Tek adamın sonu gelmeyen fâhiş fiyat artışlarından sorumlu tuttuğu marketlerin, kurdaki hızlı yükseliş sürerken neredeyse saat başı fiyat etiketi değiştirdikleri süreçte un ve yağ gibi ürünler için “Satışlarımız bir adetle sınırlıdır” notu koymaları, ekmeğin karneyle satıldığı 1950 öncesi dönemi hatırlattı.
Keza 12 Eylül öncesinin Ecevit’li CHP iktidarındaki uzun yağ ve tüpgaz kuyruklarını.
Ve bu durum ister istemez şunu dedirtti:
Siyasete bakan yönüyle tek adam rejimi Türkiye’ye nasıl 30’lu yılların şeflik dönemini andıran yönetim şeklini geri getirdiyse, ekonomide de “karne uygulaması”nı hortlattı.
Problemin kaynağı aynı: Herşeyi tepeden verdiği talimatlarla halledeceğini düşünen kafa yapısı. Oysa böyle birşey yaratılış kanunlarına da, çağın gerçeklerine de aykırı.
Meselâ ekonomi gibi sayısız faktör ve dinamiğin iç içe geçen etkileşimiyle yürüyen bir alanın Saray fermanlarıyla tanzimi mümkün mü? Fiyatlar ve faiz talimatla düşer mi?
Ankara ekonomiyi on yıllar boyunca altı oktan biri olan devletçilik ilkesiyle yönetmeye ve yönlendirmeye çalıştı. Sonra karma ekonomi denemeleri yaptı. Ardından da serbest piyasa sistemi çerçevesinde özel girişimi öne çıkaran bir modele geçmeye çalıştı.
Ne var ki, devletçiliğin resmî ideoloji dayatmasıyla adeta genlerine nüfuz ettiği bir zihniyet, yapı ve işleyişle, bu yöndeki gayretlerin başarılı olmasına izin verilmedi. Özelleştirmeler bir “yağma ve peşkeş” mantığıyla yapılırken, devletçi kafa hâlâ yerinde duruyor.
Tek adam rejimine geçilmesiyle beraber, bu anlayış daha da kuvvet buldu. Demokratik denge ve denetim mekanizmalarını tamamen devredışı bırakan bu rejim, hayatın bütün alanları gibi ekonomiyi de sıkboğaz ediyor. Kronikleşen krizler bunun sonucu.
Adrese teslim ihaleler, çoklu maaşlar ve ayrıcalıklarla kendi yandaşlarını ihya ederken, fakirlik ve mahrumiyete mahkûm ettiği milyonları daha da yoksullaştıran bu rejim, ürettiği krizleri “ekonomik kurtuluş savaşı” hamasetiyle örtme “kurnazlığı”na sığınarak inadını sürdürdükçe, krizler de tırmanıyor.
Sorunun temelinde hukuk ve demokrasiden iyice uzaklaşan tek adam rejimi yatıyor.
Tek çare, bu rejimi demokrasi içinde tasfiye edip bir an önce hukuk devletine dönmek.