Özdabak’la birlikte yargılandığımız davada çıkan mahkûmiyet kararıyla ilgili olarak şu tesbitleri de kayda geçirelim:
* İçinden geçtiğimiz sürecin 28 Şubat’tan eksiği yok, fazlası var. O zamanki DGM’lerin (devlet güvenlik mahkemelerinin) yerini bugün ACM’ler (ağır ceza mahkemeleri), TCK-216’nın (sonradan 312) yerini TMK-7 almış.
* O zaman “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iftirasıyla mahkûm edilmiştik; şimdi “terör örgütü propagandası” iftirasına muhatabız.
* AİHM ve AYM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay, AİHM’in Alparslan Altan, AYM’nin Ayşe Öğretmen ve barış akademisyenleri hakkında verdiği kararlar ACM’ler tarafından hâlâ dikkate alınmıyor ya da alınamıyor.
* “Terör örgütü propagandası” suçunun oluşması için “şiddete çağrı, teşvik ve tahrik eylemi”nin söz konusu olması şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine hiç bakılmıyor.
* Adalet Bakanının son dönemde sıklıkla dile getirdiği “O yapıyı eleştirenlerin de aynı torbaya konulması mücadeleyi sulandırıyor” uyarıları da ACM’lerde mâkes bulamamış.
* Son dönemde yasalaşıp yürürlüğe giren yargı reformu paketinde TMK’ya eklenen “Haber ve eleştiri niteliğindeki yayınlar terör örgütü propagandası suçu oluşturmaz” düzenlemesi de uygulamaya hâlâ yansımıyor.
* Son dönemde yapılan garip düzenleme ile 2 yılın altındaki cezalar için getirilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”nı karar açıklanmadan önce sanığa sorma uygulamasına biz de muhatap olduk. “Suçlu olduğumuzu kabul etmediğimiz için ‘hayır’ diyoruz” dedik. Eğer “evet” deseydik karar açıklanmayacak ve 5 yıl içinde aynı “suç”u işlemezsek kendiliğinden hükümsüz hale gelecekti.
Ama karara itiraz hakkımız olmayacaktı.
Biz böyle birşeyi kendimize yakıştıramadık. Verdikleri cezayı aldık ve hemen ertesi gün bozulması talebiyle istinaf mahkemesine götürdük. Gerekçeli kararın yazılmasını takiben ayrıntılı itiraz dilekçemizi vereceğiz.
* Mahkemenin daha baştan iade ederek tavır koyduğu bir iddianamenin son aşamada tek bir kelimesine dahi dokunulmadan esas hakkında mütalâa olarak sunulduğu ve 3 duruşmada 3 heyet değişikliği ile yürüyen bir yargı sürecinin sonunda verilen kararın istinaftan dönmesini diliyor ve bekliyoruz.
Hukuk, adalet ve vicdan adına...