"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuklarımıza sağlam bir kişilik kazandıralım

İbrahim ÖZDEMİR
30 Nisan 2016, Cumartesi
Hepimizin çocuklarımızdan sorumlu birer çoban durumunda olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalı; çocuklarımızı maddî manevî her türlü tehlikelere karşı korumak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıyız.

Bir taraftan aileden gelen telkinler, diğer taraftan dinî ve manevî değer muhtevalı yayın organlarının telkin ve uyarmalarıyla çocuklarımızın müsbet ve sağlıklı bir kimlik geliştirmeleri mümkün olacaktır.

Böylece, sadece yasakçı bir zihniyetle hareket etmemiş, çocuklarımıza onların anlama seviyesini dikkate alan alternatif ve değer yargılarımızı vurgulayan yayınları tanıtmış olacağız. Çocuğun ruhsal gelişimi ve eğitimi açısından oldukça önemlidir.

Burada bazılarının aklına şöyle bir soru gelebilir.

“Haydi evimize bu tür yayınların girmesine mani olduk. Ama çocuklarımız herhangi bir gazete bayiinden zararlı bir yayın organını rahatlıkla alıp okuyabilirler.

Dahası uydu yayınlarının ve özel kanalların her türlü duvar ve sınırları yıktığı; evimizin en mahrem köşesine girdiği bir zamanda bu tür tedbirler ne işe yarayabilir ki?

Çocuklarımız böyle kanalları evde yalnız oldukları zaman rahatlıkla izleyebilirler. Böylece bu tür yayınların etkisinde kalabilirler. Bütün bunlarla nasıl mücadele edeceğiz ve ne tür tedbirler alacağız?”

Bu, hepimiz için geçerli olan önemli bir sorudur.

Daha doğrusu hepimizin kendisine sorması gereken bir sorudur.

Evet büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. 

Sorun büyük ve ciddî diye teslim olmak, kendini olayların akışına bırakmak ve ümitsizliğe kapılmak doğru olmadığı gibi, dinî yönden de caiz değildir.

Hiçbir zaman ümitsizlik, çaresizlik ve yılgınlığa sığınmamak gerekmektedir.

Her derdin bir ilâcı olduğu gibi, bunun da elbette bir çaresi vardır.

Evet, hiçbir şey yapmamak ve işi oluruna bırakmaktansa bir şeyler yapmak daha iyi değil mi? Üstelik bu tür tedbirleri olmak, çocuklarımızı ve geleceğimizi düşünmek hem insanî hem de dinî bir sorumluluktur.

Bu konuda yapacağımız ilk iş, çocuklarımıza sağlam bir kişilik (şahsiyet), iman ve irade kazandırmak için gerekenleri yapmaktır. Bu hususta hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıyız.

Bizimle aynı durumda olan dost ve komşularla gerekli işbirliğini de ihmal etmemeliyiz. Aksine böyle bir işbirliği için zemin hazırlamayı görev bilmeliyiz. Böylece çocuklarımıza daha sağlıklı bir karakter ve irade kazandırmak mümkün olacaktır.

Bu da onlara herhangi bir hadise veya kötü durumla karşılaştıklarında kendi kendilerine karar verme alışkanlığını kazandıracaktır.

Esasında bu başlı başına bir yazı konusu olacak kadar önemli ve hepimizi yakından ilgilendiren bir konudur. Burada bu kadarıyla yetinip, konuyla ilgisi olanları ve özellikle konunun uzmanı olan arkadaşlarımızı göreve çağırıyoruz.

Huzurlu ve mutlu bir ailede, sevgi atmosferi içerisinde yetişen bir çocuğun herhangi kötü bir davranış sergilemesi veya kötü bir davranışa alet olması çok zordur.

Bu sebeple çocuklarımıza karşı sevgi ve şefkatimizi eksik etmemeli; onlarla tıpkı bir arkadaş gibi olmalıyız. Böylece çocuğumuz karşılaştığı herhangi bir problemini çekinmeden bize getirebilecek; bunu yaparken “Babam acaba ne der? Bana kızar mı? Beni döver mi?” gibi bir hisse kapılmadan sorunlarını bize getirebilecektir.

Çocuk sorunlarını aile içerisinde halledecek, dışarıya götürmeyecektir. Tanımadığımız yabancı kişilerin çocuklarımızın bu sorunlarını istismar ederek, onları kötü emellerine alet etmeleri de böylece temelden çözülmüş olacaktır.

Çocuklarımıza, şu hususları iyice öğretmek hiç şüphesiz büyük bir önem arz etmektedir:

- Allah, kız ve erkeği ayrı ayrı özelliklerde yaratmıştır,

- Kız ve erkek fizyolojik ve duygusal olarak farklıdırlar. Çocuklar kimliklerinin oluşması ve gelişmesinde de önemli rol alacak bu bilgileri öncelikle anne-babalarından almaları çok önemlidir. Bu hususlarda annenin kızına, babanın da oğluna yardımcı olması en iyisidir. Konuyla ilgili olarak dinî kaynaklarımızda özellikle de ilmihal kitaplarında gerekli bütün bilgiler mevcuttur.

- Çocuklarımıza yabancılar yanında soyunmamalarını ve vücutlarını başkalarına göstermemelerini tembih etmeliyiz.

- Herhangi bir kişinin bu konuyla ilgili bir isteği olduğunda, çocuklarımızın bunu reddetmelerini ve durumu bizlere intikal ettirmelerini temin etmeliyiz.

- Çocuklarımızın her türlü sırlarını, hobilerini, sorunlarını bize getirmesini/getirebilmesini sağlamalıyız. Onların düşüncelerini, hislerini, zevklerini, hobilerini kısaca her şeylerini onlarla paylaşmaya gereken önemi vermeli; bu hususları hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz.

- Unutmamalıyız ki, bunları paylaşmadığımız veya onu küçümsediğimiz zaman o bunları kendisiyle paylaşacak başka birisini mutlaka arayacak ve bu duygularını onunla paylaşma yoluna gidecektir.

- Unutmamalıyız ki bulduğu bu kişi, bazen kötü ve art niyetli bir kişi olabilir. Çocuğumuzun bu masum ve tabiî davranışını istismar ederek; ona göstereceği sahte bir sevgi ve arkadaşlıkla onu kötü emellerine alet edebilir.

Konunun uzmanlarının anne-babalara yaptığı bazı tavsiyeleri de arz etmek istiyoruz.

- Çocuklarınız size herhangi bir sorunu getirdiğinde onlara inanın ve onlara yardımcı olmaya çalışın. “Benim oğlum veya kızım böyle bir şey yapamaz, yapmaz” gibi havalara girmeyin. Konuyu muhakkak araştırın ve hiçbir zaman çocuğunuzu ve onun size getirdiği sorunları küçümsemeyin. Aksi takdirde çocuğunuzun size olan güveni yıkılacaktır.

- Çalışan annelerin kesinlikle çocukları için zaman ayırması; bakıcı, kreş veya okulun hiçbir zaman anne rolünü yerine getiremeyeceğini unutmaması.

Etrafınızdaki kişiler; evinize gelip gidenler hakkında dikkatli ve şüpheci olun. Unutmayınız ki böyle istenmeyen, üzücü durumlar çoğunlukla hiç ummadığınız, üstelik saygın kişilerden gelebilmektedir.

- Çocuklarınıza, tanımadıkları kişilerden hiçbir şey (şeker, çikolata; oyuncak, para, vs.) kabul etmemelerini öğretiniz.

- Çocuklarınızın makul ve normal istek ve ihtiyaçlarını karşılamada ihmalkârlık ve cimrilik göstermeyiniz. Yaptığımız en büyük iyilik ve en makbul sadâkanın, dinimize göre çoluk çocuğumuza harcadığımız şeyler olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.

- Çocuklarınız böyle kötü bir durumla karşılaştıklarında ne yapmaları gerektiğini veya ne yapabileceklerini öğretiniz. Yapılacak şeylerden bazıları şunlardır. Bağırmak, yardım istemek ve gücü yettiği kadar avaz avaz bağırmak. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu bir gerçek şudur: Bu tür sapık kişilerin büyük çoğunluğu ruh hastası ve korkak kişilerdir. Bu sebeple çoğu zaman kurbanlarını tehdit etmekte ve hatta ölümle korkutmaktadırlar. Çocuk bağırıp, imdat isteğinde mütecaviz çoğunlukla korkmakta; kurbanını bırakarak olay yerinden uzaklaşmaktadır.

Daha önce işaret edildiği gibi olayın boyutlarının, Batıyla kıyaslandığında Müslüman toplumlarda daha küçük ve az oranda olduğu gözlenmektedir.

Bununla beraber, “yılanın başını küçükken ezmek” atasözünü prensip edinerek gerekli tedbirleri önceden almak zorundayız.

Hepimizin çocuklarımızdan sorumlu birer çoban durumunda olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalı; çocuklarımızı maddî manevî her türlü tehlikelere karşı korumak için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıyız.

Bu konunun beklemeye ve bekletilmeye; hele hele görmezlikten gelmeye tahammülü yoktur.

Okunma Sayısı: 6583
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı