi bir hayat yaşatıp, tabi olmayanlara da cehennem gibi bir azap ve sıkıntı verdiği, ehl-i hakkın arasına nifak saçarak onları bölüp parçaladığı gibi hususlar sembolik anlatımdan çıkarılacak manalar olabilir.
Altıncısı: Her türlü sıkıntı ve işkenceye rağmen mü’min genç, deccale karşı galip gelir. Zira deccal bir safhadan sonra ona daha tesir edemez. Allah o mü’min gencin boyun ve sırtında bakırdan bir zırh yaratır da kılıç tesir etmez. Bıçak onu kesmez. Zehir dolu şırıngalar onun vücuduna zarar vermez.
Yedincisi: Kendine tabi olanları sahte cennetine koyan deccal, bu mü’min genci de kendine göre cehenneme atar, yani kendine göre medeniyetten sürer, kimsenin ilgilenmediği bir yere gönderir. Halbuki o zat aslında cennete atılmıştır. Zira orada cennete giden yolun en mühim anahtarı olan iman ve Kur’ân hakikatlerini neşredip bütün cemiyet için cennetin yollarını açmıştır.
İşte bu hadis-i şerif bir çok devirde zulme karşı mücadele eden mü’min insanları övüp teşvik ederken, âhirzamanda iman dolu bir gence de hususî olarak işaret ediyor.
Ne mutlu bu genci tanıyıp onun dâvâsına sahip çıkarak manevî şehitlerin arasına girenlere!
Okunma Sayısı: 13897
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cengiz

    3.7.2020 03:11:39

    Ne mutlu o genç e

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı