Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu son konuşmalarında çok dikkat çekici uyarılarda bulunuyor.
“28 Şubatçıların vesayeti altında” dediği Erdoğan’ın Türkiye’ye otoriter bir deli gömleği giydirmek isteyenlerce kuşatıldığını söylüyor.
Ve bir sonraki aşamada hedefin Erdoğan’ın da tasfiye edilmesi olduğunu ifade ediyor.
Aslında bunlar yeni tesbitler değil.
7 yıl öncesinde başlayıp şiddetlenerek devam eden süreçte bunun işaretleri verildi.
İlk işaret, Ergenekon tutuklusu iken 2014 Mart’ında tahliye edilen Perinçek’in, hapisten çıkar çıkmaz söylediği “Bütün cemaat ve tarikatların kökünü kazıyacağız” sözüyle geldi.
Yine Perinçek, “İlk hedefimiz F. Gülen, ardından Gül ve Erdoğan’a da sıra gelecek” dedi.
Gül o zaman cumhurbaşkanı, Erdoğan da başbakandı. Ve Perinçek, Gülen’e karşı Erdoğan’ın yanında olduğunu sürekli tekrarladı.
Ve 15-20 Temmuz sürecinde Gülen bahanesiyle, darbeyle de, terörle de hiçbir ilgisi olmayan nice insan AKP eliyle perişan edildi.
Ama Erdoğan’ı tasfiye ve onunla da hesaplaşma hedefinden vazgeçilmedi, sadece taktik gereği ertelendi. Uygun şartlar kollanıp o şartları olgunlaştırma stratejisi takip edilerek.
Nitekim kim oldukları AKP seçmeni dahil, millet tarafından bilinmeyen görünür görünmez kadrolarla Erdoğan’ın etrafı kuşatıldı.
Tek adam rejimi bunun için kullanıldı.
Gerek o rejime geçiş sürecinde, gerek geçildikten sonra yapılanlarla, Davutoğlu’nun ifade ettiği otoriter yapının zemini oluşturuldu.
Perinçek “2014’ten bu yana Tayyip Erdoğan Türkiye’yi yönetmiyor. Türkiye Tayyip Erdoğan’ı yönetiyor” derken ve “Türkiye’den kastınız ne?” sualine verdiği cevapta “Ordu, polis, sanayici, işçi, çiftçi, esnaf”ın yanına kendi partisini de katarken işte bunu ifade ediyordu.
“Erdoğan vatansever kuvvetlerce ele geçirildi. Cumhuriyet yargısı altın çağını yaşıyor. Hayatımın en mutlu dönemindeyim” derken de.
Bu noktada Ayasofya’da bile taktik gereği şimdilik geri adım atılmış görüntüsü verildi. Perinçek’in “Atatürk’ün mevzisi Ayasofya değil, 15 Temmuz” sözü bunun ifadesiydi.
Tek adam rejimini kullanarak ülkeyi demokrasiden tamamen koparma projesi, ancak demokrasi ortak paydasında kurulacak çok güçlü ve hızlı bir dayanışma ile boşa çıkarılabilir.