"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Resmî bayramlar ve bıktıran Kemalizm propagandası

İbrahim ERSOYLU
16 Kasım 2025, Pazar
Ülkemizde resmî bayramlar, Kemalistlere şirin gözükmek isteyen devlet büyükleri ve Kemalist yazılı ve görsel medya organlarının Kemalizm’in propagandası için bulunmaz altın fırsatlar olarak kabul edilmektedir.

Bu senedeki 29 Ekim Cumhuriyet bayramı da benzer bir fırsat olarak kullanıldı. Bu merasimlerde vatan ve milletin kurtuluşunda bütün şerefler, şanlar, üstün meziyetler, sevaplar bir kişiye verildi. 

Bu bayram kutlamalarında, Cumhuriyetten evvel gerçekleştirilen zaferlerde büyük katkısı olan ordunun, onun önde gelen değerli komutanlarının, Bediüzzaman Said Nursî ve Mehmet Akif Ersoy gibi büyük maneviyat adamlarının ve onlara destek veren halkın gayret ve yiğitliği ve onların üzerinde olan Allah’ın yardımı gözardı edildi.

Hakikatte kazanılan zaferler, başarılar ve onların neticesinde hâsıl olan sevaplar, millete ve orduya isnat edilir. Başarsızlıklar, olumsuzluklar başa, komutana verilir. Ne yazık ki bizde tersi yapılmaktadır. Zaferlerin şerefi baştaki komutana, başarısızlıklar orduya ve millete verilmektedir.

Aslında bu durum bir yönden zulüm olmaktadır. Milyonlarca şeref ve sevap bire indirgenmekte, yapılan bir hata veya başarsızlık orduya verilmekle o bir hata milyonlarca hata olmaktadır. (Emirdağ Lâhikası, s. 326.)

Bu garip uygulama baskıcı, otoriter müstebit, üçüncü dünya ülkelerinde vardır. Hürriyetçi, demokrasi ile yönetilen medenî ülkelerin hiç biri, böyle şeylerle vakit kaybetmez. Onlar ülkelerini kalkındıracak önemli projelerle meşgul olurlar.

Gelişmiş demokratik ülkelerde, kurucu bir şahsın ölümünden 90 yıl sonra dahi sürekli gündemde tutulup siyasî ve toplumsal sorunlara temel referans olarak gösterilmesi alışıldık bir durum değildir. Meselâ; ABD’de halk, George Washington’u elbette tanır, ancak ülkenin kuruluş yıl dönümlerinde kurucu liderin merkezde olduğu büyük ve gösterişli devlet törenleri yapılmaz.

Türkiye’de Kemalizm’i gerçekten benimseyenler, toplum nüfusuna göre az bir kesimi oluşturur. Ancak ülkemizde devlet işleyişine gerçek bir demokrasi yerine, Kemalizm hâkim olduğu için, devlet araçları kullanılarak yapılan gösterişli propagandalarla sanki toplumun çoğu, bu ideolojiyi benimsemiş gibi gösterilir ve insanlar zoraki Kemalizm’e biat ettirilmeye çalışılır.

İşin akıl almaz tarafı, bu merasimlerle insanlar takiyye yapmaya / olduğundan farklı görünmeye, çift kişilikli davranmaya zorlanmaktadırlar. Bu durum siyasî münafıklığın önünü açmaktadır. Bir kısım yöneticiler, bürokrasi ve bazı kurumlar devletin hışmına uğramamak için Kemalizm’i seviyor görünmek zorunda bırakılmaktadır.

Hâlbuki ülkemizde gerçek bir demokrasiye geçilse herkes rahat edecek, kimse takiyye yapmak zorunda kalmayacaktır. M. Kemal’i ve Kemalizm’i hakikaten sevenler, kimseyi rahatsız etmeden kendi aralarında merasimler düzenleyerek bu işin kutlamasını yapsınlar.

Artık Türkiye medenî ülkeler gibi halk ve devlet olarak en kısa zamanda birinci sınıf bir demokrasiye geçmeli, zaman ve imkân kaybettiren bu kâbil merasim ve törenlerle meşgul olmak yerine, maruz kalınan ahlâkî ve ekonomik krizden kurtulmanın, ilim, sanat ve teknolojide ilerlemenin çaresine bakmalıdır.

Okunma Sayısı: 166
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı