Bunun sebepleri şöyle özetlenebilir:
1- Müslümanlarda; “İnsana çalıştığının karşılığı vardır”1 İlâhî ferman ile “ Çalışıp kazanan Allahın sevgili kuludur” hadisinden beslen çalışma meyil ve şevkinin bazı yanlış telkinlerle kırılması ve o şevkin sönmesi,
- İ’la-yı Kelimetullah’ın (Allah’ın dinin yüceltmenin), maddî kalkınmaya bağlı olduğu fikrinin Müslümanlar tarafından yeteri kadar bilinmemesi,
-Dünyanın Ahiretin tarlası 2 olduğunun Müslümanlarca takdir edilmemesi,
- Orta çağ ile daha sonra gelen çağların gereklerini birbirinden ayrıt edilmemesi,
- Birbirinden gayet uzak, biri kötülenmiş ve biri övülmüş olan çalışıp kazanmadan sonraki kanaat ile, çalışmadan kanaatın birbirinden ayrıt edilmemesi, Kanaat: Allahın verdiğine razı olmak demektir.
- Şartlarının yerine getirilmesi sonucunda yapılan tevekkülle, çalışmadan yapılan tevekkülün birbirine karıştırılması,
- “ İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” 3 prensibinin hikmetinin tam olarak anlaşılmamasıdır.
2- Biz Müslümanlar, fıtrî olamayan ve tembelliğe müsait ve gururu okşayan memurluk işine odaklandık.
Aslında fıtrî ve meşrû geçim yolları; sanat, ziraat ve ticarettir. Fıtî olamayan ise, memuriyet ve her çeşidiyle imaret yani idareciliktir. Memurluğu, hangi isim ile olursa olsun, geçim yolu olarak kabul etmek, bir nevi âcizlik ve dilenciliktir. Memurluk, vatana, millete, dine hizmet için tercih edilmelidir. 4
Dipnotlar:
1- Necm Sûresi, a.39.
2- Keşfu’l Hafa, 1- 412.
3- Feyzü’l Kadir, 3- 481.
4- Münâzarât,s.77-79.