İZMİR— Bir gün Allah dostlarından birisi yolda rastladığı bir arkadaşı ile sohbet ederken arkadaşı nasıl olduğunu sorar. Allah dostu da kendisini her zaman bekleyen sekiz şeyden bahseder.
Adam hayretle “Senin kimseyle alış verişin yok ki. Seni bekleyenleri merak ettim” der.
Allah dostu tebessüm ederek kendisini bekleyen sekiz şeyi saymaya başlar:
1- Rabbim benden farzlarını istiyor.
2- Resulullah benden sünnetlerini istiyor.
3- Aile, çoluk çocuk, mükellef olduklarımı istiyor.
4- Nefis kendine tabi olmamı istiyor.
5- Şeytan arkasından gitmemi istiyor.
6- Kiramen Kâtibin iyi şeyleri yapmamı istiyor.
7- Geçen günlerim, ihtiyarlanmamı istiyor.
8- Ve son olarak da Hz. Azrail hazır olmamı istiyor.
“İşte ben bütün bunların muhatabı olarak her günümü bu istekleri hatırlayarak ve onlarla meşgul olarak günlerimi iyi bir şekilde geçirmek istiyorum” der.
Bunları dinleyen adam bir müddet düşündükten sonra “Bu saydıkların yalnız senden mi yoksa her bir kuldan mı isteniyor?” diye sorar.
“Artık orasını da sen düşün” diyen Allah dostu, selâm vererek ayrılır.
Evet her gün bizi bekleyen bu sekiz (daha çoğaltılabilir) şeyi hatırlayarak hayatımızı güzel bir şekilde geçirebiliriz.
Aksi halde bunları düşünmeden bir hayat geçirmek (Hazreti Üstadın dediği gibi), endişe-i istikbal hissi herkeste var.
Şiddetli bir surette endişe ettiği vakit, bakar ki o endişe ettiği istikbale yetişmek için elinde senet yok.
Hem, rızık cihetinde bir taahhüt altında ve kısa olan bir istikbal, o endişeye değmiyor.
İşte o tarzda düşünüldüğünde bu geçen sekiz hakikatı daima tahattur ederek hayatımızı nizam ve intizam içinde geçirmek en güzel yol olsa gerektir.