Frankenstein, İngiliz yazar Mary Shelley tarafından yazılan ve genç bir bilim insanı olan Victor Frankenstein’ın yaptığı alışılmışın dışında bir bilimsel deney sonucu ortaya çıkıp “canavar, iblis” gibi nitelemelere konu edilen yaratığın hikâyesinin anlatıldığı bir roman.
2018 başında, yayınlanmasının 200. yıldönümü vesilesiyle özel yorumlara konu edilen bu romandaki temayı güncele uyarlarsak:
Ülkemizin başına musallat edilen tek adam rejimi, bazı yönleriyle, Dr. Frankenstein’ın istemeden ürettiği o yaratığı tedai ettiriyor.
Bilhassa başından beri AKP’nin içinde yer alıp, bu partinin iktidara gelmesi ve iktidarını sürdürmesi için çetin mücadeleler verip, alabildiğine sıkı bir şekilde destek olup, adeta kader birliği etmişçesine arka çıkıp, bilâhare tek adam rejimine geçiş sürecinde ve sonrasında acımasızca tasfiye edilenler açısından.
Senelerce aynı yollarda beraber yürüyüp yağan yağmurda beraber ıslandıktan sonra yollarını ayırmak zorunda kalıp veya dışlanarak tasfiye edilip de, üstüne üstlük “Trenden inenler” söylemiyle aşağılananlar şimdi “Onca mücadeleyi bu noktaya gelmek için mi verdik?” hayıflanması ve sorgulaması içinde.
Demokrasinin “hedefe götüren tramvay” olarak nitelendiği günlerde dile getirilen endişeleri dikkate ve ciddiye almamanın ne büyük hata olduğunu şimdi anlamış olmalılar.
Ama ba’de harabi’l-Basra. İş işten ve atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra. Ödettiği ve ödetmeye devam ettiği bunca ağır bedel cabası.
Eğer çok erken uç vermeye başlayan işaretler zamanında fark edilmiş ve bilhassa Yeni Asya’nın ikazlarına kulak verilip gereğine uygun hareket edilebilmiş olsaydı bunlar yaşanmayabilirdi. Fena halde yanıltılan halkın desteğinin 28 Şubat’tan daha beter bir hukuksuzluk ve dayatma rejimini tesis ve ikame etmek için kullanılmasına meydan verilmeyebilirdi.
Ama ya fark edilmedi veya edildiyse de değişik mülâhaza ve hesaplarla sessiz kalındı.
Ancak bu tavır, manidar ve ibretli bir şekilde öncelikle sahiplerinden başlayarak bütün topluma ve ülkeye son derece pahalıya mal oldu.
50 öncesinin tek parti ve şeflik rejimi örnek alınarak ve bire bir onun yöntemleri kullanılarak hortlatılan tek adam rejimi, memleketi her alanda gerilere götürmeye devam ediyor.
Durdurulup telafisi için esaslı bir “demokratik tevbe”ye ve çok seri bir aksiyona ihtiyaç var.