"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi ve asayişin manevî muhafızlarıyız

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Aralık 2021, Perşembe
A Haber’de yoğun tepki alan iftiraların biri de Nur Talebelerinin darbe ve kalkışma gibi fitnelere eğilimli ve bunun için fırsat kolluyorlar gibi gösterilmeye kalkışılmalarıydı.

Bediüzzaman’ın hayatı ve Risale-i Nur hizmetinin bir asra yaklaşan tarihi, bu asılsız ve temelsiz iddia ve iftirayı çürütmeye yeterli.

Said Nursî ve talebelerinin, maruz kaldıkları ağır zulümlere rağmen başından beri müsbet hareket prensibiyle hareket ederek asayişin manevî bekçileri oldukları, bir vakıa.

İşte Bediüzzaman’ın bazı beyanları:

“Bu milletin can damarı hükmünde umumun teveccühünü kazanan ve her tarafta bulunan Risale-i Nur şakirtleri (talebeleri), Şeyh Said ve Menemen hadiseleri gibi cüz’î ve neticesiz hadiselerle bulaşmazlar.”

“Hakikî bir Müslüman, hiçbir zaman anarşiye ve bozgunculuğa taraftar olamaz. Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir.”

Ve beraatle biten Gençlik Rehberi mahkemesinde Av. Mihri Helav’in savunmasından:

“Risale-i Nur Müellifi ve şakirtleri asayiş, nizam ve intizamın fahrî ve manevî bekçileridir.”

Bu tesbitlerin fiiliyattaki ispatı, Üstadın Afyon müdafaasında şöyle kayda geçirilmiş: 

“Memleketin her tarafında bulunan Nur Talebelerinden, bu 20 senede alâkadar üç-dört mahkeme ve 10 vilâyetin zabıtaları emniyeti ihlale dair bir vukuatını kaydetmemiş.

“Üç vilayetin insaflı bir kısım zabıtaları demişler: Nur Talebeleri manevî bir zabıtadır. Asayişi muhafazada bize yardım ediyor, iman-ı tahkikî ile, her adamın kafasında bir yasakçıyı bırakıyor, emniyeti temine çalışıyorlar.”

Afyon Mahkemesi’nin üzerinden geçen 70 yılı aşkın zaman zarfında, en gergin ve muhataralı dönemlerde bile bu tesbitler defaatle tasdik ve teyid edildi. Sayısı on milyonları bulan Nur Talebelerinden, güvenlik ve asayişi sıkıntıya sokacak hiçbir fiil sâdır olmadı.

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve 15-20 Temmuz süreçlerinde tırmanan hukuksuzlara karşı hep hukuk zemininde ve müsbet hareket prensibiyle mücadele edildi.

Bu noktada, Risale-i Nur hareketinin ana gövdesi olan Yeni Asya’nın ayrım yapmadan bütün darbeler karşısındaki kararlı duruşunun son derece özel ve önemli bir yeri var.

Tarihin tasdikinde olan bu gerçekler ortadayken hilafına iddiaların hiçbir kıymeti yok.

Okunma Sayısı: 2891
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali ok

    9.12.2021 07:59:24

    Yeni Asya'nın haktan dürüstlükten taraf fitnenin uzağında, kardeşleri arasındaki kavgada da dürüst ve iftiradan yaftadan uzak Durusu takdire şayan.fakat din algısı istismarı din sahtekarligi yapanların binlerce hayırseveri hapse doldurmasi.Yezitleri muaviyeleti haccaclari akla getiriyor

  • Asım parlak

    9.12.2021 07:51:07

    Boş veeer havlayan her kelpin ağzına taş atsan yer yüzünde taş kalmaz.Böyle ahmakları muhatap alıp gündem de tutmaya değmez Ahaber kimki çıkardığı konuk kim olacak.YAZIKLAR OLSUN GERÇEK GÜNDEMİ BİLEREK SAPITMAK İSTEYENLERE.

  • Özdemiroğlu

    9.12.2021 07:36:45

    İşte şu hakikat ortaya çıktı ki; R. Nur'un içtimai ve siyasi tespitlerini kamuoyuna ve özellikle en başta Nur Talebelerine okumanın ve anlatmanın ne kadar zaruri olduğu anlaşılıyor. Bu tespitleri teferruat olarak görenler de zaten bu alanlarda istikametli netice alamadılar.

  • H.ibrahim Karahan

    9.12.2021 04:28:12

    Allah razı olsun her türlü kötülüklerden korusun

  • Ali R. Yardimoglu

    9.12.2021 03:29:28

    12 Mart değil, 9 Mart' tır; bu tarih için 2 orgeneral, Tağmaç ve Türün, hayatlarını, kariyerlerini, ortaya koydular, "feda ettiler"....

  • Huseyin

    9.12.2021 00:27:49

    A Haber özür dilemiş. Ama yetmez samimi ise yanlışını düzeltmek için en azından bir kaç tarih ehli kimseyi programına çıkarıp hatasını düzeltmesi gerekir. Yalan bir kere ağızdan çıktı milyonlara ulaştı. Hadi A Haber bekliyorum samimiyetini.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı