"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet, cemaatler ve tarikatlar

İbrahim ERSOYLU
16 Haziran 2025, Pazartesi
Diyanet İşleri Başkanlığı, kanunla Kur’ân Meallerinin kendi kontrolüne alınma işinin kanunlaşmasından sonra kamuoyunun gündemine girerek tartışılmaya başlandı.

Toplumda din hizmetlerinin Diyanet aracılığıyla devletin kontrolüne alınarak etkisizleştirileceği, sivil diğer dinî yapıların dışlanacağı yolunda endişeler seslendirilmeye başlandı.

15 Temmuz uğursuz darbe teşebbüsünden sonra art niyetli kesimler tarafından dinî cemaat ve tarikatlara karşı olumsuz bir tavır sergilendi; “Diyanet Teşkilâtı dinî hizmetler için yeterlidir. O onların işini yapar. Cami cemaatinden başka cemaat olmasın” tarzında toplumda bir algı yerleştirilmek istenmiştir. Gaza gelen önemli bir kesim, Diyanet’in dışındaki bütün dinî gruplardan nefret eder hale getirildi. Acaba Diyanet Teşkilatı diğer yapılarının yerini tutabilir mi?

Üstad Bediüzzaman’a Isparta’da sürgün hayatında iken oradaki yetkililer, “Bize dinî hükümleri ve İslâm’ın hakikatlerini talim edecek resmî bir dairemiz var. Sen ne salâhiyetle dinî neşriyat yapıyorsun? Sen bu işe karışma” demişler. O da, dünya işlerinin kanunlar ile inhisar altına alınabileceğini, ancak hak ve hakikatin, iman ve Kur’ân’ın inhisar altına alınamayacağını, resmî bir şekilde ücret mukabilinde dünya muamelatı şekline sokulamayacağını ifade etmiştir. (1)

Bediüzzaman ve Nur Talebeleri 1950 öncesi tek adam rejiminin baskı, hapis, sürgün hatta zehirleme gibi zulümlerine rağmen sivil, hür, kimseden maddî yardım talep ve kabul etmeden muvaffakiyetli şekilde iman ve Kur’ân hizmeti yapmıştır. 

İman ve Kur’ân hizmeti tekelleştirilemez; devletin kontrolünde, hâkim siyasîlerin yönlendirmesine tâbi olan bir teşkilâtın inhisarına alınamaz. Alınırsa sağlıklı ve başarılı bir din hizmeti yapılamaz. Zira toplum, devlet ve hâkim siyasetin gölgesinde yapılan dinî bir hizmete itibar etmez.

Nitekim Diyanet Teşkilâtı, vatan sathına yayılan doksan bin civarında camisi ve iki yüz bin kadrosu ile yaptığı hizmet yeterli olsaydı, hal-i hazırda yaşamakta olduğumuz derin imanî ve ahlâkî buhranın olmaması gerekirdi. Deizm, Ateizm gibi tahripçi cereyanlar toplumda, özellikle gençlik kesiminde dikkat çekici bir taban bulamazdı. 

Yalnız ve sadece İslâm’a hizmeti gaye edinen dinî cemaatlere, şimdiye kadar ‘gönüllü hizmet teşekkülleri’ nazarıyla bakan ve daima onları da kucaklamaya çalışan bu köklü kurumun ve oradaki tecrübeli hocalarımızın, kendilerine verilen bu yasal yetkiyi, İslâm’ın özünü korumak dışında başka maksatlarla kullandırmaya çalışacak derin yapılara alet olmayacaklarını ümit ediyoruz.

Cemaat ve tarikatlara gelince onlar, devletten bağımsız olarak her biri farklı bir alanda hizmet yapmaktadırlar. Nur Talebeleri gibi bir kısmı iman ve Kur’ân hakikatlerinin neşrine çalışırken, Süleymanlılar gibi diğer bir kısmı Kur’ân öğretimine yoğunlaşmaktadır. Tarikatlar, tasavvuf yoluyla insanların ahlâk ve maneviyatlarına hizmet etmektedirler.    

Diyanet, cemaat ve tarikatlar birbirlerine rakip değil, birbirlerinin eksiğini tamamlayan birer yardımcıdırlar. Üstad Bediüzzaman, “Hakka hizmet büyük ve ağır defineyi taşımak ve muhafaza etmek gibidir. O defineyi omzunda taşıyanlara ne kuvvetli eller yardıma koşsalar daha ziyade sevinir ve memnun olurlar.” (2) buyurmaktadır.

Son söz: Diyanetin tek başına din hizmetleri için yeterli olmayacağı, Ehl-i Sünnet ve Cemaat çizgisindeki sivil cemaat ve tarikatların müspet faaliyetleriyle ona yardım ettikleri bilinmelidir. Dindar kimlikli hâkim siyasîler, Kemalist derin devletin dolduruşuna gelerek dinî yapıları etkisiz kılacak kendine biat ve onları politize etme işinden vaz geçmelidirler. 

Dipnotlar:

1- Mektubat, s. 86. 

2- Lem’alar, s. 272.

Okunma Sayısı: 438
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı